Mimari Fotoğraf / 2012
“Uzaydan dünyaya
bakıldığında görülebilen, insan eliyle yapılmış tek yapı Çin Seddi’dir.”
haberine çoğumuz pek de sorgulamadan inanmışızdır. Çünkü heyecan verici bir haber,
etkileyici bir bilgidir bu. Gel zaman git zaman, haberin doğru olmadığı ortaya
çıktı. O noktada fark ettik ki, olacak şey değilmiş zaten. Sonradan şunu da
öğrendik: Yerküreden birkaç bin kilometre uzaklaştığımızda dünya üzerindeki
herhangi bir yapıyı görmek mümkün olamıyormuş.
Uzaya yolculuk yapma
fırsatını henüz yakalayamamış milyarlarca insanın, ellerinde fotoğraf
makineleriyle yollara düşüp dünyanın bin bir türlü halini görüntülemenin
peşinde olduğu ise su götürmez bir gerçek. Bu fotoğraflama faaliyetinin,
kimilerine göre ölümsüzlüğü aramakla bir ilgisi var. Dilimize bile yerleşmiş
hatta: “O an’ı ölümsüzleştirmek istedim!” Fotoğrafçının kendine biçtiği bir
devasa bir rol bu aslında… Öte yandan fotoğraf çekme eyleminin bir iş tanımı
üzerinden değerlendirilebileceğini de biliyoruz hiç kuşkusuz. Pek çok usta
fotoğrafçı, gerek basın sektörü, gerekse reklam sektörü için çalışıyor. Turizm,
sanat, portre, eğlence, özel gün, bilim, endüstri, askeri ve hatta kriminoloji
alanlarında üretilen ticari fotoğrafları da bunlara ekleyerek gösterişli bir
çerçeve oluşturmak mümkün…
Mimari yapıların
fotoğraflanması da büyük ölçüde ticari fotoğrafın kapsama alanına dâhil
edilebilir. Biliyoruz ki milyonlarca amatör de, herhangi bir maddi beklenti ya
da anlaşma söz konusu olmaksızın mimari yapıların fotoğraflarını üretiyor.
İster ticari nedenlerle olsun, ister amatör heyecanlarla olsun mimari yapıların
fotoğraflanmasındaki temel beklenti yapısal özelliklerin işlev, amaç ve teknik
bakımdan açık ve belirgin biçimde görüntü düzlemine kaydedilmesidir.
Tarihi yapılardan,
çağdaş yapılara; kent mimarisinden kırsal alan mimarisine; sıradan bir
konuttan, anıtsal bir yapıya kadar tümü için geçerli bu. Örneğin, Eugene Atget
1900’lerin başlarında Paris’i[1] ya da George
Georgiou 2000’lerin ilk on yılında Türkiye’yi[2] daha çok yapılar
üzerinden anlattılar. Bu usta fotoğrafçılar, bize bir dönemin sosyal, kültürel
ve hatta ekonomik yansımalarını yapıların karakteristiği ve çevre ile
ilişkileri üzerinden anlatmayı tercih etmişlerdi.
Bir
Yapının Portresini Çekmek
Mimari yapıların
fotoğraflarını çekmek, bir insan portresi çekmeye benzer. Nasıl ki çok iyi
tanımadığınız bir insanı fotoğrafa yansıtmak neredeyse olanaksızsa, mimari
yapılar için de bu böyledir. Doğru ışığı araştırmadan, doğru renkleri
kullanmadan görüntülediğiniz bir insanın fotoğrafı çoğu zaman ancak
vesikalıkların gösterdiği kadar bir bilgi taşır. Ve tabii aynı şey yapılar için
de geçerlidir.
Elbette vesikalıklar
gibi son derece teknik uygulamalara da gereksinim duyuyoruz hayatımızda. Tıpkı
mimari yapıların fotoğraflamalarında zaman zaman gereksinim duyduğumuz gibi. Bu
iki yaklaşım yer yer birbirinden köklü biçimde ayrışır, bazen de iç içe geçer.
Bu nedenle mimari fotoğraf denilince bir ayrım yapma ihtiyacı kendini gösterir:
Yorumlu mimari fotoğraf ve yorumsuz mimari fotoğraf.
Yorumsuz mimari
fotoğraf biçimi, yapıların teknik özelliklerini açığa çıkarma, görünür kılma
amacıyla çekilen fotoğraflarda uygulanır. Bir anlamda teknik çizimler gibidir.
