İstanbul Saydam Günleri'nin On Yıllık Hikâyesi / 2006
İSTANBUL
SAYDAM GÜNLERİ
Türkiye’nin
en uzun soluklu ve en geniş katılımlı uluslararası fotoğraf festivallerinden
biri olan İstanbul Saydam Günleri, 1995 yılında düzenlenmeye başlandı.
Ülkemizin
önde gelen profesyonel ve amatör fotoğrafçılarının bir araya gelerek
düzenlemeye başladıkları festival, yıllar içerisinde yüzlerce fotoğrafçının
katıldığı ve onbinlerce sanatsever tarafından izlenen büyük ve etkin bir yapıya
kavuştu.
İstanbul’un
kültür hayatının merkezi haline gelen Beyoğlu’ndaki, Turkcell Kültür ve Sanat
Merkezi, Aksanat Kültür ve Sanat Merkezi, Fransız Kültür Merkezi, İtalyan
Kültür Merkezi, İfsak, Fotoğrafevi gibi sanat mekanlarının yanı sıra Mimar
Sinan Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Kadir Has Üniversitesi gibi
akademik ortamlarda gerçekleştirilen Uluslararası İstanbul Saydam Günleri,
özellikle 2003-2005 yılları arasında dünya çapında önemli fotoğrafçıları ve bu
fotoğrafçıların çoğu ödüllü çalışmalarını sanatseverlere sunmayı başardı.
İstanbul
Saydam Günleri’nin, gerek Türkiye’de ve gerekse de yurt dışında yarattığı etki
neticesinde, fotoğrafın diğer alanlarını da kapsayacak ve uluslararası
ilişkileri daha genişleterek, ülke tanıtımına da katkıda bulunacak yeni bir
fotoğraf festivaline dönüştürmek üzere harekete geçen organizasyon komitesi,
2005 yılında dernekleşmeye giderek İstanbul Saydam Gösterileri ve Fotoğraf
Derneği’ni kuruluşunu gerçekleştirdi. İFD kısa adıyla da anılan dernek 2007
yılı Mayıs-Temmuz aralığında İstanbul'un birçok ilçesine yayılan ve üç ay süren Türkiye’nin en geniş kapsamlı fotoğraf festivali ULİSfotoFEST’i gerçekleştirdi.
1. İSTANBUL
SAYDAM GÜNLERİ
“İlk Adımlar...”
İstanbul Saydam Günleri’nin hikayesi, 1995 yılında, sol
muhalif ve radikal bir karşı duruşu temsil eden Sanat Hareketi sürecinin
uzantısı olan ve aynı zamanda harekete eleştirel bakış da getiren Piya
Kültürevi’nin kuruluşuyla başlar....
Piya Kültürevi, 1994 yılında Beyoğlu’nda bulunan
Büyükparmakkapı Sokak’taki binasında hayata katılınca, hiç değilse muhalif
basının dikkatini çekmeyi başarır. Aynı günlerde Evrensel Gazetesi’nin
toplum-yaşam sayfasına röportajlar hazırlayan ve fotoğraflar çeken Yücel Tunca, Piya’nın
kurucu ekibinden, röportaj için randevu alır. Büyükparmakkapı’daki 7 numaralı
binada buluşma gerçekleşir. Daha sonraki günlerde Kültürevi’nin fotoğraf
atölyesinin kurulacağı odada, kalabalık bir kurucu topluluğu ile sohbet başlar.
Bir-iki saat olarak planlanan röportaj gün boyu sürer ve akşam saatlerinde röportaj bitiminde Yücel Tunca, Piya
Kültürevi’nin katılımcıları arasına dahil olmuştur.
Bahar aylarında gerçekleşen sohbetler, sonbaharda Piya
Kültürevi Fotoğraf Atölyesi’nin kuruluşuna öncülük eder. Atölye faaliyetleri
içerisinde, fotoğrafçılık bilgisinin paylaşımı ve fotoğrafın hayatın içindeki
yerinin yaygınlaştırılmasının yanı sıra, Galatasaray’daki Aznavur Han’da
bulunan Evrensel Kültür Merkezi salonunda, çeşitli alanlarda üretim yapan
fotoğrafçıların katıldığı periyodik saydam gösterileri düzenlenir.
İfsak’ta ve Fotoğrafevi’nde gerçekleştirilen saydam
gösterileri de dikkate alındığında, çok sayıda fotoğrafçının üretimlerini bu
yöntemle sunmayı seçtikleri ve belirli bir izleyici kitlesinin de bu sunumları
tercih ettiği anlaşılmaktadır. Kış ayları boyunca, saydam gösterilerini
kapsamına alan bir ‘şenlik’ projesi, bütün yönleriyle değerlendirilir. Dönem
itibariyle henüz ‘festival’ olgusu bugünlerdeki gibi gelişmemiştir ve ‘şenlik’
ya da ‘... Günler’ adlandırmaları daha çok kabul görmektedir. Öyle ki
başlangıçta organizasyon özellikleri itibariyle deneyimlerinden yararlanmaya
çalışılan İstanbul Film Festivali dahi, o günlerde “İstanbul Sinema Günleri”
adıyla yapılmaktadır. Aynı biçimde İfsak tarafından düzenlenen “Fotoğraf
Günleri” gibi...
Organizasyonun temel taşları yerine oturmadan önce, Mehtap
Yücel ve Fethi İzan fikirlerine başvurulan, Piya dışından ilk fotoğrafçılar
olurlar. Onların da konuya heyecanla yaklaşması ve dahası doğrudan işin içine
dahil olması, Piya bileşenlerinin daha da yüreklenmesini sağlar.
Geniş katılımlı bir fotoğraf organizasyonu düzenlemek tek hedef değildir. Yalnızca şiirle, sinemayla, fotoğrafla, edebiyatla söz söylemek değil, organizasyonların yapısıyla da taraf ve duruşu anlatabilmek gerekmektedir. Bu düşünce çerçevesinde, gencinden yaşlısına, amatöründen profesyoneline, öğrencisinden öğreticisine mümkün olan en geniş yelpazede katılım hedeflenerek, katılımı sınırlayacak seçme, eleme ve yarışma gibi dayatıcı yapıların reddedilmesi fikrinden hareket edilir. Hayatın neredeyse tüm alanlarına sızmayı başarmış yarışmacı zihniyetin bu oluşum karşısında direnç göstereceğini bilmek ve buna hazırlıklı olmak gerektiği düşünülür. Fotoğrafçıların kendi aralarında ve izleyicilerle yaşayacakları etkileşim ve eleştiri sürecinin sonuçları zamanla kendini gösterecektir. Ancak, düşünsel boyutta bu kadar kolay sonuca varılmakla birlikte, kimi zaman bir noktada takılıp kalınır: Katılım ne şekilde olacaktır?... İstanbul Saydam Günleri’ne katılmak isteyenlerin gösterilerinin önceden izlenip, eleme yapılmasını önerenler olduğu gibi, buna şiddetle karşı çıkıp, sınırlamanın olmadığı bir katılımı savunanlar da vardır. Sonunda ağır basan bu görüş olur. İstanbul Saydam Günleri düzenleme grubu, tek tek gösterilerin niteliğinden değil, organizasyonun bütününden sorumlu olduğunu kendi içinde kabul eder ve gösterilerin sorumluluğunu doğrudan fotoğrafçının kendisine bırakmış olur. Sonuçlanan bir tartışma değil, bir tür ertelemedir aslında. Çünkü hemen hemen her yıl aynı konu, yeniden gündeme gelecektir. Bazen, organizasyon grubu içinden, çoğu zaman da izleyiciler tarafından...
Muhalif duruş, sunumlardaki özensizliğe karşı da örgütlemeye
çalışır. Fotoğrafçılara, saydam gösterisiyle yepyeni anlatım olanakları
yakalayabilecekleri, tekil fotoğraftan farklı olarak, fotoğraf serilerini,
farklı medyalarla yan yana, peş peşe kullanarak söylemlerini
zenginleştirebilecekleri her fırsatta hatırlatılır. Ve ortaya çıkan sonucun,
bir fotoğraf sergisinden de, bir kısa metrajlı filmden de farklı yeni bir medya
olduğunun altı çizilmeye çalışılır. Saydam gösterisinin, yalnızca fotoğraf
göstermek anlamına gelmediği, 'gösteri' sözcüğü vurgulanarak anlatılmaya
çalışılır. Olgunlaşan ilk düşünceler, fotoğraf atölyesine katılan genç
fotoğrafçılarla paylaşıldığında, onların da tam desteği alınır.
Gelinen noktada, fotoğraf camiasının yaklaşımı merak
edilmektedir. Bu konuda düşüncelerine başvurulan iki kişi, Orhan Cem Çetin ve Merih
Akoğul olur. Aktif olarak çalışmalara katılamasalar da, düşünsel katkıları
çalışmalara ivme kazandırır. Benzer biçimde Aydın Karadöller ve Faruk Akbaş da
destekleriyle ilk organizasyona güç katarlar. Piya Kültürevi bileşenlerinin
desteği ve fotoğraf atölyesinin ilk katılımcılarından Süreyya Ekinci’nin
çabaları ile 1996 yılında 1. İstanbul Saydam Günleri’nin düzenlenmesi
kesinleşmiş olur.
Çevrede projeksiyon makinesi sahibi olan kişiler ya da
kurumlarla, gerek salon ihtiyacı yönünden, gerekse teknik ekipman ihtiyacı
yönünden, görüşmeler yaparak bağlantılar kurulur. 1996 yazında, İstanbul Saydam
Günleri’nin ilkinin, sonbahara yetiştirilmesine karar verilir. Bu çok kısa bir
hazırlık sürecini göze almayı gerektirmektedir ve iki önemli fotoğraf
organizasyonunun arasına denk getirilmesi kaydı ile İstanbul Saydam Günleri
güzel bir bağlantı işlevi de kazanır. Hayata geçirilmesi planlanan “Fotoğraf
Bienali” ve İfsak’ındüzenlediği “İstanbul Fotoğraf Günleri”nin arasındaki bir
tarih belirlenir. Böylelikle 12-20 Ekim tarihleri arasında yapılacak 1.
İstanbul Saydam Günleri, tümü Beyoğlu’nda bulunan Aksanat, Çağdaş Gazeteciler
Derneği İstanbul Şubesi, Evrensel Kültür Merkezi ve Fotoğrafevi salonlarında
gerçekleştirilebilir duruma gelmiş olur.
