İstanbul Saydam Günleri'nin On Yıllık Hikâyesi / 2006



İSTANBUL SAYDAM GÜNLERİ

Türkiye’nin en uzun soluklu ve en geniş katılımlı uluslararası fotoğraf festivallerinden biri olan İstanbul Saydam Günleri, 1995 yılında düzenlenmeye başlandı.

Ülkemizin önde gelen profesyonel ve amatör fotoğrafçılarının bir araya gelerek düzenlemeye başladıkları festival, yıllar içerisinde yüzlerce fotoğrafçının katıldığı ve onbinlerce sanatsever tarafından izlenen büyük ve etkin bir yapıya kavuştu.

İstanbul’un kültür hayatının merkezi haline gelen Beyoğlu’ndaki, Turkcell Kültür ve Sanat Merkezi, Aksanat Kültür ve Sanat Merkezi, Fransız Kültür Merkezi, İtalyan Kültür Merkezi, İfsak, Fotoğrafevi gibi sanat mekanlarının yanı sıra Mimar Sinan Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Kadir Has Üniversitesi gibi akademik ortamlarda gerçekleştirilen Uluslararası İstanbul Saydam Günleri, özellikle 2003-2005 yılları arasında dünya çapında önemli fotoğrafçıları ve bu fotoğrafçıların çoğu ödüllü çalışmalarını sanatseverlere sunmayı başardı.

İstanbul Saydam Günleri’nin, gerek Türkiye’de ve gerekse de yurt dışında yarattığı etki neticesinde, fotoğrafın diğer alanlarını da kapsayacak ve uluslararası ilişkileri daha genişleterek, ülke tanıtımına da katkıda bulunacak yeni bir fotoğraf festivaline dönüştürmek üzere harekete geçen organizasyon komitesi, 2005 yılında dernekleşmeye giderek İstanbul Saydam Gösterileri ve Fotoğraf Derneği’ni kuruluşunu gerçekleştirdi. İFD kısa adıyla da anılan dernek 2007 yılı Mayıs-Temmuz aralığında İstanbul'un birçok ilçesine yayılan ve üç ay süren Türkiye’nin en geniş kapsamlı fotoğraf festivali ULİSfotoFEST’i gerçekleştirdi.


1. İSTANBUL SAYDAM GÜNLERİ

“İlk Adımlar...”

İstanbul Saydam Günleri’nin hikayesi, 1995 yılında, sol muhalif ve radikal bir karşı duruşu temsil eden Sanat Hareketi sürecinin uzantısı olan ve aynı zamanda harekete eleştirel bakış da getiren Piya Kültürevi’nin kuruluşuyla başlar....

Piya Kültürevi, 1994 yılında Beyoğlu’nda bulunan Büyükparmakkapı Sokak’taki binasında hayata katılınca, hiç değilse muhalif basının dikkatini çekmeyi başarır. Aynı günlerde Evrensel Gazetesi’nin toplum-yaşam sayfasına röportajlar hazırlayan ve fotoğraflar çeken Yücel Tunca, Piya’nın kurucu ekibinden, röportaj için randevu alır. Büyükparmakkapı’daki 7 numaralı binada buluşma gerçekleşir. Daha sonraki günlerde Kültürevi’nin fotoğraf atölyesinin kurulacağı odada, kalabalık bir kurucu topluluğu ile sohbet başlar. Bir-iki saat olarak planlanan röportaj gün boyu sürer ve akşam saatlerinde röportaj bitiminde Yücel Tunca, Piya Kültürevi’nin katılımcıları arasına dahil olmuştur.

Bahar aylarında gerçekleşen sohbetler, sonbaharda Piya Kültürevi Fotoğraf Atölyesi’nin kuruluşuna öncülük eder. Atölye faaliyetleri içerisinde, fotoğrafçılık bilgisinin paylaşımı ve fotoğrafın hayatın içindeki yerinin yaygınlaştırılmasının yanı sıra, Galatasaray’daki Aznavur Han’da bulunan Evrensel Kültür Merkezi salonunda, çeşitli alanlarda üretim yapan fotoğrafçıların katıldığı periyodik saydam gösterileri düzenlenir.

İfsak’ta ve Fotoğrafevi’nde gerçekleştirilen saydam gösterileri de dikkate alındığında, çok sayıda fotoğrafçının üretimlerini bu yöntemle sunmayı seçtikleri ve belirli bir izleyici kitlesinin de bu sunumları tercih ettiği anlaşılmaktadır. Kış ayları boyunca, saydam gösterilerini kapsamına alan bir ‘şenlik’ projesi, bütün yönleriyle değerlendirilir. Dönem itibariyle henüz ‘festival’ olgusu bugünlerdeki gibi gelişmemiştir ve ‘şenlik’ ya da ‘... Günler’ adlandırmaları daha çok kabul görmektedir. Öyle ki başlangıçta organizasyon özellikleri itibariyle deneyimlerinden yararlanmaya çalışılan İstanbul Film Festivali dahi, o günlerde “İstanbul Sinema Günleri” adıyla yapılmaktadır. Aynı biçimde İfsak tarafından düzenlenen “Fotoğraf Günleri” gibi...

Organizasyonun temel taşları yerine oturmadan önce, Mehtap Yücel ve Fethi İzan fikirlerine başvurulan, Piya dışından ilk fotoğrafçılar olurlar. Onların da konuya heyecanla yaklaşması ve dahası doğrudan işin içine dahil olması, Piya bileşenlerinin daha da yüreklenmesini sağlar.

