Şimdi Deklanşöre Basma Zamanı / 2000

Fotoğraf çekmeyi öğrenmek, fotoğraf kültürünüzü geliştirmek için ideal bir döneme girdik. İstanbul Saydam Günleri ve İFSAK Fotoğraf Günleri gibi iki büyük organizasyon ile açılan fotoğraf sezonu, potansiyel fotoğrafçıların da dikkatini çekmiştir kuşkusuz. Sezon boyuca birbiri ardına açılacak sergiler ve piyasaya çıkacak fotoğraf kitaplarının yanı sıra, fotoğrafa yeni yeni gönül verenlerin yetişmesini sağlayan temel fotoğraf eğitim seminerleri de bu dönemde başlamış durumda.

FOTOĞRAF ÇEKMEYİ ÖĞRENMEK İSTİYORSANIZ
Bir gazetenin promosyonu ya da bir yakınınızın hediyesi olan küçük bir fotoğraf makineniz var. Sizin için önemli olan günlerde yanınızda taşıdığınız, küçük objektifini sevdiklerinize çevirdiğiniz bu basit makine, bir süre sonra beklentilerinizi karşılamaz hale geldi. Gözünüzle gördüğünüz muhteşem gün batımları, hemen önünüzde meydana gelen ilginç bir olay, çıktığınız tatillerde tanık olduğunuz unutulmaz manzaralar, yaşadığınız unutulmaz anlar, elinizdeki fotoğraf makinesiyle bir türlü istediğiniz gibi saptanamıyor. Oysa siz, fotoğrafın sınırsız olanaklarının farkındasınız. Demek ki, bir fotoğraf amatörü olmanızın zamanı gelmiş. Nereden başlamanız gerektiğini bilmiyorsanız buyrun; küçük önerilerimiz size, koskocaman bir dünyanın kapılarını aralayacak

Önce işlevsel bir fotoğraf makinesi edinmekte yarar var. Kendinizi digital ya da kimyasal fotoğraf seçeneklerinden hangisine yakın hissettiğinizi öncelikle sormalısınız. Digital fotoğraf makineleri, amatör düzeyler için son derece geniş bir yelpazede seçenekler sunuyor. Sürekli gelişen teknoloji, her geçen gün yeni marka ve modellerin piyasaya çıkmasına neden olurken, seçimi de zorlaştırıyor. Bilgisayar dünyasının nimetlerinden nasibini almış, gelişkin hardware ve software sahibi olanlar için digital makineler hiç düşünmeden önerilebilir. Ancak, taş çatlasa 1000 mhz gücünde, 10-15 GB hafızaya sahip bir bilgisayar, digital fotoğrafla uğraşmak isteyenlerin taleplerini karşılamakta yetersiz kalacaktır. Bir CD yazıcı, testlerden iyi sonuçla çıkmayı başarmış bir printer, lisanslı bir fotoğraf işleme programı öncelikle ihtiyacınız olan donanımların başında geliyor. Hobi düzeyindeki çalışmalar için tüm bunların büyük bir yatırım olacağını düşünüyorsanız, haklısınız, derim. Fakat yine de unutmayın ki gelecek digital fotoğrafın!

Geleceğe henüz zaman var, diyorsanız, mekanik ve elektronik fotoğraf makineleriyle işe koyulabilirsiniz. 35 mm olarak genel bir isimle anılan bu fotoğraf makineleri, model ve markalarına, yeni ya da ikinci el olmalarına bağlı olarak 300-400 DM’tan başlayıp, birkaç bin DM’a kadar değişen bir fiyat yelpazesinde yerlerini alıyorlar. Manuel kontrol sağlayan ama otomatik de kullanılabilen bir model seçmenizi özellikle öneririm. Teknolojik gelişmişlikleriyle yine çok fazla seçenekle karşı karşıya olduğunuzu belirteyim. Satın almaya karar verdiğiniz makineyi, ilk girdiğiniz mağazadan sakın almayın. Ne kadar çok yere girip çıkarsanız fiyatların aynı çoklukta değiştiğini göreceksiniz. Sirkeci piyasası, size neredeyse sonsuz seçenekler üretecektir. Sirkeci’ye yolunuz düştüğünde de mutlaka Hayyam Çarşısı’nı dolaşın. Özellikle ikici el piyasasının kalbi Hayyam’da atar, bunu unutmayın. Peki bu karmaşa içinde doğru makineyi aldığınızı nasıl bileceksiniz? İşte asıl konumuz bu!