Çok hızlı bir iletişim ağı kurularak fotoğrafçılar organizasyondan haberdar edilir, katılımları sağlanır. 83 fotoğrafçının hazırlayıp sunduğu 60 gösteri, 9 günde 6000 kişi tarafından izlenir. 15 Ekim'de böyle bir izleyici sayısına ulaşılacağını kimse tahmin etmez. Ancak, 25 Ekim'de ‘neden 10 bin rakamına ulaşılamadı’ğına, kendini üzülürken bulanlar olacaktır. Bu ‘büyük’ sayıyı, ikinci yıl aşmak ise apayrı bir mutluluk verir düzenleme grubundakilere... Bugünün koşulları üzerinden geriye dönüp bakıldığında, düz magazinli projeksiyon makineleri, taşınabilir kaset çalarlar ile yapılan gösteriler çok uzak yılların anısıymış gibi görünse de, aradan geçen zamanın yalnızca 10 yıl olması insanları hala şaşırtmaktadır.
Piya Kültürevi’nde sponsorluk kurumu hakkında haftalarca
süren can alıcı tartışmaların nihayete erdirilememesi üzerine, ilk yıl tümüyle
öz kaynaklar devreye sokularak çalışmalar yürütülür.
Katılımcı fotoğrafçılar ve gösterileri hakkında bilgi ve
fotoğrafların yer aldığı, 1000 adet basılan siyah-beyaz katalog, grafik ustası
Savaş Çekiç ve Erol Yılmaz ile İyi Matbaa arasında saptanamayan bir yerde
kazaya uğrayıp, fotoğraflar görünmez biçimde flu halde basılınca, baskının
yenilenme maliyeti, İlk adımlardaki ilk ciddi sarsıntıyı yaratır. 9 günlük
etkinliğin bütçesi, Piya Kültürevi gibi bir komünal yaşam pratiğinin
kaldırabileceğinin çok üstündedir. Bu nedenle; sponsorlarla çalışmama
ısrarından ikinci yıl vazgeçilecektir. Piya bileşenlerinden sponsorluk karşıtı
görüş bildiren bir grup ise sponsorsuz devam etmenin yollarını bulmak için
ikinci yıl da çok çabalarlar. Bu konu, yıllar sonra İbrahim Akyürek’in
‘İstanbul Saydam Günleri’ni ve ‘sponsorluk perspektifi’ni sert biçimde eleştiren yazısı
ile bir kez daha alevlenecektir.
İstiklal Caddesi, Mis Sokak’ta bulunan Çağdaş Gazeteciler
Derneği İstanbul Şubesi’nde yapılan ve tüm katılımcıların birer fotoğrafının
yer aldığı açılış gösterisiyle başlayan 1. İstanbul Saydam Günleri programında,
serbest katılım bölümü dışında, iki özel bölüm yer almıştır: Trafik kazasında
hayatlarını kaybeden fotoğrafçılar Evren ve Gökhan Yalta’yı anmak için
kurgulanan 'Evren-Gökhan Yalta anısına...
Atlar' bölümü ve Engin Özendes’in sunduğu 'Bir Konferans: Oryantalizm ve
Fotoğraf ' bölümü...
1000 adet siyah-beyaz afişle tanıtımı yapılan bu ilk
organizasyon, basından beklenenden fazla ilgi görür. Yazılı basında yer alan
40'ın üzerindeki haber ve röportajın yanı sıra, radyo ve TV'lerde de İstanbul
Saydam Günleri hakkında bir çok haber ve röportajlar yayınlanır.
2. İSTANBUL
SAYDAM GÜNLERİ
“Yol Ayrımı ve Yeni Kimliğe Yolculuk”
İlk yılın deneyimi, gösterilerin dört ayrı salon yerine iki
ya da üç salonda yapılmasının doğru olacağını gösterse de katılımın beklenin
üstüne çıkması yüzünden yine dört salon ile anlaşmaya varılır. Önceki yıl
özellikle Fotoğrafevi ve Çağdaş Gazeteciler Derneği İstanbul Şubesi Lokali'nde
yapılan gösteriler, gerek sunum gerekse katılım anlamında zayıf kaldığı için
özellikle bu iki salon yerine teknik olanakları ve sunum koşulları daha uygun
salonlar bulma yönünde arayışa yöneltir komiteyi. Hazırlık dönemi içerisinde,
Fotografevi’nin Fujifilm ile işbirliği yapıp, Galatasaray’daki yeni mekanına
taşınması sorunun bir bölümünü çözecek ve ilerleyen günlerde İFSAK’ın da
önerilere sıcak bakmasıyla, yeni yılın salonları belirginleşmiş olacaktır.
Ancak Saydam Günleri sırasında Aksanat’ta yaşanan bir müdahale bu salonla
ilişkilerin devamlılığını engelleyecektir.
Aksanat salonunun oturuş düzeni, özellikle salon ortasında,
tavanda bulunan barkovizyonun gösterilerin izlenmesini zorlaştırması, bir
fuayenin bulunmaması yönünde gelen izleyici eleştirileri, Düzenleme Grubu
tarafından göğüslenmeye çalışılırken, basın fotoğrafçısı Ali Öz'ün hazırladığı
“Cumartesi Anneleri” adlı gösterinin Aksanat yönetimince engellenme teşebbüsü
ilişkileri çıkmaza sokar. Son derece tehlikeli olan bu sansür anlayışı,
izleyicilerin salonu doldurmuş olması sayesinde aşılmış, ancak Öz'ün
izleyicilere dağıtmak istediği, ‘Ali Öz'ü, ‘Gösteri’yi ve “Cumartesi
Anneleri'ni anlatan, Sennur Sezer tarafından kaleme alınmış, bir sayfalık
metnin dağıtılması Aksanat yöneticileri tarafından engellenir. Bu durum,
sonraki yıllarda İstanbul Saydam Günleri Organizasyon Komiteleri’nin bu salonu
kullanmayı reddetmesi sonucunu doğuracaktır.
Yeni salon arayışlarına benzer bir arayış sponsorlar konusunda da söz konusudur. 20 bin ABD
Doları’nı aşan genel bütçenin sponsorlar yoluyla sağlanmasından başka bir yol
görünmemektedir. Bu yönde hızlı ve sonuç alan adımlar atılarak özellikle
hizmet sponsorları ile ücretsiz iş üretimi gerçekleştirilecektir.
Katılımın koşulsuz olması özelliği
ikinci yıl da sürüyordur. Gösterilerin, belirli başlıklar altında toplanması
kararlaştırılır: ‘Öyküler’, ‘Seyahatnameler’, ‘Basın Fotoğrafları’, ‘Fotoğraf
ve Diğer Sanatlar’, ‘İlk Gösteriler’, ‘Kısa Gösteriler’, ‘Kategori Dışı’
bölümlerinin yanı sıra, geçmiş yıllarda yitirdiğimiz fotoğrafçılarımıza
ayrılmış ‘Saygıyla...’ bölümü, saydamlarla desteklenmiş ‘Bir Konferans’
başlığıyla konferans bölümü, yabancı konukların gösterilerini sunacakları bölüm
ve 1. İstanbul Saydam Günleri'nde sunulmuş, beğeni kazanmış, ancak izleyiciye
yeterince ulaşamamış gösterilerin yineleneceği ‘1. İstanbul Saydam
Günleri'nden...’ bölümleri, ikinci yılın başlıklarını oluşturur. İkinci yılın
önemli yenilikleri arasında İstanbul Saydam Günleri Kataloğu’nun renkli
basılması da vardır. 1997 yılında oluşan katalog formatı, 2004 yılına kadar
değişmeyecektir.
2. İstanbul Saydam Günleri’nde katılımcı sayısı 108’e
yükselir. Önceki yılın iki katı olan bu sayı, fotoğraf dünyasının organizasyona
verdiği olumlu tepkiyi açıkça ortaya koymuştur. İtalyan Kültür Merkezi’nde
yapılan açılış gösterisini, çok genç bir fotoğrafçı, Gözen Atila ‘Kötü’ adlı
çalışmasıyla yapar. Aksanat, Fotografevi-Fujifilm, İfsak ve İtalyan Kültür
Merkezi salonlarında sunulan programda Merih Akoğul’un sunumuyla
gerçekleştirilen Şahin Kaygun Retrospektifi'nin yanı sıra, ‘Bir Konferans: Fotoğraf
Evreninde Gezinti-Mehmet Bayhan’, ‘Bir Konuk: Georgios Katsagelos-Man in Focus’
programdaki yerlerini almışlardır.
Georgios Katsagelos, organizasyonun ‘ilk yabancı konuğu’
olarak hafızalarda ayrıcalıklı bir yere oturur. İngiltere ve Yunanistan’da fotoğraf
alanında akademik çalışmalar yapan Katsagelos, siyah-beyaz belgesel bir
çalışmayla katılır Saydam Günleri’ne...
2. İstanbul Saydam Günleri’nin yoğun programı, ‘Açık
Radyo’dan aldığı büyük desteğin bir benzerini ‘Radikal Gazetesi ve ‘NTV’den
alamadıysa da izleyiciyle buluşma konusunda sıkıntı yaşamaz. Aksine bir önceki
yılın sayısı neredeyse ikiye katlanır, 11 bin izleyiciye ulaşılır. Medya
danışmanlığını Mavi Tanıtım'ın, tasarımları Yılmaz Öztürk ’ün, afiş,
program ve renkli kataloğun basım işlerini ise H&H Ofset'in yaptığı 2.
İstanbul Saydam Günleri'ne ayrıca, ekipmanda Gültekin Çizgen, cateringde
Kuzin's Bar ve konaklamada İstanbul Dedeman destek vermiştir.
Gültekin Çizgen, ilk yılların teknik donanım sıkıntısının
aşılması yönünde yaptığı katkı ve ardından da son yıla kadar kullanılan dia
projeksiyonlarının organizasyona uygun koşullarda satışı ile verilebilecek
desteklerin en büyüklerinden birini verir.
2. İstanbul Saydam Günleri bittiğinde keyifli bir 9 günün
anısı dışında sonu kolay kolay gelmeyen bir tartışmalar yumağı da kalır:
“Serbest katılımı destekliyorum fakat bu kadar da olmaz ki!” ikilemi yıllara
yayılacak, ‘saydam gösterilerini, yoksul bir ulusun makus talihinden küçük bir
detay olarak değerlendirenler’ ortaya çıkacak, hatta işi ‘saydam gösterilerini
yasaklama teklifi’ne kadar ilerletenler olacaktır. Tüm bu tartışmalar sürerken
bir de dönem fotoğrafına ağırlığını koyan gezi fotoğrafçılığı hedefe
oturuvermiştir.