Geniş katılımlı bir fotoğraf organizasyonu düzenlemek tek hedef değildir. Yalnızca şiirle, sinemayla, fotoğrafla, edebiyatla söz söylemek değil, organizasyonların yapısıyla da taraf ve duruşu anlatabilmek gerekmektedir. Bu düşünce çerçevesinde, gencinden yaşlısına, amatöründen profesyoneline, öğrencisinden öğreticisine mümkün olan en geniş yelpazede katılım hedeflenerek, katılımı sınırlayacak seçme, eleme ve yarışma gibi dayatıcı yapıların reddedilmesi fikrinden hareket edilir. Hayatın neredeyse tüm alanlarına sızmayı başarmış yarışmacı zihniyetin bu oluşum karşısında direnç göstereceğini bilmek ve buna hazırlıklı olmak gerektiği düşünülür. Fotoğrafçıların kendi aralarında ve izleyicilerle yaşayacakları etkileşim ve eleştiri sürecinin sonuçları zamanla kendini gösterecektir. Ancak, düşünsel boyutta bu kadar kolay sonuca varılmakla birlikte, kimi zaman bir noktada takılıp kalınır: Katılım ne şekilde olacaktır?... İstanbul Saydam Günleri’ne katılmak isteyenlerin gösterilerinin önceden izlenip, eleme yapılmasını önerenler olduğu gibi, buna şiddetle karşı çıkıp, sınırlamanın olmadığı bir katılımı savunanlar da vardır. Sonunda ağır basan bu görüş olur. İstanbul Saydam Günleri düzenleme grubu, tek tek gösterilerin niteliğinden değil, organizasyonun bütününden sorumlu olduğunu kendi içinde kabul eder ve gösterilerin sorumluluğunu doğrudan fotoğrafçının kendisine bırakmış olur.  Sonuçlanan bir tartışma değil, bir tür ertelemedir aslında. Çünkü hemen hemen her yıl aynı konu, yeniden gündeme gelecektir. Bazen, organizasyon grubu içinden, çoğu zaman da izleyiciler tarafından...

Muhalif duruş, sunumlardaki özensizliğe karşı da örgütlemeye çalışır. Fotoğrafçılara, saydam gösterisiyle yepyeni anlatım olanakları yakalayabilecekleri, tekil fotoğraftan farklı olarak, fotoğraf serilerini, farklı medyalarla yan yana, peş peşe kullanarak söylemlerini zenginleştirebilecekleri her fırsatta hatırlatılır. Ve ortaya çıkan sonucun, bir fotoğraf sergisinden de, bir kısa metrajlı filmden de farklı yeni bir medya olduğunun altı çizilmeye çalışılır. Saydam gösterisinin, yalnızca fotoğraf göstermek anlamına gelmediği, 'gösteri' sözcüğü vurgulanarak anlatılmaya çalışılır. Olgunlaşan ilk düşünceler, fotoğraf atölyesine katılan genç fotoğrafçılarla paylaşıldığında, onların da tam desteği alınır.

Gelinen noktada, fotoğraf camiasının yaklaşımı merak edilmektedir. Bu konuda düşüncelerine başvurulan iki kişi, Orhan Cem Çetin ve Merih Akoğul olur. Aktif olarak çalışmalara katılamasalar da, düşünsel katkıları çalışmalara ivme kazandırır. Benzer biçimde Aydın Karadöller ve Faruk Akbaş da destekleriyle ilk organizasyona güç katarlar. Piya Kültürevi bileşenlerinin desteği ve fotoğraf atölyesinin ilk katılımcılarından Süreyya Ekinci’nin çabaları ile 1996 yılında 1. İstanbul Saydam Günleri’nin düzenlenmesi kesinleşmiş olur.

Çevrede projeksiyon makinesi sahibi olan kişiler ya da kurumlarla, gerek salon ihtiyacı yönünden, gerekse teknik ekipman ihtiyacı yönünden, görüşmeler yaparak bağlantılar kurulur. 1996 yazında, İstanbul Saydam Günleri’nin ilkinin, sonbahara yetiştirilmesine karar verilir. Bu çok kısa bir hazırlık sürecini göze almayı gerektirmektedir ve iki önemli fotoğraf organizasyonunun arasına denk getirilmesi kaydı ile İstanbul Saydam Günleri güzel bir bağlantı işlevi de kazanır. Hayata geçirilmesi planlanan “Fotoğraf Bienali” ve İfsak’ındüzenlediği “İstanbul Fotoğraf Günleri”nin arasındaki bir tarih belirlenir. Böylelikle 12-20 Ekim tarihleri arasında yapılacak 1. İstanbul Saydam Günleri, tümü Beyoğlu’nda bulunan Aksanat, Çağdaş Gazeteciler Derneği İstanbul Şubesi, Evrensel Kültür Merkezi ve Fotoğrafevi salonlarında gerçekleştirilebilir duruma gelmiş olur.

Çok hızlı bir iletişim ağı kurularak fotoğrafçılar organizasyondan haberdar edilir, katılımları sağlanır. 83 fotoğrafçının hazırlayıp sunduğu 60 gösteri, 9 günde 6000 kişi tarafından izlenir. 15 Ekim'de böyle bir izleyici sayısına ulaşılacağını kimse tahmin etmez. Ancak, 25 Ekim'de ‘neden 10 bin rakamına ulaşılamadı’ğına, kendini üzülürken bulanlar olacaktır. Bu ‘büyük’ sayıyı, ikinci yıl aşmak ise apayrı bir mutluluk verir düzenleme grubundakilere... Bugünün koşulları üzerinden geriye dönüp bakıldığında, düz magazinli projeksiyon makineleri, taşınabilir kaset çalarlar ile yapılan gösteriler çok uzak yılların anısıymış gibi görünse de, aradan geçen zamanın yalnızca 10 yıl olması insanları hala şaşırtmaktadır.