Hacim, perspektif, kitleler ve yapı elemanlarının bütün içindeki konumları
hakkında bilgi verirler. Mimarın tasarımının nesneleşmiş, hayata geçmiş
halidirler. Daha çok mimarlık kuruluşları, inşaat firmaları ve resmi kurumların
belgeleme işlemleri için üretilirler. Ön ve yan cephe görünümleri, genelde üst
açıdan gelen cephe ışığı kullanılarak ve yatay çizgilerle düşey çizgilerin
orijinal açıları korunarak elde edilirler. Bu tür fotoğraflarda objektiflerin
neden olabileceği optik deformasyonlardan uzak durulması esas teşkil eder.
Yorumlu mimari
fotoğraf biçiminde ise fotoğrafçının varlığı daha fazla hissedilir. Adından da
anlaşılacağı üzere fotoğrafçı, yapı hakkındaki bilgisini ve gözlemlerini yeni
bir bakış açısıyla fotoğrafa yansıtır. Bu sırada yapının düşeyler ve yatayları,
ışık ile olan ilişkisini, çevre ile olan bağlarını bir anlamda yeniden
kurgular. Bazı uygulamalarda yapının orijinal görüntüsü geniş açılı
objektiflerin neden olduğu perspektif farklılaşmasıyla tümüyle deforme edilir.
Dramatik ışık kullanımı yaygındır. Üstten, alttan ve çoğu zaman da yandan gelen
ışık ile gölgeler uzatılarak yapının üzerindeki leke değerleri
farklılaştırılır. Dış çizgileri itibariyle belirgin farklılıklar gösteren cami,
kilise, köprü gibi yapılarda ters ışık kullanmak suretiyle siluet olarak
adlandırılan karanlık formlar oluşturulur. Yapının kendi özelliklerinden
hareketle yola çıkıp optik ve ışık olanaklarının desteğiyle ulaşılan yeni
estetik düzey, yorumlu mimari fotoğrafı çok daha geniş kitlelerin ilgi alanına
dâhil eder. Mimarlık ve inşaat firmalarının tanıtım faaliyetlerinden turizme
kadar fotoğrafların kullanım alanını genişletir.
Mimarlık
ve İnşaat Firmaları İçin Mimari Fotoğraf
İnşaat faaliyetinin
belgelerini fotoğraf yoluyla oluşturmak amacıyla birçok mimarlık ve inşaat
firmasının talebiyle fotoğraf üretimi gerçekleştirilir. Bazen bu tür çekimler
fotoğraf alanında ehil olmayan ancak yapı üretimi konusunda birikim sahibi
kişilerce yapılır. Fotoğrafa bakan insanda tarif edilmesi güç bir rahatsızlık
hissi oluşturacak kadar teknik bakışla üretilmiş görseller; bir yandan yapı
üretimi hakkında bilgi sahibi ve bir yandan da estetik donanımını teknik bilgi
ile bütünleştirmiş kişilerin çekebileceği çok yönlü işlev kazandırılmış
fotoğrafların yanında fazlasıyla eksik kalırlar.
Bir yapıyı
fotoğraflarla anlatabilmek için genel plan adı verilen ve yapının bir ya da
birkaç cepheden birden göründüğü türden fotoğraflarının çekilmesi gerekir. Tek
cepheli çekimler çoğunlukla, ön, yan ve arka cephe olarak kabul edilir. Tek
cepheli yapı çekimlerinin yorumsuz versiyonlarında fotoğrafçı, yapı
yüksekliğinin orta noktasını karşılayacak bir yüksekliğe çıkarak (bu çekimi
yapmaya uygun karşı yapılar veya vinç sistemleri kullanılır) ve mümkün olan en
az deformasyonu oluşturacak objektifi tercih ederek çekimini
gerçekleştirir. Böylelikle fotoğraf
karesinin düşey çizgileri yapının düşey çizgilerine ve fotoğraf karesinin yatay
çizgileri, yine binanın yatay çizgilerine paralel tutulmuş olur ve görünümde
perspektif kaçmasından kaynaklanan deformasyonlar oluşmaz.