Fotoğraf çekmeyi, içgüdüsel bir alışveriş sonucunda aldığınız fotoğraf makinesiyle, deneme yanılma yöntemini uygulayarak, birkaç başvuru kitabını başucunuzda tutarak öğrenebilirsiniz. Fakat benden söylemesi: Bu yöntem çok maliyetli ve uzun zaman alan bir yöntem. Bunun yerine tasarruflu, hızlı ve motivasyonunuzu ayakta tutacak doğru yöntemi önereceğim: Temel fotoğraf eğitim seminerlerine katılmak.
İstanbul’da yaşamanın avantajlarından biri de, fotoğrafçılığa merak salanların başvurabilecekleri adreslerin, diğer kentlere oranla çokluğu. 12 milyonluk bir kent için belki de az bile kabul edilebilecek bu adreslerin her geçen gün arttığını bilmek, bir teselli kaynağı.

Aşağıda özelliklerinden sözettiğimiz temel fotoğraf eğitimi veren kurum ve kuruluşları önce birer birer ziyaret etmenizi öneririm. Size uygununu seçtikten sonra, buralardaki eğitmenlerden satın almayı düşündüğünüz fotoğraf makineleri hakkında bol bol bilgi ve öneri alabilirsiniz. Bir seminer programına dahil olur olmaz ikinci işiniz de fotoğraf kitaplığınızı oluşturmak ve memleketimizin sahip olabildiği üç fotoğraf dergisine (Fotoğraf Dergisi, Digital Fotoğraf Dergisi ve Geniş Açı Dergisi) aboneliğinizi gerçekleştirmek.

Şimdi, temel fotoğraf eğitimi veren seçeneklerden bir kısmına gözatalım:

İFSAK (İstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği)
İstanbul’un ve Türkiye’nin en köklü fotoğraf kurumu. 41 yıllık geçmişinde, ülkemize kazandırdığı çok sayıda amatör ve profesyonel fotoğrafçının adını saymak mümkün.
Yılların birikimi ve geniş eğitmen kadrosuyla, fotoğrafa ilk adımını atacaklar için önemli bir adres. 20 yıldır temel fotoğraf seminerleri düzenleyen kurum, her dönem iki ayrı grup halinde 90 katılımcı kabul ediyor. Haftada bir gün (Salı ya da Cumartesi), sekiz hafta süren seminerlerde, fotoğraf makineleri tanıtılıyor, ışık ve kompozisyon bilgileri veriliyor. Çekim teknikleri, yardımcı araçların kullanımı, karanlık oda ve fotoğraf tarihi de diğer konuları oluşturuyor. İki çekim gezisini ve karanlık oda pratiğini de içeren seminerlerde görsel malzeme ve teknolojik olanaklardan olabildiğince geniş biçimde yararlanılıyor. Seminerlerin sonunda, katılımcıların ürettiği fotoğraflarla bir de karma sergi açılıyor ve sertifika veriliyor.
İlkan Özdağ ve Aclan Uraz, Fotoğraf Makineleri; Selim Güneş ve Ayhan Aydın, Işık; Hakan Kızılcıkoğlu ve Yalçın Savuran, Filtreler ve Yardımcı Araçlar; İzzet Keribar ve Ali İhsan Gökçen, Çekim Teknikleri; Merih Akoğul ve İzzet Keribar, Kompozisyon; Özer Kanburoğlu ve Ufuk Duygun, Karanlık Oda; Orhan Cem Çetin ve Alberto Modiano, Fotoğrafın Evrimi ve Geleceği konularında katılımcılara bilgilerini aktarıyor. 50 milyon TL’lik bir bağışla katılabilinen seminerlerin çok sayıdaki artısının yanında kanımca tek handikabı 45 kişilik gruplar.
Adres: İstiklal Cad. Ayhan Işık Sokak No: 3 Kat: 2 Beyoğlu-İstanbul
Telefon: 0212 292 18 07 ve 292 42 01