Piya Kültürevi’nde sponsorluk kurumu hakkında haftalarca süren can alıcı tartışmaların nihayete erdirilememesi üzerine, ilk yıl tümüyle öz kaynaklar devreye sokularak çalışmalar yürütülür.

Katılımcı fotoğrafçılar ve gösterileri hakkında bilgi ve fotoğrafların yer aldığı, 1000 adet basılan siyah-beyaz katalog, grafik ustası Savaş Çekiç ve Erol Yılmaz ile İyi Matbaa arasında saptanamayan bir yerde kazaya uğrayıp, fotoğraflar görünmez biçimde flu halde basılınca, baskının yenilenme maliyeti, İlk adımlardaki ilk ciddi sarsıntıyı yaratır. 9 günlük etkinliğin bütçesi, Piya Kültürevi gibi bir komünal yaşam pratiğinin kaldırabileceğinin çok üstündedir. Bu nedenle; sponsorlarla çalışmama ısrarından ikinci yıl vazgeçilecektir. Piya bileşenlerinden sponsorluk karşıtı görüş bildiren bir grup ise sponsorsuz devam etmenin yollarını bulmak için ikinci yıl da çok çabalarlar. Bu konu, yıllar sonra İbrahim Akyürek’in ‘İstanbul Saydam Günleri’ni ve ‘sponsorluk perspektifi’ni sert biçimde eleştiren yazısı ile bir kez daha alevlenecektir.

İstiklal Caddesi, Mis Sokak’ta bulunan Çağdaş Gazeteciler Derneği İstanbul Şubesi’nde yapılan ve tüm katılımcıların birer fotoğrafının yer aldığı açılış gösterisiyle başlayan 1. İstanbul Saydam Günleri programında, serbest katılım bölümü dışında, iki özel bölüm yer almıştır: Trafik kazasında hayatlarını kaybeden fotoğrafçılar Evren ve Gökhan Yalta’yı anmak için kurgulanan 'Evren-Gökhan Yalta anısına...  Atlar' bölümü ve Engin Özendes’in sunduğu 'Bir Konferans: Oryantalizm ve Fotoğraf ' bölümü...

1000 adet siyah-beyaz afişle tanıtımı yapılan bu ilk organizasyon, basından beklenenden fazla ilgi görür. Yazılı basında yer alan 40'ın üzerindeki haber ve röportajın yanı sıra, radyo ve TV'lerde de İstanbul Saydam Günleri hakkında bir çok haber ve röportajlar yayınlanır.


2. İSTANBUL SAYDAM GÜNLERİ

“Yol Ayrımı ve Yeni Kimliğe Yolculuk”

2. İstanbul Saydam Günleri, 18-26 Ekim 1997 tarihlerinde, bu kez “Piya Kültürevi Fotoğraf Atölyesi (Pi(f)a)” ‘tarafından’ değil ‘... girişimiyle’ yapılacaktır. Piya Kültürevi’nin hayat içinde kendini tarif ettiği yerle, İstanbul Saydam Günleri’nin yönelimleri arasında ayrımların oluştuğu anlaşılınca, organizasyon özerk bir konuma kavuşturulur. Böylelikle, “Piya”nın himayesi devam edecek fakat, İstanbul Saydam Günleri kendi sistemini oluştururken bağımsız kararlar alabilecektir. Burada açıkça kendini gösteren kan uyuşmazlığının sebebi, organizasyon komitesinde yer alan kişilerin ‘Piya ilkeleri’ni benimsemek durumunda olmamalarıdır aslında. Böyle olunca farklı ideolojik anlayışlar, bir yapı içinde güçlükle bir arada durabiliyordur ve yol kaçınılmaz olarak önce özerkliğe ve ardından da ayrışmaya kadar uzanır.

İlk yılın deneyimi, gösterilerin dört ayrı salon yerine iki ya da üç salonda yapılmasının doğru olacağını gösterse de katılımın beklenin üstüne çıkması yüzünden yine dört salon ile anlaşmaya varılır. Önceki yıl özellikle Fotoğrafevi ve Çağdaş Gazeteciler Derneği İstanbul Şubesi Lokali'nde yapılan gösteriler, gerek sunum gerekse katılım anlamında zayıf kaldığı için özellikle bu iki salon yerine teknik olanakları ve sunum koşulları daha uygun salonlar bulma yönünde arayışa yöneltir komiteyi. Hazırlık dönemi içerisinde, Fotografevi’nin Fujifilm ile işbirliği yapıp, Galatasaray’daki yeni mekanına taşınması sorunun bir bölümünü çözecek ve ilerleyen günlerde İFSAK’ın da önerilere sıcak bakmasıyla, yeni yılın salonları belirginleşmiş olacaktır. Ancak Saydam Günleri sırasında Aksanat’ta yaşanan bir müdahale bu salonla ilişkilerin devamlılığını engelleyecektir.