Organizasyon Komitesi, gezi fotoğraflarından oluşan gösteri
sayısının giderek artışına dikkat çekiyor, fotoğrafın diğer alanlarının ülke
fotoğrafçılığında yer bulabilmesi için doğrudan ya da dolayımlı çağrılar yapıyordur. Gerçekten de 2. İstanbul
Saydam Günleri'nde sunulan 111 gösteri, 11 başlıkta toplanmıştır ve bu 11
başlığın altında yer alan gösterilerden 35’i gezi fotoğrafı dizileridir. Bu
tartışmanın beraberinde eleştiri konusu geliyordur ki, bu konuya da rakamlarla
yaklaşıldığında panorama belirginleşiyordur: Gazete ve dergilerde 30’un
üzerinde haber ve yalnızca 1 adet değerlendirme yazısı. (Laleper Aytek
tarafından yazılmıştır)
3. İSTANBUL
SAYDAM GÜNLERİ
“Kendini bulma arayışları ve biçimlenmeler...”
Piya Kültürevi Fotoğraf Atölyesi’nde fotoğrafçılığa adım
atan ya da amatör düzeylerini geliştiren katılımcılarla, genişleyen organizasyon
komitesi 3. İstanbul Saydam Günleri’ni 1998 yılında 17-25 Ekim tarihlerinde
gerçekleştirmek üzere çalışmalarına başlar.
Tematik çalışmalara yönelmeyi ve bu yöndeki çalışmaları
çoğaltmayı hedefleyen İstanbul Saydam Günleri, katılım çağrısını yaptığı Ocak
ayında, 3. yılın temasını da fotoğrafçılara önerir: “Aşırı”. Ne var ki
katılımcılardan bu tema çerçevesinde bir çalışmanın programa dahil edilmesi
mümkün olmamayacaktır. Aynı durum, 4. İstanbul Saydam Günleri’nde 2000
temasıyla tekrarlanacaktır. Bu sonuç karşısında, 2004 yılına kadar uygulamaya
ara verilecektir.
Yılın en önemli atağı, festival süresince yapılacak
gösterilerin ücret karşılığı izlenebilecek olmasıdır. Bilet fiyatının 100 bin
TL olarak belirlendiği yılda, biletli giriş uygulamasının iki temel nedeni
bulunmaktadır: Öncelikle gişe gelirinin bir bölümü katılımcı fotoğrafçılara
telif olarak ödenecek, bir bölümü ise festivalin gelir kaynağı olacak ve
giderlere harcanacaktır. Böylelikle sponsorlarla olan ilişkilerde rahatlama
olması bekleniyordur. Ancak, sonuç umulduğu gibi olmaz. Salonlara giren 9 bin
izleyicinin yalnızca 5 bini biletlidir ve elde edilen gelir, fotoğrafçılara
sembolik miktarda pay edildiğinde artı bir değer kalmaz.
3. İstanbul Saydam Günleri kataloğu sponsor destekleriyle
1500 adet ve renkli, afişler 1000 adet ve renkli basılır. Ali İzan tarafından
tasarlanan afiş ve kataloğun uygulaması Sinan Turan tarafından
gerçekleştirilir. Ayrıca, 1998 yılı boyunca iki ayda bir, 500'ü çeşitli
adreslere posta ile gönderilen 1000 adet İstanbul Saydam Günleri bülteni basılır.
3. İstanbul Saydam Günleri'nin açılış gösterisi, İtalyan
Kültür Merkezi’nde, 400 kişilik davetli topluluğuna Fethi İzan tarafından
sunulur. Fotoğraf çalışmalarını hem sanatsal hem de mesleki alanda, 40 yıldır
sürdüren Gültekin Çizgen de Saydam Günleri'nin açılışına “Klik” adlı bir
gösteri ile katılır. Çizgen ayrıca programda “Sayısal Gerçeklik” adlı, resimden
fotoğrafa, elektronik görselikten dijitale, uzanan görsel serüven üzerine bir
konferans ile yer alır.
Önceki yıllarda dört olan salon sayısı, 1998’de radikal
biçimde artırılır. Seans aralarının rahatlatılması amacıyla, 80 gösteriye varan
katılımın da etkisiyle, festivalin altı salonda yapılması kararlaştırılır.
Böylelikle, İtalyan Kültür Merkezi, İfsak, Turkcell ve Fotografevi-Fujifilm
salonlarına Türsak ve Akademi İstanbul salonları da eklenir.
1998 yılının Konuk Ülke’si Hollanda olur. Farklı fotografik
anlayışlara sahip üç profesyonel fotoğrafçı; Duco de Vires, Martin Waalboer ile
Wilco van Herpen, yılın en çok ilgi toplayan gösterilerini sunarlar. Wilco van
Herpen aynı günlerde Türkiye’ye yerleşir ve sonraki yıllarda İstanbul Saydam
Günleri’ne İstanbul’dan katılmaya devam eder.
3. İstanbul Saydam Günleri’nin özel bölümlerinden öne çıkanı
"Sular Yükseliyor! Hasankeyf Yokolmasın!" bölümüdür. Ilısu Baraj
sularının altında kalmasına muhalif fotoğrafçılar tarafından hazırlanan
gösterilerin sunulduğu bölüm, organizasyon komitesinin sözünü de ifade
ediyordur. Bu sözü güçlendirmek için, Saydam Gösterisi Bursunun ilki, Mimar Sinan
Üniversitesi Fotoğraf Bölümü öğrencilerinden Servet Dilber ile Engin Kaban'ın
birlikte hazırladıkları Hasankeyf'te Son Işıklar adlı projeye verilir. Bu
bölümdeki ikinci gösteri ise Hasankeyf Gönüllüleri tarafından "Etme,
Eyleme Dicle" adıyla sunulur.
"Saygı" bölümünde Mehmet Avcıdırlar ile Özgen
Özgenal birer gösterileriyle anılır.
2. İstanbul Saydam Günleri'nden bölümündeyse, 1997 yılında
büyük beğeni toplayan 6 saydam gösterisi bir kez daha izleyiciyle buluşacaktır.
Bu özel bölümlerin dışında, serbest katılımla programa dahil olan saydam
gösterileri, Öyküler, Basın Fotoğrafları, Fotoğraf ve Diğer Sanatlar, Kısa
Gösteriler, İlk Gösteriler ve Kategori Dışı Gösteriler başlıkları altında
sunulur.
Fotoğraf dostlarından Bülent Akbaş’ın aracılığıyla Park
Denizcilik ve Hopa Liman İşletmeleri’nin iki yıl sürecek ekonomik desteği
organizasyona nefes aldırır. Park Denizcilik'in yanı sıra Hey Gıda,
Green Island Tea’nin ana sponsorluğuyla yapılan 3. İstanbul Saydam Günleri’ne
ayrıca, gönderilerde Aktif Dağtım, kokteylde Doluca, tüm renk ayrımlarında Dört
Renk, konaklamada Eresin Hotel, gösteri ekipmanlarında Gültekin Çizgen, tanıtım
filminde Günizi, web ve elektronik haberleşmede Hiperaktif, katalog basımında
Mü-ka, telsiz haberleşmede Setkom-Motorola ile basılı işlerde Sinangin büyük
destek verirler.
Fotoğrafçı, sinemacı ve müzisyen Gültekin Tetik’in şirketi
Günizi’nin desteği ve Piya Kültürevi Sinemacıları’nın katılımıyla festivalin
ilk tanıtım filmi çekilir. Film, çeşitli TV haber programlarında İstanbul
Saydam Günleri haberlerine eşlik eder.
Altı salonun organizasyonunda yaşanan iletişim güçlüklerini
aşmak için telsizlerin kullanıldığı 3. İstanbul Saydam Günleri’nin yükünü, yine
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde okuyan öğrenciler sırtlar.
Açık Radyo, Radyo Umut, Yaşam Radyo, Fotoğraf Dergisi, Geniş
Açı Dergisi, İstanbul Life Dergisi, Milliyet Sanat Dergisi, Evrensel Gazetesi
ve Yeni Yüzyıl Gazetesi de, 3. İstanbul Saydam Günleri'nin basın sponsorluğunu
üstlenirler. Basında yer alan haber sayısı itibariyle 1998 yılı, on yıllık İstanbul Saydam Günleri tarihinin en çok haber yayımlanan ikinci yılı olur.
4. İSTANBUL
SAYDAM GÜNLERİ
“Depremin Gölgesindeki Günler...”
1999 yılı birçok
anlamda zorlu bir yıl olur. Yıl içine iki organizasyon sığdırılır ve 17 Ağustos
Marmara Depremi’nin yarattığı olumsuz etkilerden kurtulmaya çalışılır.
Mart ayında
düzenlenen fotoğraf fuarı İnterkamera’da büyük bir standla yerini alan İstanbul
Saydam Günleri, hem organizasyonun fotoğraf dünyasına tanıtımını yapar hem de
20 saydam gösterisi düzenleyerek fuara katkıda bulunur.
17 Ağustos’tan
tam iki ay sonra düzenlenen 4. İstanbul Saydam Günleri, depremde hayatını
kaybeden Kocaeli Amatör Fotoğraf Sanatçıları
Derneği üyelerinin şahsında hayatını kaybeden on binlere adanır.
Kocaeli
Fotoğraf Sanatı Derneği tarafından, 4. İstanbul Saydam Günleri’nin 17 Ağustos
Marmara Depremi’nde hayatını kaybeden KASK üyelerinin nezdinde tüm hayatını
kaybedenlere adanması nedeniyle kaleme alınan mektup, kurumsallaşmanın erdemlerini
gösteren son derece önemli bir metindir.
(...) İstanbul Saydam Günleri, Derneğimiz
üyeleri tarafından da ilgi ile izlenmektedir. Fotoğraf dünyamızda böylesi bir
pencere açan kurumunuza öncelikle bu anlamda teşekkür ederiz.
Ekim ayında gerçekleştirilen Saydam
Günleri içerisinde, kentimizde yaşadığımız felaketle en verimli dönemlerinde
yaşamlarını yitiren değerli üyelerimizi gerek Saydam Günleri’nin açılışında,
gerekse her gösteride anarak gösterdiğiniz duyarlılık, KASK camiasında büyük
takdirle karşılanmıştır.
Acılarımızın tüm fotografseverler ile
paylaşılmasını ve dostlarımızın layık oldukları ortamlarda bir kez daha
anılmasını sağlayarak Derneğimize verdiğiniz bu anlamlı destekten dolayı; başta
Piya Kültürevi’nin tüm yönetici ve çalışanlarına, Saydam Günleri Organizasyon
Komitesine ve bu organizasyonun gerçekleşmesinde emeği geçen herkese KASK
Camiası olarak en içten teşekkürlerimizle şükranlarımızı sunarız.
Saygılarımızla
Özcan TARAS
Yönetim Kurulu Başkanı
16 - 24 Ekim 1999 tarihleri arasında yapılan festivalin
açılışı, 1999 yılı Saydam Gösterisi Bursu'nu kazanan Mimar Sinan Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü öğrencilerinden Tuba Dadandı ve M.