FOTOGRAFEVİ-FUJİFİLM
Fotoğrafın yaygınlaşması ve sunum olanakları konusunda olduğu kadar fotoğraf eğitiminde de önemli katkıları olan bir diğer kuruluş. Dokuz yıldır temel eğitim çalışmalarını sürdürüyor.
Cumartesi, pazartesi ve perşembe günleri verilen seminerler 25 kişilik gruplarla gerçekleştiriliyor. Beş hafta süren eğitim boyunca, Emre İkizler, Fotoğraf Makineleri, Objektifler; Cüneyt Aydınbaş, Filmler ve Yardımcı Araçlar; Gökhan Gezik ve Alberto Modiano Yüzyılın Unutulmayan Fotoğrafları ve Kompozisyon; Mehmet Kaçmaz, Işık Bilgisi ve Çekim Teknikleri seminerlerini veriyor. Seminerlerin dördücü haftasında çıkılan çekim gezisini, beşinci hafta karanlık oda bilgisi ve pratiğiyle, fotoğrafların değerlendirilmesi izliyor. Seminerlerin sonunda katılımcılara bir de sertifika veriliyor.
Fotografevi-Fujifilm’in sözedilmesi gereken önemli bir özelliği, İleri Fotoğraf Atölyeleri. Temel fotoğraf eğitimini tamamlayanların katılabildiği bu atölyelerde, fotoğrafa ilişkin detaylı kuramsal ve uygulamalı çalışmalar sürdürülüyor. Dijital Fotoğraf Atölyesi’nde eğitmen olarak Orhan Cem Çetin ve Emre İkizler; Siyah-Beyaz Karanlıkoda Atölyesi’nde Dora Günel ve Özcan Yurdalan; Renk-Işık ve Zone Sistem Atölyesi’nde Vasken Değirmentaş; Aktüel Fotoğraf Atölyesi’nde Özcan Yurdalan görev alıyor.
İleri Fotoğraf Atölyeleri’nin dışında İleri Fotoğraf Seminerleri de sözkonusu. Merih Akoğul, Haluk Çobanoğlu ve Orhan Cem Çetin tarafından verilen seminerler sekiz hafta sürüyor ve Belgesel ve Haber Fotoğrafçılığı, Bir Belgesel Projesi Yapmak, Ünlü Fotoğrafçılar Nasıl Çalışıyor, Bakmak, Görmek ve Anlamlandırmak, An ya da Düşüceyi Fotoğrafa Dönüştürmek, Dünya ve Türkiye Fotoğraf Tarihi, Türkiye’de Fotoğrafın Bugünkü Durumu, Sanat Akımları ve Fotoğraf, Resim-Fotoğraf İlişkisi, Metinlerde Fotoğraf, Fotoğrafı Okumak ve Yorumlamak, Fotoğrafçı ve Donanımı, Stüdyo Teori ve Uygulamaları, Fotoğrafın Olanakları ve Dijital Fotoğraf Uygulamaları, Günümüz Sanatında Dijital Fotoğrafın Yeri konularını içeriyor.
Adres: İstiklal Cad. Tütüncü Çıkmazı No:4 Galatasaray-İstanbul
Telefon: 0212 251 05 66 ve 245 40 08

GÖÇERLER FOTOĞRAF KULÜBÜ
Fotoğraf meraklıları için bir diğer önemli adres. Göçerler, özelikle İstanbul’un Anadolu yakasındaki fotoğraf ilgililerinin hayatını kolaylaştırıyor. 49 dönemlik bir geçmişle, bu alandaki köklü kuruluşların arasındaki yerini alan Göçerler’de cumartesi ve Pazar günleri en çok 25 kişilik gruplara verilen temel fotoğraf eğitimi seminerleri sekiz hafta sürüyor. Fotoğrafa ilişkin temel bilgilerin katılımcılara verilmesini ve ekipmanların sağladığı olanakların tanınmasını amaçlayan eğitimi Yard. Doç. Dr. Faik Başaran ve İbrahim Akyürek veriyor. Seminerler, Fotoğraf Makineleri, Diyafram ve Perde Dizinleri, Film Yapısı, Negatif ve Pozitif Filmler, Gördüğü Açılara Bağlı Olarak Objektif Cinsleri, Flaş, Kompozisyon, Diğer Ekipmanlar ve Karanlık Oda Bilgisi konularını içeriyor. Seminerlerin sonunda İstanbul içinde çekim gezisine de çıkılıyor.
Göçerler’de, Temel Fotoğraf Eğitimi Seminerleri’nin yanı sıra Engin Kaban tarafından verilen Genel Karanlık Oda Seminerleri de gerçekleştiriliyor. Bu seminer dizisi de sekiz hafta sürüyor ve çarşamba günleri yapılıyor.
Adres: Miralay Nazım Sokak No: 36/3 Kadıköy-İstanbul
Telefon: 0216 414 44 74 ve 414 70 23