Aksanat salonunun oturuş düzeni, özellikle salon ortasında, tavanda bulunan barkovizyonun gösterilerin izlenmesini zorlaştırması, bir fuayenin bulunmaması yönünde gelen izleyici eleştirileri, Düzenleme Grubu tarafından göğüslenmeye çalışılırken, basın fotoğrafçısı Ali Öz'ün hazırladığı “Cumartesi Anneleri” adlı gösterinin Aksanat yönetimince engellenme teşebbüsü ilişkileri çıkmaza sokar. Son derece tehlikeli olan bu sansür anlayışı, izleyicilerin salonu doldurmuş olması sayesinde aşılmış, ancak Öz'ün izleyicilere dağıtmak istediği, ‘Ali Öz'ü, ‘Gösteri’yi ve “Cumartesi Anneleri'ni anlatan, Sennur Sezer tarafından kaleme alınmış, bir sayfalık metnin dağıtılması Aksanat yöneticileri tarafından engellenir. Bu durum, sonraki yıllarda İstanbul Saydam Günleri Organizasyon Komiteleri’nin bu salonu kullanmayı reddetmesi sonucunu doğuracaktır.

Yeni salon arayışlarına benzer bir arayış sponsorlar konusunda da söz konusudur. 20 bin ABD Doları’nı aşan genel bütçenin sponsorlar yoluyla sağlanmasından başka bir yol görünmemektedir. Bu yönde hızlı ve sonuç alan adımlar atılarak özellikle hizmet sponsorları ile ücretsiz iş üretimi gerçekleştirilecektir.

2. İstanbul Saydam Günleri’nde bir önceki yıla oranla bir çok değişiklik de vardır. Başta, İstanbul Saydam Günleri Düzenleme Grubu'ndaki değişikliklerden söz edilebilir. Yücel Tunca, Orhan Cem Çetin ve Fethi İzan’ın yanı sıra, Ali Borovalı, Sevil Üzrek, Sinan Turan, Yasemin Bay  ve Serdar Darendeliler de organizasyonun çalışmaları içerisinde yerlerini almışlardır. Bu isimlerin yönlendiriciliğinde, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ile Boğaziçi Üniversitesi Fotoğraf Kulübü’nden yaklaşık 20 öğrencinin dokuz gün boyunca büyük özveri ile çalışmaları da kayda değer önemli bir noktadır. 1997 yılı ve sonrasındaki yıllar boyunca çeşitli üniversite fotoğraf kulüplerinin ve bireysel olarak öğrencilerin verdikleri bu yoğun destek, İstanbul Saydam Günleri’nin dinamizminin başlıca kaynağı olur.

Katılımın koşulsuz olması özelliği ikinci yıl da sürüyordur. Gösterilerin, belirli başlıklar altında toplanması kararlaştırılır: ‘Öyküler’, ‘Seyahatnameler’, ‘Basın Fotoğrafları’, ‘Fotoğraf ve Diğer Sanatlar’, ‘İlk Gösteriler’, ‘Kısa Gösteriler’, ‘Kategori Dışı’ bölümlerinin yanı sıra, geçmiş yıllarda yitirdiğimiz fotoğrafçılarımıza ayrılmış ‘Saygıyla...’ bölümü, saydamlarla desteklenmiş ‘Bir Konferans’ başlığıyla konferans bölümü, yabancı konukların gösterilerini sunacakları bölüm ve 1. İstanbul Saydam Günleri'nde sunulmuş, beğeni kazanmış, ancak izleyiciye yeterince ulaşamamış gösterilerin yineleneceği ‘1. İstanbul Saydam Günleri'nden...’ bölümleri, ikinci yılın başlıklarını oluşturur. İkinci yılın önemli yenilikleri arasında İstanbul Saydam Günleri Kataloğu’nun renkli basılması da vardır. 1997 yılında oluşan katalog formatı, 2004 yılına kadar değişmeyecektir.

2. İstanbul Saydam Günleri’nde katılımcı sayısı 108’e yükselir. Önceki yılın iki katı olan bu sayı, fotoğraf dünyasının organizasyona verdiği olumlu tepkiyi açıkça ortaya koymuştur. İtalyan Kültür Merkezi’nde yapılan açılış gösterisini, çok genç bir fotoğrafçı, Gözen Atila ‘Kötü’ adlı çalışmasıyla yapar. Aksanat, Fotografevi-Fujifilm, İfsak ve İtalyan Kültür Merkezi salonlarında sunulan programda Merih Akoğul’un sunumuyla gerçekleştirilen Şahin Kaygun Retrospektifi'nin yanı sıra, ‘Bir Konferans: Fotoğraf Evreninde Gezinti-Mehmet Bayhan’, ‘Bir Konuk: Georgios Katsagelos-Man in Focus’ programdaki yerlerini almışlardır.

Georgios Katsagelos, organizasyonun ‘ilk yabancı konuğu’ olarak hafızalarda ayrıcalıklı bir yere oturur. İngiltere ve Yunanistan’da fotoğraf alanında akademik çalışmalar yapan Katsagelos, siyah-beyaz belgesel bir çalışmayla katılır Saydam Günleri’ne...

2. İstanbul Saydam Günleri’nin yoğun programı, ‘Açık Radyo’dan aldığı büyük desteğin bir benzerini ‘Radikal Gazetesi ve ‘NTV’den alamadıysa da izleyiciyle buluşma konusunda sıkıntı yaşamaz. Aksine bir önceki yılın sayısı neredeyse ikiye katlanır, 11 bin izleyiciye ulaşılır. Medya danışmanlığını Mavi Tanıtım'ın, tasarımları Yılmaz Öztürk’ün, afiş, program ve renkli kataloğun basım işlerini ise H&H Ofset'in yaptığı 2. İstanbul Saydam Günleri'ne ayrıca, ekipmanda Gültekin Çizgen, cateringde Kuzin's Bar ve konaklamada İstanbul Dedeman destek vermiştir.