Fotoğrafçı
görüntüleyeceği yapının orta karşı noktasına çıkamıyorsa, bu kez uzaklaşarak
yapıyı kadrajına sığdırmaya çalışmalıdır. Uygun bir uzaklaşma alanı
bulunduğunda, 50 mm
ve üstü odak uzunluğuna sahip objektifleri kullanarak ve mutlaka mercek
düzlemini yer çekimine göre doksan derecede tutarak çekim yapmalıdırlar. Yani
objektif hiçbir biçimde yukarı kalkmamalı ya da aşağıya doğru eğilmemelidir.
Yerçekimine doksan derecelik mercek düzlemi oluşturulamazsa fotoğraflarımızda
yine perspektif bozulmasına sebep oluruz. Doğru bir uygulamada fotoğrafın alt
bölümünde gereksiz bir boşluk oluşması kaçınılmazdır. Eğer herhangi bir figür
veya nesne ile bu boşluk doldurulamıyorsa, kadrajlanarak fotoğraftan
atılmalıdır.
Bir diğer olası
uygulama, yapıdan daha da uzaklaşılıp tele objektif kullanarak çekim yapma
uygulamasıdır. Tele objektif kullanımı, özellikle açık alanlara inşa edilen
yapıların çekimlerinde distorsiyonu önlemenin, açı bozulmasının önüne geçmenin
kolay yollarından biri olarak kabul edilir.
PC
Objektifler
Yapıların perspektif
özelliklerini bozmadan onları fotoğraflamanın yukarıda saydıklarımızın dışında
çok daha profesyonel bir yöntemi var: PC objektifler kullanmak. Mimari fotoğraf
alanında kariyer yapan fotoğrafçıların ekipman listelerinde ilk sırayı alan bu
objektif türü “Perspective Control” sözcüklerinin kısaltması olan PC
kısaltmasıyla anılır.
PC objektiflerin
diğer objektiflerden temel farkı gövde yapılarının sabit olmayışı… Shift
özelliği olan bir objektif yaklaşık orta alanında yer alan bazı düğmeler
aracılığı ile kaydırılabiliyor ve ön bölümündeki merceklerin bu yukarı veya
aşağı hareketi sayesinde perspektifin düzelmesi mümkün olabiliyor. Tilt
özelliği olan objektiflerde ise, ön bölümdeki mercekler sola ve sağa
kaydırılarak yine perspektifte düzelmeyi sağlayabiliyorlar. Günümüzde Canon
marka 17 mm ,
24 mm , 45 mm ve 90 mm ; Nikon marka 24 mm , 45 mm , ve 85 mm PC tilt (yatay
kaydırmalı) ve shift (dikey kaydırmalı) objektifler yaygın olarak kullanılıyor.
Yapıların fotoğrafını
çekerken tek cepheli bakıştan bahsetmiş, diğer ikisini sonraya bırakmıştık.
Fotoğrafçılar mimari çekimlerde tek cepheli çekimlerin yanı sıra, yapının
konumu izin veriyorsa iki cepheli çekimleri de mutlaka gerçekleştirirler. Bu
çekimlerde genelde ön ve yan cepheler aynı kare içinde gösterilir ve bazen de
yan ve arka cepheler de bir seçenek olarak kaydedilir.
Cepheler bakımından
son biçim, üç cepheli çekimlerdir ki ön, yan ve üst cepheleri kompoze eder. Bu
tür fotoğraflar için kuşkusuz çekilecek binadan daha yüksek bir yapıya
gereksinim duyulacaktır.
Gökyüzünün rengi,
pozitif duygular oluşturulmak istenen her fotoğrafta olduğu gibi mimari
fotoğraflarda da mavi olarak tercih edilir. Gökyüzünün koyu mavi rengini, açık
güneşli havalarda nitelikli objektifler kullanarak ve güneş ışığını arkamıza
alarak kolayca elde edebiliyoruz. Polarize filtre kullanıldığı durumlarda bu
mavi renk çok daha derin bir maviye dönüşebiliyor, etkisi daha da artmış
oluyor. Güneş ışığının karşımızdan gelmesi durumunda ise iki seçeneğimiz oluyor
elimizde: Ya koyu pozlama yaparak yapı silueti elde edeceğiz ve bu sırada
gökyüzü daha mavi görünecek ya da fazla pozlama yaparak yapının detaylarını
açığa çıkaracağız ve bu durumda da gökyüzü aşırı aydınlanacağı için beyazlaşmış
olacak. Şunu da hatırlamakta yarar var: Mavi gökyüzündeki küçük parçalı beyaz
bulutlar her zaman ilgi çekicidir ve izleyicide olumlu duygular yaratır. Kapalı
havaların, gri bulutların depresif etkisini akılda tutmakta fayda var.