Kağan Hekim'in "Yollarda" isimli gösterisiyle Fotoğrafevi-Fujifilm salonunda
yapılır.
Üniversite öğrencilerine yönelik İstanbul Saydam Günleri Saydam Gösterisi Bursu'nun ikincisini kazanan "Yollarda" projesi
Kodak Professional'in sponsorluğuyla Tuba Dadandı ve M. Kağan Hekim tarafından
hayata geçirilir.
54 fotoğrafçının hazırlayıp sunduğu 45 saydam gösterisi ve 2
konferansı, günlerin getirdiği tüm olumsuzluklara rağmen 6.000 kişi izler.
Dokuz gün süren etkinlik, Fotografevi-Fujifilm, Fransız Kültür Merkezi, İfsak
ve Turkcell salonlarında fotoğrafçıları izleyicilerle buluşturur. Giriş ücreti
250 bin TL’ye yükselmiş, sembolik telif rakamları ise 10 milyon TL olarak
belirlenmiştir.
Tasarımlarını Orhan Cem Çetin ’in gerçekleştirdiği 4. İstanbul
Saydam Günleri kataloğu 2000 adet ve renkli, afişler 1000 adet ve renkli
basılır. Ayrıca 1999 yılı boyunca iki ayda bir, 500'ü çeşitli adreslere
gönderilen 1000 adet İstanbul Saydam Günleri Bülteni basılır.
"17 Ağustos Marmara Depremi " özel bölümünde, 7
fotoğrafçının deprem izlenimleri, ‘Saygı’ başlığı altında yer alır.
Konuk Ülke olarak seçilen Fransa'dan gelen SIPAPRESS
fotoğrafçılarından Marie Dorigny, izleyenleri oldukça etkileyen "Doğu
Sınırında Bir Göç" isimli çalışmasını Fransız Kültür Merkezi'nin
katkılarıyla sunar.
‘Konferans’ bölümünün iki konuğu; sanat eleştirmenlerinden
Orhan Alptürk "Fotoğrafta Eleştiri" konusunu detaylandırırken,
fotoğrafçı ve öğretim görevlisi Kamil Fırat, "Fotoğrafta Oryantalizm"
üzerine, fotoğraf dünyasını büyük bir tartışmaya davet eden düşüncelerini
izleyicilerle paylaşır.
4. İstanbul Saydam Günleri'nin yeniliklerinden biri ise
"Tartışma Toplantısı"dır. Ali Borovalı, M. Emin Altan ve Hilmi
Etikan tarafından yönlendirilen tartışmada, saydam gösterisinin olanakları ve
gelişim çizgisi üzerinde durulur.
"3. İstanbul Saydam Günleri'nden" bölümündeyse,
1998 yılında büyük beğeni toplayan 3 saydam gösterisi bir kez daha izleyiciyle
buluşur. Bu özel bölümlerin dışında, serbest katılımla programa dahil olan
saydam gösterileri, "Öyküler", "Basın Fotoğrafları",
"Fotoğraf ve Diğer Sanatlar", "İlk Gösteriler" ve
"Kategori Dışı Gösteriler" başlıkları altında sunulur.
Ana sponsorluğunu Park Denizcilik ve Hopa Liman
İşletmeleri'nin yaptığı 4. İstanbul Saydam Günleri'ne, ayrıca Gültekin Çizgen,
Ofset Yapımevi ve Simge Kağıtçılık da büyük destek verir.
1999 Yılı
Fotoğraf Ödülü’nün, İFSAK tarafından fotoğraf dünyasına yaptığı katkılar
nedeniyle İstanbul Saydam Günleri’ne verilmesi yılın önemli olayları
arasındadır ve bir çok yönden zorlu geçen 99’un bir umut ışığı ile
bitirilmesine yardımcı olur.
5. İSTANBUL
SAYDAM GÜNLERİ
“Yeni Arayışlar...”
Yeni bir katılım formu ve şartnamesi ile 2000 yılı çalışmalarına
başlanır. Geçmiş dönemlerde katılım aşamasında gereksinim duyulan bilgilerin ve
organizasyon kurallarının yeterince tanıtılamamasından kaynaklanan sorunları
aşmak için saydam gösterisi sahiplerinin kabulünü öngören şartnamenin
imzalanması şartı getirilir.
Bu küçük farklılaşmanın ötesinde 2000 yılının organizasyon
bakımından en önemli hadisesi projeksiyon makinesi ve geçiş ünitelerinin satın
alınmasıdır. Böylelikle altyapı sorunlarından biri büyük ölçüde çözülmüş olur.
Gültekin Çizgen Multivizyon Atölyesi’nden alınan sistem son yıla kadar salonların
bir bölümünde kullanılır.
5. İstanbul Saydam Günleri, önceki yıllarda olduğu gibi yine
Ekim ayında yapıldı:14 - 21 Ekim. 2000 yılı Saydam Gösterisi Bursu'nu kazanan,
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Fotoğraf Kulübü (MİFOK) öğrencilerinin
ortak çalışması "Tükeniş" ve İstanbul Saydam Günleri Organizasyon
Komitesi'nce hazırlanan "Oyun" isimli gösterilerle açılır. “Oyun”
gösterisinin hazırlıkları sırasında komite üyeleri oldukça hareketli günler
yaşar. Bir tür hikaye tamamlama oyunu ile yazılan senaryonun fotoğrafa
aktarılması yöntemiyle gerçekleştirilen gösteri, yeni arayışların bir sonucudur
ve “saydam gösterisinin özgün dili ile kısa film öykünmeleri” tartışmasını
yeniden alevlendirir.
Serdar Darendeliler’in tasarımlarını yaptığı 5. İstanbul
Saydam Günleri kataloğu 2000 adet ve renkli, afişler ise 1000 adet ve renkli
basılır. Ayrıca, 2000 yılı boyunca iki ayda bir, 500'ü çeşitli adreslere
gönderilen 1000 adet İstanbul Saydam Günleri Bülteni basılır.
Ülke çapında sokağa çıkma yasağı uygulanarak yapılan nüfus sayımı nedeniyle sekiz gün süren 5. İstanbul Saydam
Günleri, Fotografevi-Fujifilm, İtalyan Kültür Merkezi, İfsak ve Turkcell
salonlarında fotoğrafçıları izleyicilerle buluşturur...
Üniversite öğrencilerine yönelik İstanbul Saydam Günleri
Saydam Gösterisi Bursu'nun üçüncüsünü kazanan "Tükeniş" projesi Kodak
Professional'in sponsorluğuyla MİFOK üyeleri tarafından hayata geçirilir.
100'den fazla fotoğrafçının hazırlayıp sunduğu 72 saydam
gösterisi, 1 konferans ve 1 paneli 9 bin
izleyici ile buluşturan 5. İstanbul Saydam Günleri’nin özel bölümlerinin
başlıcalarından Saygı bölümü, 1987 yılında ölen fotoğraf ustası Yılmaz
Kaini'ye ayrılır ve Merih Akoğul tarafından hazırlanıp, sunulur.
"Konuk Ülke" olarak seçilen İtalya'dan gelen
fotoğrafçılar Francesco Morandin ve Filippo Romano, izleyenleri oldukça
etkileyen "Burano Nel Foro Stenopeico", "No-Fashion",
"Hotel Sodade" ve "Genova-Loop" isimli çalışmalarını
İtalyan Kültür Merkezi'nin katkılarıyla sunar.
"Konferans" bölümünün konuğu Güven İncirlioğlu
"Fotoğraf ve Gerçeklik" konusunu detaylandırırken, "Panel"
bölümünde İFSAK eski başkanlarından Sami Aksoğan'ın moderatörlüğünde Orhan Cem Çetin , Nazif
Topçuoğlu ve Çağrı Kırıkoğlu "Fotoğrafta Etik" konusunu tartışırlar.
5. İstanbul Saydam Günleri'nin Özel Bölümü "Hakkari'de
Bin Mevsim" adını taşır. Ve uzun yıllardır ‘düşük yoğunluklu savaş’
nedeniyle yaşanan acıların, duygu ve düşünce kamplaşmalarının, unutulmuşluğun,
terkedilmişliğin ve özlemin bir sembolü olarak ele alınan Hakkari, üç
fotoğrafçının çalışmalarıyla izleyiciyle buluşur. Beşiktaş Kültür Merkezi'nin
desteğiyle gerçekleştirilen bu özel bölümde, Hakkarili fotoğraf ustaları Enver
Özkahraman ile Nasrullah Müezzinoğlu ikişer gösteriyle Türkiye'nin en ıssız
köşelerinde çekilmiş fotoğrafların büyüsünü izleyicilerle paylaşır. Bu bölümde
ayrıca Yücel Tunca'nın hazırladığı "Hakkari... Sevgilim..." adlı
gösteri de yer alır. Aynı gösteri, sonraki yıllarda birçok ilde de gösterilmesine
karşın 2002 yılında Diyarbakır’daki gösterim sonrasında soruşturmaya uğrar ve
Tunca beraatle sonuçlanan, 312. maddeye dayandırılan bir yargılanma süreci
geçirir.
5. İstanbul Saydam Günleri programına eklenen "Toplu
Gösteriler" bölümünün ilki Tahsin Aydoğmuş'a ayrılır. Bu bölümde
izleyiciler fotoğrafçının dört gösterisini biribirinin peşi sıra izleme olanağı
bulur.
Önceki yıllarda sonuç alınamayan Tema çağrılarının formatı
değiştirilerek farklılaştırılır. Mümkün olduğunca farklı fotografik anlayışlardan
seçilen bir grup fotoğrafçıya organizasyon komitesince belirlenmiş bir tema
önerilir ve bu tema çerçevesinde yeni bir çalışma ortaya koymaları istenir.
Böylelikle ilk "Çağrılı Tematik Bölüm” oluşmuş ve seçilen tema da Nargile olmuştur. M. Emin Altan , Resul Baştuğ, İzzet Keribar, Arto
Muhtaryan ve Hatice Tuncer'in "Nargile" konusunu işledikleri bölüm,
yılın ilgi odağını oluşturmayı başarır.
"4. İstanbul Saydam Günleri'nden" bölümünde, 1999
yılında büyük beğeni toplayan iki saydam gösterisi bir kez daha izleyiciyle
buluşur. Bu özel bölümlerin dışında, serbest katılımla programa dahil olan
saydam gösterileri, "Öyküler", "Basın Fotoğrafları",
"Fotoğraf ve Diğer Sanatlar", "İlk Gösteriler", "Kısa
Gösteriler" ve "Kategori Dışı Gösteriler" başlıkları altında
sunulur.