NAZIM KÜLTÜREVİ FOTOĞRAF KURSU
Nazım Kültürevi Fotoğraf Atölyesi tarafından düzenlenen fotoğraf kursları, temel eğitimin verildiği en genç adreslerden. 1997 yılında başlayan eğitim faaliyetleri, fotoğrafa yeni başlayanların teknik ve literatürle tanışıklıklarını sağlamayı hedefliyor. 30 kişilik grupların sekiz hafta süren eğitimlerini, Ufuk Duygun, Yalçın Savuran, Gülhan Kırdı ve Alberto Modiano veriyor. Duygun tarafından verilen Makine Bilgisi 1-2, Çekim Teknikleri ve Karanlık Oda derslerinin yanı sıra, Filtreler ve Yardımcı Öğeler dersini Savuran, Işık Bilgisi ve Kompozisyon derslerini Kırdı, Fotoğraf Tarihi dersini ise Modiano veriyor. Dersler pazartesi akşamları saat 19.30’da başlıyor ve iki saat sürüyor
NKE Fotoğraf Kursu, Atölye’nin bir parçası olduğu için, kursların bitişinden sonra dileyen katılımcılar fotoğraf çalışmalarına Atölye çerçevesinde sürdürebiliyorlar.
Adres: İstiklal Caddesi, Aznavur Pasajı, Kat:7, Galatasaray Lisesi Karşısı Beyoğlu-İstanbul
Telefon: 0212 245 04 81 ve 251 07 24

İLTERİŞ TEZER FOTOĞRAF ATÖLYESİ
İlteriş Tezer Atölyesi, temel eğitimi tamamlamış amatörleri bir üst seviyeye taşımayı hedefleyen özel bir atölye. İlteriş Tezer’in bilgi ve birikimlerinden yararlanabilmek için tek koşul İFSAK üyesi olmak. Ücretsiz olan atölyede, amatörlerin teknik eksikleri gideriliyor, fotoğrafa bakış açısı genişletiliyor. 25 kadar katılımcısı bulunan Atölye’de buluşma günleri pazar ve çarşamba. Yağmur, fırtına ve kar dahil olmak üzere hiçbir hava koşulu engel kabul edilmediğinden, her pazar saat 10.00’da Sultanahmet-Cankurtaran’daki Halil Taş Kahvehanesi’nde buluşulup, çekim gezisine çıkılıyor. Bu gezilerde üretilen fotoğraflar da, Çarşamba akşamları İFSAK’ta biraraya gelinerek değerlendiriliyor. Çekim tekniklerinin dışında, siyah-beyaz fotoğrafçılığını geliştirmek isteyenlere de önemli bir fırsat yaratan İlteriş Tezer Atölyesi’nde eğitim bir süreyle sınırlandırılmıyor.
Telefon: 0532 252 01 73 (İlteriş Tezer)

BU KİTAPLARI MUTLAKA OKUYUN

Temel fotoğraf eğitimi almaya ya da kendi kendinizi eğitmeye karar verdiniz. O halde aşağıdaki kitapları edinmenizde sonsuz yarar var.