Karlı havalarda da,
beyazın göz kamaştırması ve belki de bazı yapı detaylarının kar ile örtülerek
görünmez hale gelmiş olmasının dezavantaj oluşturabileceği unutulmamalı.
İnşaat süreci ya da
inşaatın tamamlandığı dönem fotoğraflanıyorsa ve hatta günlük yaşam devam
ederken mimari yapılar fotoğraflanıyorsa çevre durumuna çok dikkat edilmeli.
İnşaat artıkları, demir yığınları, kağıt ve naylon atıklar, çöp yığınları veya
park halindeki araçların durumu, konumu dikkatle gözden geçirilmeli, olanak
varsa tüm bu dikkat dağıtacak ve negatif duygular oluşturabilecek unsurlar
çerçeve dışında tutulmalı ya da çerçeve dışına taşınmalı.
Mimari
Fotoğrafta İnsan Öğesi
İnsanların
fotoğraflardaki görünürlüğü de üzerinde ciddiyetle durulması gereken konuların başında
geliyor. Yorumsuz mimari fotoğraf uygulamalarında çoklukla insan veya hayvan
gibi canlı unsurlara yer verilmesi talep edilmiyor. Sadece bazı durumlarda
yapının boyutları hakkında bilgi oluşturmak için izleyiciyi konudan
koparmayacak biçimde yerleştirilmiş bir insan fotoğrafta yerini alabiliyor.
Bunun gibi durumların
dışında özellikle inşaat firmaları için yapılan fotoğraf çekimlerinde
işçi-teknisyen-mühendis figürleri kıyafet ve beden dillerine dikkat edilerek
kompoze ediliyor. Konfeksiyon atölyesinden yeni çıkmış işçi kıyafetlerinin
kullanıldığı fotoğraflar durumun komikleşmesine, gerçeklikten kopmasına sebep
oluyorsa, son derece eski ve yıpranmış kıyafetler de güven duygusunda eksilmeye
neden oluyor. İş güvenliği için alınmış ve uygulanmakta olan önlemler fotoğraf
çekimleri sırasında da hiçbir zaman göz ardı edilmemeli. Fotoğraflanan işçi,
teknisyen ve mühendisler iş güvenliğinin zorunlu kıldığı giysileri çekimler
sırasında da kullanmaya devam etmeli.
Fotoğrafçılar da
çalışmalarını zorlaştıracak olmasına rağmen çekim süresince baret ve renkli iş
yelekleri giymeli, koruyucu tabanı olan çizme veya botlar kullanmalı.
İnşaat alanları
dışında, mimari yapıların fotoğraflarını çekerken pencereden bakmakta olan,
bina kapısından çıkan, yapının önünde duran veya yürümekte olan insanlara da
muhakkak dikkat edilmeli. Bunun çeşitli sebepleri var. Çekilecek fotoğrafları
reklam ve tanıtım amaçlı kullanılacak ise fotoğraflarda görünen kişilerin
modellik hakları devreye girecektir ve bu kişilere telif ücreti ödenmesi
gerekebilecektir. Bu nedenle çoğu zaman sözleşmeli modellerle çalışma yapmak,
çekimi talep eden firmanın ve fotoğrafçının etik ve yasal sorunlar yaşanmasını
engelleyecektir. Sözleşmeli modellerle çalışmanın bir diğer getirisi de yapının
temsil ettiği statükoya uygun kostüm ve beden dillerinin fotoğrafta kolayca
uygulanabilmesi olacaktır.
Nadiren de olsa bazı
firmalar renk veya efekt filtresi kullanımlarına ya da fotoğraflarda sayısal düzenlemelere
sıcak bakabilirler. Gerçeküstü imaj oluşturmak için kullanılan bu yöntemler
yaratıcı zihnin sınırları kadar geniş, seçkin beğeninin kabulü kadar
sınırlıdırlar. Bu yüzden –eğer özellikle sıra dışı bir çalışma yürütülmüyorsa-
absürd uygulamalardan, yapı ile izleyici arasındaki bağı topyekün ortadan
kaldıracak müdahalelerden mümkün olduğunca kaçınmakta fayda vardır. Buna
paralel olarak estetik olarak son derece güçlü bir mizansenin de mimari
anlayışa ters, teknik uygulama yöntemlerine aykırı olmaması için büyük özen
gösterilmelidir.