Ana sponsorluğunu, Park Denizcilik ve Hopa Liman
İşletmeleri'nin yaptığı 5. İstanbul Saydam Günleri'ne, ayrıca Ajans Düet, Geniş
Açı, Metropol Dağıtım, Simge Kağıtçılık, Küre Basım ve Ulaş Toplu Yemek
Hizmetleri’de büyük destek verir.
6. İSTANBUL
SAYDAM GÜNLERİ
“Ekonomik Krizle Yola Devam...”
2001 yılı ülkeyi derinden sarsan ekonomik krizin yılıdır. 2000’in
sonlarına doğru kendini hissettiren gerilim bir anayasa tartışması ile bedene
bürünmüş ve ülkedeki hassas dengeler köklü biçimde sarsılmıştır. 5. İstanbul
Saydam Günleri için sponsorlarca yapılması gereken ödemeler yapılmayınca hem
önceki yılın telifleri gösteri sahiplerine ödenememiş, hem de 6.İstanbul Saydam Günleri’nin akıbeti belirsizleşmiştir. Bu
belirsizlikten organizasyon, komitesindeki değişiklikle çıkar. Yeni soluklar,
yeni heyecanlarla festivalin altıncısına hazırlanmaya başlanır. Bu dönemde
Fotografevi’nin birçok konudaki işbirliği, Fotografevi Gezi Kulübü’nün yoğun
desteği son derece etkili olur. Refik Akyüz, Serdar Darendeliler, Ece Çetin,
Birgül Göker, Nilüfer Gökeşmeoğlu, Sinan Turan ve Sevil Üzrek’in ayrıldığı
komiteye, Gülnur Akgül, Siren Çerçi, Haluk Çobanoğlu, Belgin Çöleri, Yasemin
Karaca, Alberto Modiano, İpek Tufan, Oya Tufan, Cem Yak ve Alp Esin dahil olur.
Eren Aytuğ, Yüksel Fındık, İdil Gülbalkan, Özge Günerken, Fethi İzan, Gülhan
Kırdı, Yücel Tunca ise
organizasyon komitesinde görev almaya devam ederler.
Penajans D’arcy’nin, 2001 yılından başlayarak üç yıl boyunca
kurumsal sponsor olarak tüm kampanya çalışmalarını ve tasarımları üstlenmesi
festivalin tanınmasında yadsınamayacak katkılar sağlar. Birbirinden özgün
fikirlerle ürettikleri kampanyalar, gerek tanıtım filmleri, gerek açılış
davetiyeleri ve afiş, katalog çalışmalarıyla hem izleyicinin hem de basının
ilgisini çeker.
6. İstanbul Saydam Günleri
Açılış Kokteyli Mimar Sinan Üniversitesi Oditoryum’da 12 Ekim Cuma günü
yapılır. Açılış Kokteyli’nden önce Ozan Sağdıç’ın, buharlı trenlerin tarihsel
sürecini tamamlamasını anlatan “Demir Ejdere Ağıt” ve Kapadokya’yı anlatan
“Doğanın Şiiri Kapadokya” isimli iki gösterisi sunulur. Saydam Gösterisi
Bursu’nu alan M.Emin Ekşi’nin, şiddetten tecavüze kadar tüm negatif
psikolojileri beynen yaşayan moron katagorisine dahi sokamayacağımız, hiçbir
şeyin ve cevapsızlığın egemen olduğu zavallı bir beyin halini anlatan “Kendini
Yumurta Zanneden Adam” isimli gösterisinin de sunulduğu açılışa 400’ü aşkın
davetli katılır. Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği öğrencisi M.
Emin Ekşi’nin projesi büyük ilgi toplar ve bu kavramsal çalışma Saydam Günleri
boyunca ve sonrasında da birçok yönden değerlendirilir, tartışılır.
İstanbul Saydam Günleri’nde kategorilerin kaldırılması,
yılın en belirgin özelliği olur. 2001 yılının organizasyonunda biçimlendirilen
özel bölümlerin dışında bir de “Serbest Katılım Bölümü” oluşturulur. Önceki
yıllarda programda yeralan, “Öyküler”, “Basın Fotoğrafları”, “Fotoğraf ve Diğer
Sanatlar”, “Kısa Gösteriler”, İlk Gösteriler” ve “Kategori Dışı” gibi serbest
katılımlı bölümlerin yerine uygulamaya konulan “Serbest Katılım Bölümü”ne,
Katılım Formu’nu eksiksiz doldurup, katılım şartnamesini imzalayan herkes
saydam gösterisiyle katılabilir hale gelir. Bu uygulama hala sürüyorsa da
katılımcıların bir çoğu genel alışkanlıklar nedeniyle “kabul edilip-edilmeme”
sıkıntısını atamamaktadır. Aynı yıl programdan çıkarılan iki bölüm daha vardır:
Konferans ve Tartışma Toplantısı.
Gösterilerin kategorizasyonundan vazgeçilmesi, izleyicilerin
seçim sorunları yaşamasına sebep olacak gibi görünse de, festival
kataloglarındaki bilgilerle bu sorunun aşılabileceği öngörülür. Ancak izleyici
kitlesi bu kataloglara rağbet etmeyince hedeflenene ulaşmak pek de mümkün
olmaz.
İstanbul Saydam Günleri’nde hedefini tam olarak tutturamayan
ikinci bir yapı da panel, tartışma toplantısı ve konferans bölümleridir.
Fotoğrafın sorunlarına ya da çalışma alanlarından birine eğilen bu oturumlara
izleyici ilgisinin beklenenin çok altında kalması nedeniyle kaldırılması kararlaştırılmıştır. Fotoğrafın
sorunlarına ilişkin söylenecek sözlerin kendi zeminlerinde üretilmesinin, çok
daha yapıcı olacağına dair düşünce de kararın alınmasında önemli bir etken
olmuştur. Fotoğraf sempozyumlarının sürdürülmesi gerekliliğinin altı çizilerek
alınan bu karar daha sonra değişecek, ilerleyen yıllarda yılın tematik yapısına
uygun hale getirilip programa yeniden eklenecektir.
2001 Şubat’ında başlayan katılımlar, 15 Ağustos’a kadar
sürer. 100’e yakın fotoğrafçının katılımıyla belirlenen dokuz günlük programa 6
bini biletli olma üzere 9 bin kişi izler.
Yeni bölümlerle dinamizmini koruyan İstanbul Saydam
Günleri’ne Alberto Modiano’nun yönetiminde eklemlenen “Performans” bölümü,
katılımcı ve izleyicilerin dikkatini çekmeyi başarır. Çağrılı yedi
fotoğrafçının hazırladığı yedi gösterinin her biri en çok 25 fotoğraf
karesinden oluşur. Performans “Sınırsız film; sınırlı anlatı” sloganı ile biçim
alır. Fotoğrafçılar konu bakımından sınırsız, fotoğaf karesi ve süre ile de
sınırlıdır. Performans bölümünde Akgün Akova, Alp Esin, Muammer Yanmaz, Murat Germen , Nevit
Dilmaghanian, Ö. Serkan Bakir, Pemra Yüce kendi seçimleri olan temaların görsel
dökümünü 25 kare sınırıyla izleyicilere sunarlar. Alp Esin’in ölüm oruçlarına
gönderme yaptığı çalışması bölümün hedefe en yakın duran çalışması olur.
Performans bölümünün saydam gösterilerine yeni anlayışlar getirmesi umulurken,
güncel sanatın alanlarından performans
sanatı ile yakınlaşamaması ömrünü önemli ölçüde kısaltır.
2000 yılında ilk uygulaması
yapılan ve büyük ilgi gören “Çağrılı Tematik Bölüm” 2001 yılında “Kriz”
temasıyla devam eder. Yeni bin yıla binbir krizle giren Türkiye’nin –ve
11 Eylül süreci nedeniyle, dünyanın- portresini oluşturması, uyarıcı bir hatıra
olması nedeniyle kararlaştırılan “Kriz” teması, sözcüğün çağrışımlarına tümüyle
açık bir değerlendirmeyle işlenir. İzzet Keribar, M. Emin Altan , Arto
Muhtaryan, Hatice Tuncer ve Resul Baştuğ’un yaklaşımlarıyla perdelere yansıyan
“Nargile” temalı gösterilerin organizasyonda yarattığı hareketlilik, 2001
yılında da “Kriz” ile yaşanmıştır. 6. İstanbul Saydam Günleri’nde tek seans
halinde izleyiciye sunulan tematik gösterilerin önceki yıldan farkı, müzik
önerilerinin İstanbul Saydam Günleri Organizasyon Komitesi’nden gelmeyip,
fotoğrafçıların kişisel seçimlerine bırakılmış olmasıdır. Bu çerçevede, Kadir Aktay, Mehtap Yücel, Özlem Doğan ve
Sami Aksoğan’ın “Kriz” temalı dört gösterisi, yılın “Çağrılı Tematik Bölümü”nü
oluşturur. Kadir Aktay’ın otuz fotoğraftan oluşan ve dört dakika sürecek olan
‘No Memory” adlı gösterisini, Mehtap Yücel’in yedi dakikada sunacağı seksen
saydamdan oluşan ‘Kriz: Karar Anı’, Özlem Doğan’ın 18 saydamdan oluşan ve
yaklaşık 150 saniye sürecek olan ‘İki El’ ve Sami Aksoğan’ın 150 fotoğraflık ve
dört dakikalık “Ana Karnındaki Huzuru Ararız Hep!” adlı gösterileri takip eder.
Fotoğrafçıların ‘Kriz’e özgün bakışlarını yansıtan saydam gösterileri, Turkcell
salonu ile İfsak salonunda izleyiciyle buluşur.
Geçmiş yıllarda Yunanistan, İtalya, Hollanda ve Fransa’dan fotoğrafçıların konuk olarak katıldığı İstansul Saydam Günleri’nin 2001 yılındaki konuğu Rusya’dan Dmitry Ershov olur. Ershov’un portfolyosundan çeşitli temaları içeren 100 adet siyah-beyaz fotoğraf röprodüksiyonundan oluşan “Titreşim”, Turkcell ve İfsak salonlarında izleyiciye sunulur.
Saygı Bölümü’nde, 17 Ağustos Marmara Depremi’nde hayatını
kaybeden Mustafa Sabri Yalım’ın “Çeşitlemeler” adlı gösterisi sunularak, bir
kez daha anılır.