Nazif Topçuoğlu - İyi Fotoğraf Nasıl Oluyor, Yani?: “I know, it’s only rock’n roll, but I like it” Mick Jagger - Keith Richards alıntısıyla başlayan kitap, günümüz fotoğrafçıları için ‘öncelikle okunması gerekenler’ listesinin başlarında yeralıyor, kanımca. Fotoğrafa, genelde sanata bakış açısını yukarıdaki alıntıyla özetleyen kitabın Yapı Kredi Yayınları’ndan yapılan baskısı, bildiğim kadarıyla tükenmiş durumda. Kitabı sahaflarda aramak durumundasınız.
Nazif Topçuoğlu – Fotoğraf Ölmedi Ama Tuhaf Kokuyor: YKY’ndan çıkan son Topçuoğlu kitabı. Pek çok tartışmayı da beraberinde getiren kitap, yakın dönemin en dikkate değer ürünlerinden.
Aydemir Gökgöz - Bütün Yönleriyle Fotoğrafçılık / Siyah Beyaz ve Renkli: Son derece önemli bir başucu kitabı. 1977 ve 1980 tarihlerinde yapılmış iki baskısı var. Elbette yalnızca sahaflarda bulabileceğiniz bu kitabı, sahafın insafının belirleyeceği bir fiyatla satın alabileceksiniz. 1968 yılında Gökgöz’ün, Ayhan Babacan ile yazdığı Bütün Yönleriyle Siyah Beyaz Fotoğraf adlı kitabın önemli ölçüde genişletilip, geliştirilmiş bir versiyonu. Sonraki yıllarda yazılmış benzer içerikli kitaplarda ulaşamayacağınız bir çok bilgiyi içeren bu kitabı muhakkak kitaplığınıza katın.
Nadi Kafalı – Siyah/Beyaz ve Renkli Fotoğrafçılık: İmge Kitabevi’nden. Aydemir Gökgöz’ün kitabıyla benzerliği biraz kafaları karıştırsa da, konunun etik ve telif yönü başka zeminleri ilgilendirdiğinden, neticede piyasada satılıyor oluşu ve kapsamıyla önerilebilecek bir ‘fotoğrafta ilk adımlar’ kitabı.
Gültekin Çizgen - Fotoğrafçılık ve Karanlık Oda Bilgileri: Özellikle karanlık oda uygulamalarınızı kolaylaştıracak, pratikleşmenizde katkıları olacak bir kitap.
Ahmet Tolungüç - Amatör Fotoğrafçının El Kitabı: AFSAD Dergisi’nin bir yayını olarak, her sayıda bir fasikül biçiminde yayınlanmış bir el kitabı. Fotoğraf makinesinin tanıtımından, karanlık oda çalışmasına geniş bir yelpazeyi içeren kitap, günümüze kadar yayınlanmış hemen hemen tüm fotoğraf tekniği kitapları gibi eski teknolojiyi öğretiyor.
Güler Ertan - Çağdaş Fotoğraf Sanatı: Fotoğraf tarihi ve tekniği üzerine kaleme alınmış son derece yararlı bilgileri içeren mühim bir kitap. Yolunuz yine sahaflara düşecek...
Güler Ertan - Fotoğraf Terimleri Sözlüğü: Türkçe kitaplar içerisinde, kendi alanında tek kitap. Amatör ve profesyonellerin terimleri yerli yerinde kullanmalarını, bilgilerini derinleştirmelerini sağlayan mühim bir başka kitap... AFA’dan yayınlanmış ve sanırım baskısı kitapçılarda halen mevcut.
Gelelim, fotoğraf tarihi ve estetiği üzerine, Türkiyeli yazarlar tarafından kaleme alınan kitaplara...
Şinasi Barutçu, Ergun Barutçu – Fotoğrafide Kompozisyon: Yazıldığı yıllarda kalmayıp, zamanını aşan kitaplardan biri. Barutçular’ın kitaptaki ‘son söz’leri, kitap hakkında fikir veriyor: “Bu kitaba, kompozisyon hakkında söylenecek olanlardan, amatör tarafından en kolay şekilde tatbik edilebilecekleri aldık.”
Sabit Kalfagil - Fotoğraf Sanatında Kompozisyon: Şinasi Barutçu ve Ergun Barutçu tarafından 1970’lerde yayınlanan benzer içerikli kitaptan sonra Kalfagil hocamızın, özenle detaylandırıp, örneklerle bezediği değerli bir eğitim kitabı. Ağır akademik atmosferi, günümüz fotoğrafıyla çelişse de, Türkiye fotoğrafının genel gelişim çizgisine hala büyük ölçüde ışık tutuyor.
Engin Özendes - Osmanlı İmparatorluğu’nda Fotoğrafçılık: Fotoğrafın Osmanlı topraklarındaki ilk izleri, yerleşmesi ve yayılmasına ilişkin derinlemesine bir araştırmanın son derece yetkin bir sonucu. Dünü bilmeden, yarınların kurulamayacağını düşünenlere ilk tavsiye...
Engin Çizgen (Özendes) - Türkiye’de Fotoğraf: Özendes’in yukarıda adını andığım kitabının hem özeti, hem de eklemeleri içeren kitabı...
Mehmet Bayhan – Yazılarla Fotoğraf: Bayhan’ın 1978-90 yılları arasında çeşitli yayınlarda yeralan fotoğraf yazılarından oluşan bir kitap.
Tahir M. Ceylan - Fotoğraf, Estetik ve Görüntü Üzerine Denemeler: Kitabın son bölümünde yeralan, Fotoğraf Tarihine Giriş ile diğer bölümleri oluşturan denemeler gerçekten dikkate değer. Bu alanda son derece sınırlı bir yayın yelpazesine sahip olan Türkçe fotoğraf kitaplığımızın nadide eserlerinden.
AFSAD Fotoğraf Sempozyumu Tutanakları - 1/2/3: Türkiye ve Dünya fotoğrafının tarihi, estetiği, örgütlenmesi üzerine yapılan yoğun tartışmaların tutanağı. Özellikle 2. ve 3. kitaplarda son derece önemli bildiriler yeralıyor.