Gültekin Çizgen, ilk yılların teknik donanım sıkıntısının aşılması yönünde yaptığı katkı ve ardından da son yıla kadar kullanılan dia projeksiyonlarının organizasyona uygun koşullarda satışı ile verilebilecek desteklerin en büyüklerinden birini verir.

2. İstanbul Saydam Günleri bittiğinde keyifli bir 9 günün anısı dışında sonu kolay kolay gelmeyen bir tartışmalar yumağı da kalır: “Serbest katılımı destekliyorum fakat bu kadar da olmaz ki!” ikilemi yıllara yayılacak, ‘saydam gösterilerini, yoksul bir ulusun makus talihinden küçük bir detay olarak değerlendirenler’ ortaya çıkacak, hatta işi ‘saydam gösterilerini yasaklama teklifi’ne kadar ilerletenler olacaktır. Tüm bu tartışmalar sürerken bir de dönem fotoğrafına ağırlığını koyan gezi fotoğrafçılığı hedefe oturuvermiştir.

Organizasyon Komitesi, gezi fotoğraflarından oluşan gösteri sayısının giderek artışına dikkat çekiyor, fotoğrafın diğer alanlarının ülke fotoğrafçılığında yer bulabilmesi için doğrudan ya da dolayımlı çağrılar yapıyordur. Gerçekten de 2. İstanbul Saydam Günleri'nde sunulan 111 gösteri, 11 başlıkta toplanmıştır ve bu 11 başlığın altında yer alan gösterilerden 35’i gezi fotoğrafı dizileridir. Bu tartışmanın beraberinde eleştiri konusu geliyordur ki, bu konuya da rakamlarla yaklaşıldığında panorama belirginleşiyordur: Gazete ve dergilerde 30’un üzerinde haber ve yalnızca 1 adet değerlendirme yazısı. (Laleper Aytek tarafından yazılmıştır)


3. İSTANBUL SAYDAM GÜNLERİ

“Kendini bulma arayışları ve biçimlenmeler...”

Piya Kültürevi Fotoğraf Atölyesi’nde fotoğrafçılığa adım atan ya da amatör düzeylerini geliştiren katılımcılarla, genişleyen organizasyon komitesi 3. İstanbul Saydam Günleri’ni 1998 yılında 17-25 Ekim tarihlerinde gerçekleştirmek üzere çalışmalarına başlar.

Tematik çalışmalara yönelmeyi ve bu yöndeki çalışmaları çoğaltmayı hedefleyen İstanbul Saydam Günleri, katılım çağrısını yaptığı Ocak ayında, 3. yılın temasını da fotoğrafçılara önerir: “Aşırı”. Ne var ki katılımcılardan bu tema çerçevesinde bir çalışmanın programa dahil edilmesi mümkün olmamayacaktır. Aynı durum, 4. İstanbul Saydam Günleri’nde 2000 temasıyla tekrarlanacaktır. Bu sonuç karşısında, 2004 yılına kadar uygulamaya ara verilecektir.

Yılın en önemli atağı, festival süresince yapılacak gösterilerin ücret karşılığı izlenebilecek olmasıdır. Bilet fiyatının 100 bin TL olarak belirlendiği yılda, biletli giriş uygulamasının iki temel nedeni bulunmaktadır: Öncelikle gişe gelirinin bir bölümü katılımcı fotoğrafçılara telif olarak ödenecek, bir bölümü ise festivalin gelir kaynağı olacak ve giderlere harcanacaktır. Böylelikle sponsorlarla olan ilişkilerde rahatlama olması bekleniyordur. Ancak, sonuç umulduğu gibi olmaz. Salonlara giren 9 bin izleyicinin yalnızca 5 bini biletlidir ve elde edilen gelir, fotoğrafçılara sembolik miktarda pay edildiğinde artı bir değer kalmaz.

3. İstanbul Saydam Günleri kataloğu sponsor destekleriyle 1500 adet ve renkli, afişler 1000 adet ve renkli basılır. Ali İzan tarafından tasarlanan afiş ve kataloğun uygulaması Sinan Turan tarafından gerçekleştirilir. Ayrıca, 1998 yılı boyunca iki ayda bir, 500'ü çeşitli adreslere posta ile gönderilen 1000 adet İstanbul Saydam Günleri bülteni basılır.

3. İstanbul Saydam Günleri'nin açılış gösterisi, İtalyan Kültür Merkezi’nde, 400 kişilik davetli topluluğuna Fethi İzan tarafından sunulur. Fotoğraf çalışmalarını hem sanatsal hem de mesleki alanda, 40 yıldır sürdüren Gültekin Çizgen de Saydam Günleri'nin açılışına “Klik” adlı bir gösteri ile katılır. Çizgen ayrıca programda “Sayısal Gerçeklik” adlı, resimden fotoğrafa, elektronik görselikten dijitale, uzanan görsel serüven üzerine bir konferans ile yer alır.

Önceki yıllarda dört olan salon sayısı, 1998’de radikal biçimde artırılır. Seans aralarının rahatlatılması amacıyla, 80 gösteriye varan katılımın da etkisiyle, festivalin altı salonda yapılması kararlaştırılır. Böylelikle, İtalyan Kültür Merkezi, İfsak, Turkcell ve Fotografevi-Fujifilm salonlarına Türsak ve Akademi İstanbul salonları da eklenir.