6. İstanbul Saydam Günleri'ne PenajansD'Arcy, kurumsal
sponsor, Aday Grafik, Fotografevi, Akademi Production, GarantiBank Moskow,
Antik Hotel, Gsf, Başak Sigorta, Pamukkale Şarapları, Berk Grafik, Transnet
Kurye, diaturk.com, Yapı ve Kredi Sigorta ve Yay Grafik Hizmet Sponsoru olarak
destek verirler. CNBC-e, Açık Radyo, Radikal Gazetesi, Focus Dergisi, Geniş Açı
Dergisi, İstanbul Life Dergisi, Miliyet Sanat Dergisi ve Zip İstanbul Dergisi
ile fotografya.net'in basın sponsorluğu desteğiyle tanıtımı yapılan festivalin
"Serbest Katılım Bölümü"nde yer alan ve 100'e yakın fotoğrafçı
tarafından hazırlanan 43 saydam gösterisi 6. İstanbul Saydam Günleri'nde
yaklaşık 9 bin kişi tarafından izlenir.
2001 yılında Tarık Zafer Kültür Merkezi’nde İstanbul
Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığı ile ortak bir saydam
gösterisi programına başlanır. Belgin Çöleri tarafından yürütülen ve iki kış ve
bahar sezonunda devam eden etkinliklerde yaklaşık 20 fotoğrafçının İstanbul
merkezli çalışmaları izleyici ile buluşturulmuş olur.
7. İSTANBUL
SAYDAM GÜNLERİ
“Kimliğin Peşinde...”
İstanbul Saydam Günleri 2002 yılında Fotoğraf Vakfı Girişimi
çatısı altında düzenlenir. 6.İstanbul Saydam Günleri Organizasyon Komitesi tarafından tartışılmaya başlanan “Kimlik-Kurum” konusu organizasyonun bir çatı
altına girme eğilimiyle sonuçlanmıştır. Ancak, uzun soluklu olması umulan
buluşma, beklenenden çok daha kısa sürecek, festival 2004 yılında son kez bu
çatı altında düzenlenip, 2005 yılından itibaren kendi örgütlenmesini
gerçekleştirecektir.
12-27 Ekim 2002 tarihleri arasında gerçekleştirilen 7.
İstanbul Saydam Günleri’nde Turkcell ve Tarık Zafer Tunaya salonlarında 8 ayrı
bölümde 74 fotoğrafçının hazırlayıp sunduğu 68 saydam gösterisi, 2 Performans
ve 1 paneli, 9 bini aşkın kişi izler.
11 Ekim 2002 tarihinde Kadir Has Üniversitesi’nde yapılan
açılışa, Cemil Ağacıkoğlu kent insanı üzerine kurguladığı “Aralık” çalışmasıyla
katılır. Saydam Günleri bursunu alan
Nesli Sarıkaya’nın “Görünenin Ötesinde” ve Dilek Şenuğuz’un “Bavul” adlı
gösterileri de açılış programında yer alır.
9 Eylül Üniversitesi öğrencilerinden Dilek Şenuğuz’un 6.
İstanbul Saydam Günleri Saydam Göstersi Burs projesi, başvurusunun bir hata
nedeniyle değerlendirme dışı kalmasının telafisi
için Organizasyon Komitesi’nin kararıyla 2002 yılında
verilecek olan Saydam Gösterisi Bursu kapsamına alınır. Yeni projelerin önünü
kesmemek için ise 2002 yılında burs sayısının ikiye çıkartılması, iki burstan
birinin Dilek Şenuğuz’a, diğerinin ise yeni başvurular arasında yapılacak
değerlendirme sonucuna göre verilmesine karar verilir. Yeni projeler arasından
öne çıkan ise Nesli Sarıkaya’nın “Görünenin Ötesinde” adlı tasarımıdır.
Böylelikle 2002 yılında iki öğrenci çalışması izleyicilerle buluşturulmuş olur.
Saygı Bölümü’nde, yıl içerisinde hayatını kaybeden genç
basın fotoğrafçılarından Ferhat Atalay, Hüseyin Alsancak’ın sunumuyla ve bir
dizi fotoğrafıyla anılır.
Yılın konuk ülkesi Japonya’dan gelen iki fotoğrafçı Haruhiro
Takada ve Harumi Hondo’nun ikişer gösterisi programa alınır. Birer gösterileri
yılın teması “Yaşam ve Ölüm” kapsamında sunulan fotoğrafçıların farklı fotoğraf
anlayışları, izleyici tarafından oldukça yadırganır. İmgelerle yüklü, kavramsal
anlatım biçimi, yerel öğelerle birleşince fotoğraf izleyicisi bu gösterilerde
salonu boş bırakmayı tercih eder. Öte yandan, altı fotoğrafçının katılımıyla
gerçekleşen "Yaşam ve Ölüm" konulu ''Tematik Çağrılı'' bölümün
Türkiyeli katılımcıları, Ali Öz, Arzu Şenyurt, Hakan Denker, Orhan Cem Çetin , Özgür
Nizam ve Timurtaş Onan'ın gösterileri izleyicilerin beğenisini kazanır.
Fotoğrafçılar, üretimde bulundukları alanların görsel ve kavramsal sınırlarını son
derece başarılı biçimde çizip, farklılıklarını yansıtırlar.
Farklı disiplinlerden sanatçıların, "saydam"
malzemesini kullanarak hazırladıkları çalışmalar ''Performans'' bölümünde
izleyicinin karşısına çıkar. "Performans" bölümünde yer alan ressam
Balkan Naci İslimyeli'nin rahatsızlığı nedeniyle performansını sunamadıysa da,
fotoğrafçı Nilüfer Gökeşmeoğlu ve seramik sanatçısı Serkan Gönenç'in, Pozitif
ptf ve Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde sundukları performanslar ilgiyle
izlenir. Ayrıca fotoğrafın güncel sanattaki yerinin tartışıldığı "Güncel
Sanatta Anlatım Öğesi Olarak Fotoğraf" başlıklı panelde Orhan Cem Çetin , Levent
Öget, Hüseyin Altındere, Ali Akay ve Özgür Uçkan da konuşmacı olarak yer
alırlar. Tartışmanın verimli bir eksene oturamadığı panelde, ülkemizdeki
fotoğrafçıların önemli bir bölümüyle, güncel sanat temsilcileri arasındaki
iletişim uçurumunun, ne denli dikkat çekici olduğu açıkça ortaya çıkar.
Toplu Gösteriler bölümünde
Orhan Cem Çetin ’in,
geçmiş yıllarda ürettiği eserleri bir kez daha izleyici ile buluşturulurken,
serbest katılımın en yoğun olduğu yıl olarak kayıtlara geçer. 2002 yılı: 68
gösteri! İki salonda yapılan ve bu nedenle on beş güne yayılan festivali 9
binden fazla izleyici izler.
7. İstanbul Saydam Günleri Sponsorlarına gelince: Ana
Sponsor: Yapı Kredi Bankası, Kurumsal Sponsor: PenajansD'Arcy, Hizmet
Sponsorları: Yılmaz Ofset, Kavaklıdere, İltek, Gsf, Akademi Production,
Diaturk.com, İstanbul Fotoğraf Kulübü, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi
Haber Ajansı(M İHA), Fida Film. Basın Sponsorları: Açık Radyo, Show Radyo,
Milliyet Gazetesi, Radikal Gazetesi, Akşam-lık Dergisi, Focus Dergisi, Fotoğraf
Dergisi, Geniş Açı Dergisi, İstanbul Life Dergisi, Milliyet Sanat Dergisi, Sea
Life Dergisi.
Salon Sponsorları:İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür
İşleri Daire Başkanlığı, Turkcell, Kadir Has Üniversitesi ve Pozitif ptf.
8. İSTANBUL
SAYDAM GÜNLERİ
“Çatı Altındaki Günler”
8. İstanbul Saydam Günleri, Fotografik Vizyon Ltd. Şti. ve
Fotoğraf Vakfı Girişimi tarafından 11-19 Ekim 2003 tarihleri arasında İfsak ve
Turkcell salonlarında gerçekleşir.
150’ye yakın fotoğrafçının hazırladığı 96 saydam
gösterisiyle izleyici karşısına çıkan 8. İstanbul Saydam Günleri’nde, üç İranlı
fotoğrafçının çalışmaları, savaş öncesi ve sonrasına ilişkin Irak fotoğrafları,
fotoğrafçı çocuklar tarafından üretilen fotoğrafların toplu gösterimleri, İzzet
Keribar’ın son yıllarda hazırlayıp sunduğu dört saydam gösterisi, gençlerle
ustaları yanyana getiren Tematik Bölüm’deki “Şehir” temalı beş çalışma, senenin
dikkat çekici sunumları olarak akıllarda kalır. Ayrıca, Serbest Katılım
Bölümü’nde de, fotoğraf ustalarımızdan Yusuf Tuvi’yi, Mehmet Arslan Güven’i
izlemek, Hüsnü Atasoy ve Merih Akoğul’un son çalışmalarını görmek, Mehmet
Kaçmaz, Mustafa Özünal, Zeynep Esmez gibi genç yeteneklerin parlayışlarına
tanıklık etmek de yine bu yılın notları arasında önemli yer tutuyordu.
Yıl içerisinde hayatlarını yitiren fotoğrafçılar Emirhan
Durmuş ve Uğur Uluocak ile ölümlerinin onuncu yılında, Gökhan-Evren Yalta'yı
anmak için düzenlenen saydam gösterili anma toplantıları Saygı bölümünde yer
alır.
Toplu Gösteriler bölümü, gezi fotoğrafının büyük
ustalarından İzzet Keribar'ın dört gösterisine ayrılmıştır. Keribar, geçmiş
dönemlerde sunduğu çalışmalarından Venedik Karnavalı-Maskeler, Lizbon-Lisboa ve
Seul-Sarayda Bir Tören'in yanı sıra Ver Elini Anadolu adlı gösterisiyle de
izleyicinin karşısına çıkar.
2003 yılına damgasını vuran Irak işgali ile Saydam Günleri
de yüzünü, Türkiye'nin de içinde bulunduğu coğrafyaya çevirmeye karar verir ve
iki bölümü komşu ülkelere ayırır. Bunlardan, biri her yıl gerçekleştirilen
Konuk Ülke Bölümü’dür. İranlı fotoğrafçıların çalışmalarına yer verilen bu
bölümde İran'ın günlük yaşamından, modasına, coğrafyasından, kültürel izlerine
değin geniş bir yelpazede yapılmış çalışmalar İstanbullu fotoğrafseverlerle
buluşur. Reza Hemmati Rad, “Tahran Sokakları” ve “İstanbul'a Doğu'dan Bakmak”;
Saber Anvari, “Sahra” ve “İran'ın Tarihi Yapıları”; Nader Samavati ise
“İran'dan Reklam Fotoğrafları” adlı çalışmalarıyla İstanbullu
fotoğrafseverlerin İran fotoğrafıyla tanışmasını sağlar. Bu çerçevedeki ikinci
bölüm ise işgal altındaki Irak'a adanmıştır. Savaş rüzgarlarının esmeye
başladığı kış aylarından, savaşın yakıcılığındaki Irak'a, acının ve kaosun
içine yuvarlanan ülkenin son bir yılına ilişkin fotoğrafik çalışmalar ülkemiz
fotoğrafçılarının bakışıyla perdelere yansır. Bu bölümde, Ahmet Şık, “Irak'ın
Kuzeyi”; Cevahir Buğu, Gençer Yurttaş,
Özcan Yurdalan, Şaban Dayanan ve Tolga Sezgin'in
“Bağdat-Babil-Kerbela Şubat 2003” ;
Fatih Pınar, “Irak”; İlker Akgüngör, “Bir Savaşın Bilançosu: Acı, Hüzün, Nefret
ve Dehşet”; Burak Kara, “Diktatörlüğün Karanlığından Savaşın Yıkımına”; Mehmet
Demirci ve Selahattin Sevi, “Irak”; Yusuf Eroğlu ise “Fotoğraf Gerçektir” adlı
gösterileriyle yerlerini alırlar.