Gültekin Çizgen - Fotoğraf Yazıları
                          - Fotoğrafın Yapısı ve Kimliği Üzerine Denemeler
                          - Ve Fotoğraf
                          - Fotoğrafın Görsel Dili
                          - Işık Çağı-Fotoğraf Çağı: Çizgen’in 40 yıllık fotoğraf yaşamı boyunca, samimi ve tartışmacı üslubuyla kaleme aldığı denemeleri biraraya getiren, bir ustanın birikimini paylaşmamızı sağlayan kitaplar kitaplığınızda bulunmalı.
Seyit Ali Ak - Fotoğrafımızda Tartışma: Sayın Ak’ın hazırladığı kitap, Türkiye fotoğrafının bir dönemine iz bırakmış tartışmaları içeriyor. Tartışmaların önemli bir bölümündeki şahsiyetler Ak’ın kendisiyle Gültekin Çizgen.
Seyit Ali Ak-Alberto Modiano - Türkçe Fotoğraf Yayınları Kataloğu, 1871’den 1993’e: Bu çalışmayı, tüm yüreğimle liste başı yapıyorum. Çünkü, sözkonusu kitapta, belirtilen tarihler arasında basılmış tüm fotoğraf kitaplarının, dergilerinin, teksirlerin, albümlerin ve sergi kataloglarının detaylı bir listesi mevcut. Gerçek bir kaynakça.
Seyit Ali Ak - 25 Yılın Türk Fotoğraf Tutanağı: 1960 - 1985 yılları arasında fotoğraf adına yapılmış tüm etkinliklerin dökümü bu kitapta toplanmış. Özellikle Türkiye fotoğrafının tarihçesiyle ilgilenenlere hararetle tavsiye olunur.
Çerkes Karadağ – Sözde Fotoğraf: İmge Kitabevi’nden. Karadağ’ın fotoğrafa ilişkin düşüncelerini, ‘özlü sözler’ halinde derlediği, kitabın finaline ‘Dostlarla Sohbetler’ başlığında
Mevlana’dan Yves Bonnefoy’a kadar pek çok insanın fikirlerini eklediği ‘okuma fişleri’nden oluşan farklı bir yapıt.
Faruk Akbaş – Türkiye Fotoğraf Rehberi: Om-Rehber dizisinden, keyifli bir çalışma. Memleketimin hangi şirin köşeşinde ne çekebilirim, nasıl çekebilirim diye yanıp yıkılanlara birebir.
John Hedgecoe - Her Yönüyle Fotoğraf Sanatı
                              - Siyah-Beyaz Fotoğraf Sanatı ve Karanlık Oda Teknikleri: Remzi Kitapevi tarafından yayınlanan bu iki kitap,özellikle içerdikleri örnek fotoğraflar sayesinde dağarcığınızı zenginleştirecektir. Yazarın henüz Türkçe’ye çevrilmemiş Hedgecoe’s Photographer’s Workbook adlı kitabının niteliksel olarak gerisinde kalsalar da, zorunlu Türkçeciler için kaçınılmaz birer kaynak...
Julian Colder / John Garrett - Her Yönüyle Fotoğrafçılık El Kitabı: Fotoğrafın abc’sini öğretmeyi hedefleyen yayınlardan. Türkiyeli fotoğraf yazarlarının kaleme aldığı kitaplardan pek de ileri bir seviyeye ulaşamıyor.
Michael Langford - Yaratıcı Fotoğrafçılık: Kitaplığınızda bulunsun, kesinlikle faydalanırsınız. Çok da bir şey beklemeyin. Orta halli bir ürün. İnkılap Kitapevi’nden...
Edouard Boubat - Fotoğraf Sanatı: İnkılap ve Aka Yayınevi’nden nitelikli bir kitap. Mutlaka edinin.
Ernst Coustet - Meslek Edinmek İsteyenlere Kendi Kendine Fotoğrafçılık, Siyah-Beyaz,                                                                                                                                                                                                               Renkli Fotoğraf, Flaş, Pozametre: ‘Bu Kitapla İyi Resim Çekebilirsiniz’ sloganıyla okuyucuya sunulan on yıllar öncesinden bir kitap. Nereden nereye gelindiğinin basılı örneği. Fantazi düzeyinde, bakılmaya değer.
Gelelim fotoğraf üzerine düşünenlerin eserlerine....
John Berger - O Ana Adanmış: Fotoğrafçının kutsal kitaplarından... Fotoğrafın anlatım olanaklarını anlamak, fotoğraf okumanın ilmine ulaşmak, zihninizdeki henüz açılmamış dehlizlerde, ‘Görme Biçimleri’nin üstadıyla doyumsuz bir keşfe çıkmak için bulunmaz bir fırsat. Metis’ten...
Susan Sontag - Fotoğraf Üzerine: Altıkırkbeş Yayınları’ndan basılan kitap, daha çok ‘şeytanın gör dediği’ni gösteriyor. Eleştirmenler tarafından abartılı bulunsa da, fotoğrafa yeni başlayanlar üzerinde ciddi sendromlar yaratsa da fotoğrafın masumiyeti üzerine çok önemli tartışmalara öncülük ediyor. Kitaptaki, ‘Platon’un Mağarası’nda’ adlı ilk deneme, özellikle Türkiye’de uzun yıllar tartışmalara zemin teşkil etmişti. Okuyun; fakat sonucundan asla sorumlu değilim, bu da bilinsin!
Roland Barthes - Camera Lucida / Fotoğraf Üzerine Düşünceler: Altıkırkbeş Yayınları’ndan bir başka önemli yapıt. Fotoğrafın içeriğine ilişkin, yaratıcı yorumları var Barthes’in.