1998 yılının Konuk Ülke’si Hollanda olur. Farklı fotografik anlayışlara sahip üç profesyonel fotoğrafçı; Duco de Vires, Martin Waalboer ile Wilco van Herpen, yılın en çok ilgi toplayan gösterilerini sunarlar. Wilco van Herpen aynı günlerde Türkiye’ye yerleşir ve sonraki yıllarda İstanbul Saydam Günleri’ne İstanbul’dan katılmaya devam eder.

3. İstanbul Saydam Günleri’nin özel bölümlerinden öne çıkanı "Sular Yükseliyor! Hasankeyf Yokolmasın!" bölümüdür. Ilısu Baraj sularının altında kalmasına muhalif fotoğrafçılar tarafından hazırlanan gösterilerin sunulduğu bölüm, organizasyon komitesinin sözünü de ifade ediyordur. Bu sözü güçlendirmek için, Saydam Gösterisi Bursunun ilki, Mimar Sinan Üniversitesi Fotoğraf Bölümü öğrencilerinden Servet Dilber ile Engin Kaban'ın birlikte hazırladıkları Hasankeyf'te Son Işıklar adlı projeye verilir. Bu bölümdeki ikinci gösteri ise Hasankeyf Gönüllüleri tarafından "Etme, Eyleme Dicle" adıyla sunulur.

"Saygı" bölümünde Mehmet Avcıdırlar ile Özgen Özgenal birer gösterileriyle anılır.

2. İstanbul Saydam Günleri'nden bölümündeyse, 1997 yılında büyük beğeni toplayan 6 saydam gösterisi bir kez daha izleyiciyle buluşacaktır. Bu özel bölümlerin dışında, serbest katılımla programa dahil olan saydam gösterileri, Öyküler, Basın Fotoğrafları, Fotoğraf ve Diğer Sanatlar, Kısa Gösteriler, İlk Gösteriler ve Kategori Dışı Gösteriler başlıkları altında sunulur.

Orhan Cem Çetin’in teklifi ile başlatılan İstanbul Saydam Günleri Saydam Gösterisi Bursu, İstanbul Saydam Günleri tarafından, fotoğrafla ilgilenen üniversite öğrencilerinin hazırladıkları proje dosyalarından birine verilir. Ve ilk ‘Saydam Gösterisi Bursu’ ‘Utopia’nın desteğiyle verilmiş olur.

Fotoğraf dostlarından Bülent Akbaş’ın aracılığıyla Park Denizcilik ve Hopa Liman İşletmeleri’nin iki yıl sürecek ekonomik desteği organizasyona nefes aldırır. Park Denizcilik'in yanı sıra Hey Gıda, Green Island Tea’nin ana sponsorluğuyla yapılan 3. İstanbul Saydam Günleri’ne ayrıca, gönderilerde Aktif Dağtım, kokteylde Doluca, tüm renk ayrımlarında Dört Renk, konaklamada Eresin Hotel, gösteri ekipmanlarında Gültekin Çizgen, tanıtım filminde Günizi, web ve elektronik haberleşmede Hiperaktif, katalog basımında Mü-ka, telsiz haberleşmede Setkom-Motorola ile basılı işlerde Sinangin büyük destek verirler.

Fotoğrafçı, sinemacı ve müzisyen Gültekin Tetik’in şirketi Günizi’nin desteği ve Piya Kültürevi Sinemacıları’nın katılımıyla festivalin ilk tanıtım filmi çekilir. Film, çeşitli TV haber programlarında İstanbul Saydam Günleri haberlerine eşlik eder.

Altı salonun organizasyonunda yaşanan iletişim güçlüklerini aşmak için telsizlerin kullanıldığı 3. İstanbul Saydam Günleri’nin yükünü, yine Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde okuyan öğrenciler sırtlar.

Açık Radyo, Radyo Umut, Yaşam Radyo, Fotoğraf Dergisi, Geniş Açı Dergisi, İstanbul Life Dergisi, Milliyet Sanat Dergisi, Evrensel Gazetesi ve Yeni Yüzyıl Gazetesi de, 3. İstanbul Saydam Günleri'nin basın sponsorluğunu üstlenirler. Basında yer alan haber sayısı itibariyle 1998 yılı, on yıllık İstanbul Saydam Günleri tarihinin en çok haber yayımlanan ikinci yılı olur.

4. İSTANBUL SAYDAM GÜNLERİ

“Depremin Gölgesindeki Günler...”

1999 yılı birçok anlamda zorlu bir yıl olur. Yıl içine iki organizasyon sığdırılır ve 17 Ağustos Marmara Depremi’nin yarattığı olumsuz etkilerden kurtulmaya çalışılır.

Mart ayında düzenlenen fotoğraf fuarı İnterkamera’da büyük bir standla yerini alan İstanbul Saydam Günleri, hem organizasyonun fotoğraf dünyasına tanıtımını yapar hem de 20 saydam gösterisi düzenleyerek fuara katkıda bulunur.

17 Ağustos’tan tam iki ay sonra düzenlenen 4. İstanbul Saydam Günleri, depremde hayatını kaybeden Kocaeli Amatör Fotoğraf Sanatçıları Derneği üyelerinin şahsında hayatını kaybeden on binlere adanır.

Kocaeli Fotoğraf Sanatı Derneği tarafından, 4. İstanbul Saydam Günleri’nin 17 Ağustos Marmara Depremi’nde hayatını kaybeden KASK üyelerinin nezdinde tüm hayatını kaybedenlere adanması nedeniyle kaleme alınan mektup, kurumsallaşmanın erdemlerini gösteren son derece önemli bir metindir.