Tematik Çağrılı Bölüm'ün konusu “Şehir” olarak
belirlenmiştir. Kemal Cengizkan, Belgin Çöleri, Engin Gerçek, Murat Germen ve Fethi İzan,
kendi derinlerindeki şehir izlerini açığa çıkararak farklı bakışları ve farklı
çalışmalarıyla izleyicileri salonlara çekerler.
Yılın bir diğer özel bölümü de, Fotoğrafçı Çocuklar
Atölyeleri Özel Bölümü'dür. Ülkemizde 17 Ağustos Depremi sonrasında
rehabilitasyon çalışmalarının bir parçası olarak başlatılan ve her geçen gün
yeni bir örneğiyle karşılaşmaya başladığımız çocuklarla yapılan fotoğraf
çalışmalarının toplu sunumunu ve kamuoyu bilgilendirmesini hedefleyen bölümde 8
atölyenin çalışma sonuçları yer alır. Dayanışma Gönüllüleri Derneği tarafından
başlatılıp Fotoğraf Vakfı Girişimi tarafından sürdürülen Hacı Süleymanbey, Aksu
Köyleri Atölyesi ile İzmit-Şirintepe Fotoğrafçı Çocuklar Atölyesi'nde çocuklar
tarafından üretilen fotoğrafların yanı sıra, İfsak'ın yürüttüğü Kasımpaşa Çocuk
Yuvası Atölyesi, Afsad'ın Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı ile birlikte
yürüttüğü Elmadağ Çocuk Tutukevi Fotoğraf Atölyesi, Diyarbakırlı Fotoğrafçı
Çocuklar Atölyesi, Fotoğraf Vakfı, SKYGD ile Bilgi Üniversitesi'nin
desteklediği Sokak Çocukları Atölyesi, Aziz Nesin Vakfı Çocuk Cenneti Fotoğraf
Atölyesi, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı'nın desteklediği Eskişehir Atatürk
Eğitim Parkı Fotoğraf Atölyesi'nde yapılan çalışmalardan örnekler de izleyici
ile buluşur.
Amatör olsun, profesyonel olsun, saydam gösterisiyle
izleyici karşısına çıkmak ve ürünlerini paylaşmak isteyen tüm fotoğrafçılara
açık olan Serbest Bölüm'e ilgi de oldukça yoğun olur. 60 kadar gösterinin
başvurduğu bölümde yer alan çalışmalar, fotoğrafseverleri salonlar arasında
hararetli bir koşuşturmanın içine çeker. Tüm bölümlerde sunulan gösterileri yaklaşık
yedi binden fazla kişi izler.
PenajansD’Arcy’nin Kurumsal Sponsor olarak desteğini
sürdürdüğü festivale ayrıca, İltek, İnformatik ve Gsf, Hizmet Sponsoru;
İstanbul Fotoğraf Kulübü, Saydam Gösterisi Bursu Sponsoru; İfsak ve Turkcell de
Salon Sponsoru olarak destek sunarlar. Basın Sponsorları arasında yeralan Açık
Radyo ve Radyo Kozmos, dikkat çekici sözcüklerin peşpeşe diziliminden oluşan,
gösteri tarihlerini ve salonların adlarını duyuran 30 sn.’lik ses bandını 12
gün süreyle gün boyunca bir çok defa; Skyturk TV, 8. İstanbul Saydam Günleri
tanıtım filmini 7 gün boyunca, kültür-sanat programlarında ve program
aralarında, reklam kuşaklarında; Focus, Fotoğraf, Geniş Açı, Sealife ve
Zipİstanbul dergileri de Ekim 2003 sayılarında renkli tam sayfa 8. İstanbul
Saydam Günleri ilanını, yine Geniş Açı ve Fotoğraf dergileri ilanın yanı sıra
ikişer sayfalık tanıtıcı metni yayımlarlar. CNN Türk, TRT-2, Skyturk TV’de 8.
İstanbul Saydam Günleri tanıtım filmi, haber ve röportajları yayınlar.
Hürriyet, Milliyet, Radikal, Sabah, Zaman ve Evrensel gazeteleri Saydam
Günleri’nin haberlerine sanat ve toplum sayfalarında yer verir, dergiler
cephesinde de Aktüel Dergisi ve Beyoğlu Gazetesi haber desteklerini sunarlar.
9. İSTANBUL
SAYDAM GÜNLERİ
9. İstanbul Saydam Günleri, 1 Ekim 2004 Cuma günü saat
19.00'da İtalyan Kültür Merkezi'nde yapılan tören ile açılır. Ramazan ayının
izleyici üzerindeki etkisini hafifletmek için ilk kez ekim ayının ilk günlerine
çekilen programa ilgi önceki yıllara oranla belirgin biçimde düşüktür.
İtalyan Kültür Merkezi’ndeki açılış programında 2004 yılı Saydam
Gösterisi Bursu'nu alan İsmail Gökçe'nin “Maronitler” ve fotoğraf sanatçısı
Merih Akoğul'un “Şeyler” adlı saydam gösterileri izleyici ile buluşur. Büyük
bir izleyici kitlesine ulaşan açılış gecesinin tersine sonraki günler aynı
yoğunluk oluşmayacaktır.
Dokuz gün boyunca İfsak, İtalyan Kültür Merkezi ve Turkcell
salonlarında sunulan gösteriler 22 Temmuz 2004' de kaybettiğimiz karikatür sanatçısı
Necati Abacı anısına yapılır. Programda sanatçının ağırlıklı olarak fotoğraf
dünyasına ilişkin yaptığı çalışmalarından örneklerin sunulduğu, Merih Akoğul ve
Ali Selen tarafından sunulan, ailesinin de bulunduğu törende Necati Abacı’nın
saygın kişiliğine duyulan özlem dile getirilir...
‘Toplu Gösteriler' bölümünün 2004 yılındaki konuğu Reha
Bilir, son yıllarda gerçekleştirdiği üç önemli çalışma olan “Pazarlık”, “Sarı
Sevda” ve “Umut Ağlarda” adlı gösterileriyle sanatseverlerle buluşur.
İstanbul Saydam Günleri dokuzuncu yılında, önceki yıllardan
farklı olarak üç tema üzerine yoğunlaşır: Gece, Toplumsal Cinsiyet ve Şiddet.
Gece teması Emre İkizler, Mehmet Kaçmaz, Gökçe Pehlivanoğlu,
Handegül Toker-Melda Kurt ve M. Yüksel Altun'un yorumlarıyla izleyiciye
sunulur. Aynı tema çerçevesinde yurtdışından da iki fotoğrafçı çalışmalarını
izleyiciyle paylaşır: İtalyan fotoğrafçı Helen Giovanello ve Makedonyalı
fotoğarafçı Maya Janevska.
Yılın ikinci teması ise “Toplumsal Cinsiyet” olur. World
Press Photo'nun 2001-2003 yılları boyunca dünyanın 7 ülkesinde genç basın
fotoğrafçılarıyla sürdürdüğü eğitim faaliyetinin final teması olan Toplumsal
Cinsiyet'e Türkiye'den Handan Coşkun, Coşkun Aşar, Şebnem Eraş ve Tolga
Sezgin'in yanısıra Hint asıllı Amerikalı Srinivas Kuruganti ve Hintli Rana
Chakraborty, Makedonyalı fotoğrafçılar Jasna Susha, Maja Janevska ve Tomislav
Georgiev'in gözüyle bakılır. Srivinas Kuruganti'nin, Haydarabad'da geleneksel
olarak cinsiyet değiştirerek itibar kazanan eşcinselleri ele alan çalışması,
bölümün en ilgi çekici çalışmalarından biri olur.
9. İstanbul Saydam Günleri'nin üçüncü teması ‘Şiddet' olarak
belirlenmiştir. Yaşadığımız dönemin en çok tartışılan kavramlarından biri olan
şiddeti yorumlayan fotoğrafçılar arasında yılın sürprizi Jean-Marc Bouju da
bulunur. World Press Photo'dan 2004 Yılın Fotoğrafı ödülünü alan Bouju, daha
önce de iki kez Pulitzer ile ödüllendirilmiştir. Ünlü fotoğrafçının Afrika'da,
Sudan, Liberya ve Somali'de yaşanan katliamlardan, savaşlardan biriktirdiği
şiddet görüntüleri, izleyiciyi önce insanlık adına umutsuzluğa sürükler,
ilerleyen bölümlerde herşeye rağmen bir umudun varolabileceğine işaret eder.
Şiddet teması çerçevesinde Avustralya’dan David Dare Parker
“Endonezya Reformu” , ABD’den Sarah Hoskins de “Domuz Öldürmek” ile temaya
farklı açılardan yaklaşırlar. Şiddet temasına Türkiye perspektifinden yaklaşan
fotoğrafçılar da vardır: Murat Yaykın İmroz/Gökçeada'da yaşamını sürdüren
Rumlar üzerinden azınlıklara yönelik şiddeti fotoğraflarıyla araştırırken,
Özgür Nizam mülkiyet, ego, süperego ve meta kavramlarını sorgulayarak
gündelik-ardaşık şiddeti fotoğrafa taşır. Nazım S. Fırat, “Şiir Zamanı”nda
ellerindeki değerleri şiddet ve zorbalıkla ayaklar altına alınmış insanlığın
direnişine dair samimi bir güzellemeyi fotoğraflarıyla paylaşır. Metin Avdaç
ise doğanın şiddetine çevirdiği objektifiyle geçtiğimiz kış aylarının büyük
zorluklarını depresif bir sunumla yeniden yaşatır izleyiciye.