Röportaj 1

Emre İkizler: “Fotoğraf bir heves değil, tutkudur. Bu yüzden, ilgi sürekli olmalıdır.”

-         Fotoğraf eğitmenlerinin dikkat etmeleri gereken en önemli konular nelerdir?
E.İ. – Öncelikle her konuyu bilmeleri gerekir. Teorik ve pratik olarak, katılımcıdan gelebilecek her türlü soruyu yanıtlayabilecek düzeyde olması, eğitimcinin hem kendine güvenini arttıracaktır, hem de katılımcının güvenini kazanacaktır. Bunun dışında, ‘ağzı laf yapan’ eğitimci makbuldür. Tekdüze bir tonda, yalnızca konuyu anlatıp, seminere katılanlarla ilişki kurmamak, yapılabilecek en büyük hatadır. Yaşanmış, çarpıcı örnekler vermek, espriler yapmak, çok resmi davranmamak, katılımcılara sorular sormak, bilerek yanlış yapıp bu yanlışın farkedilmesini sağlamak gibi yöntemlerin izlenmesi ilgiyi sürekli hale getirir. Zaten eğitimcinin de asıl sağlaması gereken de budur. Bir başka nokta da, katılımcıların doldurduğu formların incelenerek, genel eğitim durumlarının saptanması ve anlatım düzeyinin buna göre belirlenmesidir. Tümü üniversite mezunu olan bir gruba daha teknik açıklamalar yapabilirsiniz, ama çoğu ortaokul mezunu olan bir gruba anlatacaklarınızı daha basitleştirmeli ve daha çok tekrarlamalısınız.
-         Seminerlere katılmak isteyenlere neler önerirsiniz?
E.İ. – Katılımcılar genellikle tavsiyeler doğrultusunda seçim yapıyorlar. Buna karşı değilim, elbette. Ama mümkünse kendi başlarına bir araştırma yapsınlar ve bu eğiim kurumlarını incelesinler. Eğitimin yapılacağı fiziksel mekan, katılımcı sayısı, eğitimcilerin niteliği, kullanılan görsel malzeme gibi konularda bilgi alsınlar. Hatta eğitimcilerle yüzyüze görüşsünler, merakları giderilsin. Ama en önemlisi, her seminerden önce, daha önce öğrendiklerini tekrar ederek ve uygulayarak gelsinler.
-         Seminerler fotoğrafı öğrenmek için tek başına yeterli midir?
E.İ. – Tabii ki hayır. Seminer, arayış içinde olan katılımcılara yol gösteren bir çalışmadır. Bir başlangıç noktasıdır ya da bir temeldir. Ama fotoğraf, emek ve sabır isteyen bir uğraşıdır. Öğrenme aşamasında, bol miktarda çekim yapmak, ‘denemek-yanılmak’ gerekir. Yalnızca okuyarak ya da yalnızca seminere katılarak fotoğrafı öğrenmek mümkün değildir. Tamam, seminerlr yararlıdır ama seminerlerin yeterli olacağını düşünmek en büyük hatadır. Üzerine siz birşeyler eklemezseniz, olduğunuz yerde kalırsınız ya da geriye gidersiniz. Fotoğraf, uzun soluklu bir maceradır. Fotoğraf bir heves değil, tutkudur. Bu yüzden, ilgi sürekli olmalıdır.
-         Eklemek istediğiniz bir düşünceniz var mı?
E.İ. – Fotoğraf, hem teknik hem de estetik değerleri barındıran bir olgudur. Teknik sorunları gidermek, bu işin temel şartıdır, ancak yeterli değildir. Bu sorunları gideremeyen yığınla öğrencim oldu. Öte yandan, bu sorunu aşan, hatta profesyonel olarak fotoğrafla uğraşan öğrencilerim de oldu. Bir yığın öğrencim de, teknik sorunları aşmalarına karşın estetik sorunlarda takılıp kaldılar. Bu yaşadıklarımdan şu sonuca vardım: Olayın teknik boyutu, zor da olsa öğrenilebiliyor, ancak estetik değerler, bir insanın içinde ya vardır ya da yoktur. Bunun öğretilebilir ya da öğrenilebilir bir şey olduğuna inanmıyorum.
Son olarak şunu da söyleyeyim: Fotoğrafı öğrenmek isteyenler fotoğraf sergilerini, dia gösterilerini, sinemaları, fotoğraf kitaplarını ve fotoğraf dergilerini takip etmeliler. Yani görmeyi öğrenmeliler ve bunun için çaba harcamalılar. Çaba harcamadan hiç bir şey kazanılmaz.