(...) İstanbul Saydam Günleri, Derneğimiz üyeleri tarafından da ilgi ile izlenmektedir. Fotoğraf dünyamızda böylesi bir pencere açan kurumunuza öncelikle bu anlamda teşekkür ederiz.
Ekim ayında gerçekleştirilen Saydam Günleri içerisinde, kentimizde yaşadığımız felaketle en verimli dönemlerinde yaşamlarını yitiren değerli üyelerimizi gerek Saydam Günleri’nin açılışında, gerekse her gösteride anarak gösterdiğiniz duyarlılık, KASK camiasında büyük takdirle karşılanmıştır.
Acılarımızın tüm fotografseverler ile paylaşılmasını ve dostlarımızın layık oldukları ortamlarda bir kez daha anılmasını sağlayarak Derneğimize verdiğiniz bu anlamlı destekten dolayı; başta Piya Kültürevi’nin tüm yönetici ve çalışanlarına, Saydam Günleri Organizasyon Komitesine ve bu organizasyonun gerçekleşmesinde emeği geçen herkese KASK Camiası olarak en içten teşekkürlerimizle şükranlarımızı sunarız.

Saygılarımızla
Özcan TARAS
Yönetim Kurulu Başkanı

16 - 24 Ekim 1999 tarihleri arasında yapılan festivalin açılışı, 1999 yılı Saydam Gösterisi Bursu'nu kazanan Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü öğrencilerinden Tuba Dadandı ve M. Kağan Hekim'in "Yollarda" isimli gösterisiyle Fotoğrafevi-Fujifilm salonunda yapılır.

Üniversite öğrencilerine yönelik İstanbul Saydam Günleri Saydam Gösterisi Bursu'nun ikincisini kazanan "Yollarda" projesi Kodak Professional'in sponsorluğuyla Tuba Dadandı ve M. Kağan Hekim tarafından hayata geçirilir.

54 fotoğrafçının hazırlayıp sunduğu 45 saydam gösterisi ve 2 konferansı, günlerin getirdiği tüm olumsuzluklara rağmen 6.000 kişi izler. Dokuz gün süren etkinlik, Fotografevi-Fujifilm, Fransız Kültür Merkezi, İfsak ve Turkcell salonlarında fotoğrafçıları izleyicilerle buluşturur. Giriş ücreti 250 bin TL’ye yükselmiş, sembolik telif rakamları ise 10 milyon TL olarak belirlenmiştir.

Tasarımlarını Orhan Cem Çetin’in gerçekleştirdiği 4. İstanbul Saydam Günleri kataloğu 2000 adet ve renkli, afişler 1000 adet ve renkli basılır. Ayrıca 1999 yılı boyunca iki ayda bir, 500'ü çeşitli adreslere gönderilen 1000 adet İstanbul Saydam Günleri Bülteni basılır.

"17 Ağustos Marmara Depremi " özel bölümünde, 7 fotoğrafçının deprem izlenimleri, ‘Saygı’ başlığı altında yer alır.

Konuk Ülke olarak seçilen Fransa'dan gelen SIPAPRESS fotoğrafçılarından Marie Dorigny, izleyenleri oldukça etkileyen "Doğu Sınırında Bir Göç" isimli çalışmasını Fransız Kültür Merkezi'nin katkılarıyla sunar.

‘Konferans’ bölümünün iki konuğu; sanat eleştirmenlerinden Orhan Alptürk "Fotoğrafta Eleştiri" konusunu detaylandırırken, fotoğrafçı ve öğretim görevlisi Kamil Fırat, "Fotoğrafta Oryantalizm" üzerine, fotoğraf dünyasını büyük bir tartışmaya davet eden düşüncelerini izleyicilerle paylaşır.

4. İstanbul Saydam Günleri'nin yeniliklerinden biri ise "Tartışma Toplantısı"dır. Ali Borovalı, M. Emin Altan ve Hilmi Etikan tarafından yönlendirilen tartışmada, saydam gösterisinin olanakları ve gelişim çizgisi üzerinde durulur.

"3. İstanbul Saydam Günleri'nden" bölümündeyse, 1998 yılında büyük beğeni toplayan 3 saydam gösterisi bir kez daha izleyiciyle buluşur. Bu özel bölümlerin dışında, serbest katılımla programa dahil olan saydam gösterileri, "Öyküler", "Basın Fotoğrafları", "Fotoğraf ve Diğer Sanatlar", "İlk Gösteriler" ve "Kategori Dışı Gösteriler" başlıkları altında sunulur.

Ana sponsorluğunu Park Denizcilik ve Hopa Liman İşletmeleri'nin yaptığı 4. İstanbul Saydam Günleri'ne, ayrıca Gültekin Çizgen, Ofset Yapımevi ve Simge Kağıtçılık da büyük destek verir. 

1999 Yılı Fotoğraf Ödülü’nün, İFSAK tarafından fotoğraf dünyasına yaptığı katkılar nedeniyle İstanbul Saydam Günleri’ne verilmesi yılın önemli olayları arasındadır ve bir çok yönden zorlu geçen 99’un bir umut ışığı ile bitirilmesine yardımcı olur.


5. İSTANBUL SAYDAM GÜNLERİ

“Yeni Arayışlar...”

Yeni bir katılım formu ve şartnamesi ile 2000 yılı çalışmalarına başlanır. Geçmiş dönemlerde katılım aşamasında gereksinim duyulan bilgilerin ve organizasyon kurallarının yeterince tanıtılamamasından kaynaklanan sorunları aşmak için saydam gösterisi sahiplerinin kabulünü öngören şartnamenin imzalanması şartı getirilir.