Kamu
Kurumları İçin Mimari Fotoğraf
Mimari fotoğrafın
bazı kamu kurumları tarafından talep edilmesi de günümüzde sıklıkla rastlanan
durumlar arasında. Belediyeler ya da bakanlık düzeyindeki örgütlenmeler
şehircilik perspektifinin gelişmesiyle beraber çoğu zaman envanter oluşturmada
fotoğraflardan yararlanıyorlar. Burada bir gerçeğin altını çizmek lazım: Kamu
kurumları tanıtım faaliyetleri dışında fotoğrafa gereken ciddiyetle bakmıyorlar.
Farklı bakış açısına sahip bürokratların masa başına geçeceği günler gelene
kadar arşivler niteliksiz fotoğraflarla doldurulmaya devam edecek.
Işığı, kompozisyonu,
çevresel faktörleri gözeterek oluşturulan fotoğraflarla, zamanlama derdi
taşımadan, hava koşullarına ve ışığa önem verilmeden, yapı formlarını yapının
fonksiyonlarını açığa çıkaracak biçimde çerçevenin içine yerleştirme bilgi ve
donanımına sahip olmadan çekilen fotoğraflar arasındaki farkı bilmeyenler
esasen çağımızın en büyük görsel çöplüğünü oluşturuyorlar. Oysa bilinmelidir ki
birer organizma gibi yaşayan şehirler ve onların her türlü yapı parçacıklarının
fotoğrafları, geçmişe ve bugüne dair eşsiz birer belgedirler.
İster kendi
devinimleri içerisinde, ister liberal politikalar sonucu zor kullanılarak
değiştiriliyor olsunlar; şehirlerimizin yüzü hızla farklılaşıyor. Kimisi için
çağa ve ihtiyaçlara ayak uydurma, kimisi için de büyük bir mimari ve çevresel
kıyım olarak görülen “kentsel dönüşüm”ü fotoğraflar kadar iyi yansıtabilecek
kaç iletişim aracı sayabiliriz ki? Bu noktada belgesel fotoğraf durağına
geldiğimizi ve burada biraz oyalanmak gerektiğini söyleyebilirim.
Belgesel
Fotoğraf ve Mimari Fotoğraf
Belgesel fotoğraf,
insan ya da diğer canlıların hayat akışlarından ve hatta bazen cansız
nesnelerin “oluş halleri”nden kesitler sunan bir fotoğraf türü olarak tarif
edilebilir. Belgesel fotoğrafın bir alt başlığı var ki, asıl söz etmek
istediğim yer orası: Sosyal belgesel fotoğraf. Bu ayrım gerek fotoğrafçı,
gerekse de izleyici olarak insanı, insan oluşunun getirdiği sorumluluklarla baş
başa bırakıyor. Kontrolsüz büyüyen ve yapılaşan şehirleri, altyapı sorunlarını,
olanakların adaletsiz dağılımından kaynaklanan sosyal problem ve çatışmaları,
şehirlere ruhlarını kazandıran mimari yaklaşımların dönem dönem yok edilme
sınırına gelişlerini, rantçı yaklaşımlarla neo liberal politikaların elele
vermesiyle tarihi değerlerin nasıl kolayca gözden çıkartılabildiğini saptamaya,
teşhir etmeye, itirazı örgütlemeye zemin hazırlayan son derece aktivist bir
fotoğraf türü olarak sosyal belgesel fotoğrafa gereken önemi belki de her
zamankinden fazla vermemiz gerekiyor.
Üstelik sosyal belgesel
fotoğraf çoğu zaman sanıldığı üzere yalnızca muhalif politikaların bir aracı da
değildir. Belediyelerin, sivil toplum örgütlerinin ve devlet yapılanmasındaki
pek çok organın yararlanabileceği sosyal belgesel fotoğraf, genel anlamda
insana ve topluma ayna tutmak; sorunları ve hatta bazen çözüm yollarını görünür
kılmak demektir.
Bu perspektiften
bakıldığında mimari alanda da, özellikle şehircilik yaklaşımları
geliştirilirken -eğer yönetici pozisyonunda bulunan kadrolar gerçekten insan
odaklı çalışan, toplumsal hayatın adalet ve barış gereksinimi duyduğunu bilen,
özlediğimiz türden sorumlu bireylerden oluşuyorlarsa- sosyal belgesel
fotoğraftan yararlanılabilir.
Yorumlar
Yorum Gönder