Röportaj 2

İlteriş Tezer: “Fotoğraf Mikrobunu Damardan Vereceksin!”

-         Temel fotoğraf eğitimindeki ana yaklaşımınızı anlatır mısınız.
İ.T. – Fotoğrafa ilgi duyan insanları sonuna kadar teşvik etmek gerekiyor. İlk adımlar atılırken mutlaka kişinin heyecanı ayakta tutulmalı, çünkü o dönemde herkes çok kırılgan oluyor. Çok iyi fotoğraf çektiği duygusu verilmeli. Böylelikle fotoğraf mikrobu vücuduna hızla yerleşir ve ondan sonra çıkması da pek kolay olmaz. Ama zaman geçip de gerçekten fotoğrafı öğrenmeye başlayan insan da kendisiyle yüzleştirilmeli. Mikrop bir kez kana girdikten sonra hırpalasanız da kırılmıyorlar. Çünkü bunu ne için yaptıklarının farkına varmış oluyorlar.

-         Atölyenizde farklı bir çalışma anlayışı hakim. Bu farklılığı biraz detaylandırır mısınız?
İ.T. – Bizim çalışmamız gönüllü bir çalışma. Tümüyle sevgiyle ilişkili. Fotoğrafı çok hızlı kavrayanlar olduğu gibi ağır ağır ilerleme kaydedenler de var. Tümüne aynı sabır ve sevgiyle yaklaşılması gerektiğine inanıyorum. Bu nedenle Atölye çalışmasına katılanlarla birebir ilişki kuruyorum. Fotoğraftaki hedeflerini ortaya çıkartıyorum. Ve onları hedefleri doğrultusunda yönlendiriyorum. Önceleri kaçınılmaz olarak bir çok İlterişçik ortaya çıkıyor. Önlerindeki modeli taklit ediyorlar. İlk karma sergide bu net biçimde gözlemleniyor. Ancak zaman geçtikçe kendi kimliklerini kazanıyorlar. O noktaya geldiklerinde, hadi bakalım diyoruz, kişisel sergi vakti geldi!

-         Siyah-beyaz fotoğraf çalışmalarınızda da farklı bir yaklaşım var.
İ.T. – Öğrencilerimizin öncelikle siyah-beyazda yetkinleşmelerini sağlamaya çalışıyorum. Bunun için gereken bilgileri vermekle beraber, şahsi karanlık odalarını kurmaları yönünde teşvik ediyorum. Çünkü, karanlık oda çalışmasının ortak bir mekanda sağlıklı biçimde yapılabilmesi pek kolay değil. İnsanın elinin altında, dilediği an kullanabileceği bir yerde olması gerek. Hafta içi, hafta sonu, gecenin bir yarısı... Bunun önemini anlatıyoruz arkadaşlarımıza ve bütçeleri doğrultusunda bir karanlık oda kurmalarını sağlıyoruz.

Yücel Tunca/2000-İstanbulLife Dergisi






Yorumlar

Çok Okunanlar