İstanbul Saydam Günleri'nin alternatif özelliklerinden başlıcası olan
‘Serbest Bölüm'e ilgi bu yıl da son derece yoğun olur. Polonyalı fotoğrafçı
Zbigniew Kosc'dan “İslamic Kahire”, Andy Kropa'dan “Hıristiyan Rock'n Roll Festivali”, Gilles
Mingasson'dan “Nascar Babaları” ve “Los Angeles'de Latinler”, Cemil
Ağacıkoğlu'ndan “I am Ivan”, Özer Kanburoğlu'ndan “Portreler”, Wilbert “Skip”
Norman'dan “Berlin-Maybachufer: Görsel Bir Etnografi”, Michael Lofquist'ten
“Hutong'da Hayat” ve Leslie Lyons'dan “Aids” izleyicinin ilgisini çeken saydam
gösterilerinden yalnızca bir kaçıdır...
80'in üzerinde saydam gösterisiyle dokuz gün boyunca
fotoğrafı gündemin üst sıralarına taşıyan İstanbul Saydam Günleri'nin 2004 yılı
hizmet sponsorları, Eylül Prodüksiyon, GSF, Ptf, Galata Fotoğrafhanesi; basın
sponsorları ise Açık Radyo, CNN Turk, Ekspres Dergisi, Fotoğraf Dergisi,
Fotom.net, Geniş Açı Dergisi, Milliyet Sanat Dergisi ve Trendsetter
Dergisi’dir. Turkcell, İtalyan Kültür Merkezi ve İfsak ise salon sponsorları
olarak listede yerlerini alırlar.
10. İSTANBUL
SAYDAM GÜNLERİ
“Yeni Ufuklar...”
10. İstanbul Saydam Günleri, festival tarihi içinde gerçek
anlamda bir milat olarak kendini gösterir. Son birkaç yıldır organizasyon
yapısı içinde yaşanan tartışmaların ulaştığı noktayı göstermesi bakımından da
önemli olan yıl, bir anlamda son, bir anlamda da yeni bir başlangıca işaret
eder. 2002 yılından itibaren izleyici sayısında yaşanan azalma eğilimi,
organizasyon yapısı içerisindeki arayışların gün geçtikçe artması ve bunun yanı
sıra yorgunlukların baş göstermesi ve belki de tümünden önemlisi yeni
hedeflerin belirmeye başlaması 9. İstanbul Saydam Günleri’nin sürdüğü
günlerde ve hemen ardından bir dizi fikir alışverişi başlatır. Görüşmeler iki
yönlü sürer: Bir yandan Saydam Günleri’nin geleceği ve yeni bir fotoğraf
festivali ihtiyacı konuşulurken, bir yandan da öncelikle, İstanbul’da faaliyette
bulunan köklü fotoğraf kurumlarının bir araya gelmesiyle büyük bir hedefe kilitlenilmesi, yani ortak bir organizasyonla uluslararası
fotoğraf festivali düzenlenmesi konuşulur. Gerçekleşmesi her ne kadar güç
görünse de, gerçek gereksinimin bu noktada oluştuğunun kabulü üzerinden
yapılan, bir takım kurumlararası görüşmeden olumlu sonuçlar alınamayınca, ilk
fikrin üzerine eğilinir ve yeni bir dernek oluşumunun temelleri atılır.
İstanbul Saydam Günleri’nin 10.’sunun ardından,
“Uluslararası İstanbul Fotoğraf Festivali”ni düzenleme hedefiyle kurulan
“İstanbul Saydam Gösterileri ve Fotoğraf Derneği”, fiili çalışmalarına 2005
yılı Mayıs’ında başlar. 2007 yılından itibaren İstanbul Saydam Günleri’ni bir
bölüm başlığı olarak festival yapısının içine alarak, şehrin farklı ilçelerine,
bir ay boyunca fotoğraf rüzgarı taşımayı planlayan ve Haziran 2005’te resmen
kurulan dernek, ilk faaliyet olarak 10. İstanbul Saydam Günleri’nin
organizasyonunu gerçekleştirir.
10 yılın hikayesi yazılırken, hazırlıkları son aşamaya
gelmiş olan programda yer alan bölümler şöyle sıralanır:
14 Ekim Cuma akşamı İTÜ Taşkışla, G Amfi’sinde yapılan açılışta, 10. yıl
Saydam Gösterisi Bursu’nu alan Burak Olçaylı’nın “Gölgem... Her Yerde!”
başlıklı gösterisinin yanı sıra, versiyonu ve ülkemizin önemli fotoğraf ustalarından Arif
Aşçı’nın son çalışması olan İstanbul panoramalarının yer aldığı “İstanbul” adlı
çalışması yer alır.
Festivalin ilk kez Anadolu yakasında bir salonu programa
dahil etmesi, gelecek yıllardaki açılım isteğinin küçük bir göstergesi sayılır
ve bu çerçevede Kadıköy’deki KargART salonu ile anlaşılır. Avrupa yakasındaki
salonlar ise önceki yıl olduğu gibi yine, Turkcell ve İfsak salonlarıdır.
Tolunay Timuçin, Mehmet
Gülbiz ve Merter Oral gibi çok değerli fotoğrafçıların yaşamlarını yitirdikleri
2005 yılında festivalin Saygı bölümü de bu fotoğrafçılara ayrılır. Tek seans
halinde Turkcell’de yapılacak olan anma töreninde fotoğrafçıların
çalışmalarından örnekler sunulur, hayat ve fotoğrafçılık öyküleri üzerine
konuşmalar yapılır.
Yılın Toplu Gösteriler
bölümü Fatih Pınar’a ayrılır. “Gençlik”, “Dört Atlı”, “İşgalden Önceki Irak” ve “Sanfransisko Sokakları” adlı gösterilerinin
izlendiği bu bölümün dışında Pınar’ın “Tema: Filistin” çerçevesinde “Kararma
Anı” ve Serbest Katılım bölümünde “Yürüyen Fotoğraflar” adlı gösterilerini de
izlenme şansına sahip olunur.
2005 yılının katılımı en
yoğun teması “Tema: Çingeneler”de, dünyanın farklı bölgelerinden
fotoğrafçıların hazırladıkları gösteriler izlenir. Geçtiğimiz yıl da İstanbul
Saydam Günleri’ne etkili bir çalışmayla Avustralya’dan katılan David Dare
Parker, bu yıl Çingeneler üzerine yoğunlaştırdığı bakışlarının izdüşümlerini
“Bahara Yolculuk” başlığı altında yansıtır perdeye... Parker’ın yanı sıra
İspanya’dan Ima Garmendia ve Kike Del Olmo, Almanya’dan Rolf Buerdick,
Bulgaristan’dan Nina Nikolava, Yunanistan’dan Stelios Efstathoupolus, yine
geçen yılki gösterisiyle hatırlanan Makedonyalı Tomislav Georgiev ile
Türkiye’den Timurtaş Onan, İsmail Gökçe ve Coşkun Aşar da fotoğraflarıyla
Çingeneleri biraz daha yakından tanımaya yardımcı olurlar.
Yılın en önemli yeniliklerinden
biri ise seçilen temalarla izleyicilerin ilişkisini derinleştirmeyi hedefleyen,
belgesel film sunumları olur. Çingeneler teması dışında, Filistin ve Dans
temalarıyla, 12 Eylül Özel Bölümü içinde de belgesel film sunumları yapılır.
Ayrıca “Tema:Çingeneler” bölümü içerisinde konunun uzmanları ve doğrudan
muhataplarının katılacağı bir panel de yerini alır.
Yılın üçüncü teması olan
“Dans”ta, Gürşat Özdamar’ın “Dans Olmadan Edemeyiz” adlı belgeseli ile açılır.
Fotoğraf dünyasının iki büyük isminin de yeraldığı bölümde Susan Meiselas,
Daniel Machado, Kosc Zbigniew, Timurtaş Onan’ın çalışmaları sunulur.
2005 yılının, 12 Eylül
Darbesi’nin 25. yılı olması nedeniyle programa alınan “12 Eylül Özel Bölümü”nde
yine bir Gürşat Özdamar belgeseli izlenir. Bölümün ikinci belgeseli ise Ankara
Üniversitesi’nden bir grup öğrencinin hazırladığı “12 Eylül Ne? Kenan Evren
Kim?” adını taşır. Bölüm içerisinde, Hüsnü Atasoy ile Tanju Akleman çok özel iki
saydam gösterisi ile yer alırlar.
83 Serbest Bölüm
gösterisinin bulunduğu program, bu anlamıyla on yılın doruğuna ulaşır. Ami
Vitale, Shadi Ghadirian, Sarah Hoskins, Stephany Imelda gibi usta yabancı,
Faruk Ertunç, Adnan Polat, Bikem Ekberzade, Kemal Cengizkan, Özcan Yurdalan,
Laleper Aytek, Merih Akoğul, Oral Gönenç, Sefa Ulukan, Timurtaş Onan gibi
Türkiye’nin usta fotoğrafçı isimleriyle örülü program ramazan ayının
zorluklarına karşın izleyiciyi salonlara bağlamayı vaat eder.
Belgin Çöleri, Berna
Kuleli, Ebru Bilir, Emre Ergun, Fethi İzan, Gençer Yurttaş, Hüsnü Atasoy, İdil
Gülbalkan, M. Emin Altan ,
Melodi Simay Acar, Metin Avdaç, Murat Yaykın, Özlem Atasoy, Saygın Serdaroğlu,
Şahabettin Pamuk, Şamil Hazır ,
Tanju Akleman ,
Taylan Bağcı, Vedat Ozan, Yücel
Tunca’ nın gerek dernek kurucu üyesi olarak, gerek çalışmalara
fiilen katılarak, gerekse önceki yıllardaki birikimleri bugüne taşıyarak
hazırladıkları 10. İstanbul Saydam Günleri’nin
tasarım çalışmaları Best Images tarafından yürütülür. 10. yılda, tanıtım filmine
ve afişlere yansıyan tema, ışığın etrafında toplanmak üzere kanat çırpan dia
çerçeveleri olarak seçilir. İlk kez reel görüntülerle beraber animasyonun da
kullanılacağı tanıtım filmi TV’lerde ilgi çeker.
Dörtnokta
Matbaacılık, Doluca, Fotoğraf Adası, Galata Fotoğrafhanesi, Gsf, İtüfk ve Net
copy’nin hizmet sponsoru; Açık Radyo, Bant Dergisi, Express Dergisi, Focus
Dergisi, Fotoğraf Dergisi, Fotom.net, Geniş Açı Dergisi, İstanbul Life Dergisi,
Milliyet Sanat Dergisi, T3 Dergisi, Trendstter Dergisi, Yaşam Radyo ve Zip
İstanbul Dergisi basın sponsoru; İfsak, İTÜ, KargART ve Turkcell de salon
sponsoru olarak festivale katkıda bulunurlar.
Yorumlar
Yorum Gönder