Bu küçük farklılaşmanın ötesinde 2000 yılının organizasyon bakımından en önemli hadisesi projeksiyon makinesi ve geçiş ünitelerinin satın alınmasıdır. Böylelikle altyapı sorunlarından biri büyük ölçüde çözülmüş olur. Gültekin Çizgen Multivizyon Atölyesi’nden alınan sistem son yıla kadar salonların bir bölümünde kullanılır.

5. İstanbul Saydam Günleri, önceki yıllarda olduğu gibi yine Ekim ayında yapıldı:14 - 21 Ekim. 2000 yılı Saydam Gösterisi Bursu'nu kazanan, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Fotoğraf Kulübü (MİFOK) öğrencilerinin ortak çalışması "Tükeniş" ve İstanbul Saydam Günleri Organizasyon Komitesi'nce hazırlanan "Oyun" isimli gösterilerle açılır. “Oyun” gösterisinin hazırlıkları sırasında komite üyeleri oldukça hareketli günler yaşar. Bir tür hikaye tamamlama oyunu ile yazılan senaryonun fotoğrafa aktarılması yöntemiyle gerçekleştirilen gösteri, yeni arayışların bir sonucudur ve “saydam gösterisinin özgün dili ile kısa film öykünmeleri” tartışmasını yeniden alevlendirir.

Serdar Darendeliler’in tasarımlarını yaptığı 5. İstanbul Saydam Günleri kataloğu 2000 adet ve renkli, afişler ise 1000 adet ve renkli basılır. Ayrıca, 2000 yılı boyunca iki ayda bir, 500'ü çeşitli adreslere gönderilen 1000 adet İstanbul Saydam Günleri Bülteni basılır.

Ülke çapında sokağa çıkma yasağı uygulanarak yapılan nüfus sayımı nedeniyle sekiz gün süren 5. İstanbul Saydam Günleri, Fotografevi-Fujifilm, İtalyan Kültür Merkezi, İfsak ve Turkcell salonlarında fotoğrafçıları izleyicilerle buluşturur...

Üniversite öğrencilerine yönelik İstanbul Saydam Günleri Saydam Gösterisi Bursu'nun üçüncüsünü kazanan "Tükeniş" projesi Kodak Professional'in sponsorluğuyla MİFOK üyeleri tarafından hayata geçirilir.

100'den fazla fotoğrafçının hazırlayıp sunduğu 72 saydam gösterisi, 1 konferans ve 1 paneli  9 bin izleyici ile buluşturan 5. İstanbul Saydam Günleri’nin özel bölümlerinin başlıcalarından Saygı bölümü, 1987 yılında ölen fotoğraf ustası Yılmaz Kaini'ye ayrılır ve Merih Akoğul tarafından hazırlanıp, sunulur.

"Konuk Ülke" olarak seçilen İtalya'dan gelen fotoğrafçılar Francesco Morandin ve Filippo Romano, izleyenleri oldukça etkileyen "Burano Nel Foro Stenopeico", "No-Fashion", "Hotel Sodade" ve "Genova-Loop" isimli çalışmalarını İtalyan Kültür Merkezi'nin katkılarıyla sunar.

"Konferans" bölümünün konuğu Güven İncirlioğlu "Fotoğraf ve Gerçeklik" konusunu detaylandırırken, "Panel" bölümünde İFSAK eski başkanlarından Sami Aksoğan'ın moderatörlüğünde Orhan Cem Çetin, Nazif Topçuoğlu ve Çağrı Kırıkoğlu "Fotoğrafta Etik" konusunu tartışırlar.

5. İstanbul Saydam Günleri'nin Özel Bölümü "Hakkari'de Bin Mevsim" adını taşır. Ve uzun yıllardır ‘düşük yoğunluklu savaş’ nedeniyle yaşanan acıların, duygu ve düşünce kamplaşmalarının, unutulmuşluğun, terkedilmişliğin ve özlemin bir sembolü olarak ele alınan Hakkari, üç fotoğrafçının çalışmalarıyla izleyiciyle buluşur. Beşiktaş Kültür Merkezi'nin desteğiyle gerçekleştirilen bu özel bölümde, Hakkarili fotoğraf ustaları Enver Özkahraman ile Nasrullah Müezzinoğlu ikişer gösteriyle Türkiye'nin en ıssız köşelerinde çekilmiş fotoğrafların büyüsünü izleyicilerle paylaşır. Bu bölümde ayrıca Yücel Tunca'nın hazırladığı "Hakkari... Sevgilim..." adlı gösteri de yer alır. Aynı gösteri, sonraki yıllarda birçok ilde de gösterilmesine karşın 2002 yılında Diyarbakır’daki gösterim sonrasında soruşturmaya uğrar ve Tunca beraatle sonuçlanan, 312. maddeye dayandırılan bir yargılanma süreci geçirir.

5. İstanbul Saydam Günleri programına eklenen "Toplu Gösteriler" bölümünün ilki Tahsin Aydoğmuş'a ayrılır. Bu bölümde izleyiciler fotoğrafçının dört gösterisini biribirinin peşi sıra izleme olanağı bulur.

Önceki yıllarda sonuç alınamayan Tema çağrılarının formatı değiştirilerek farklılaştırılır. Mümkün olduğunca farklı fotografik anlayışlardan seçilen bir grup fotoğrafçıya organizasyon komitesince belirlenmiş bir tema önerilir ve bu tema çerçevesinde yeni bir çalışma ortaya koymaları istenir. Böylelikle ilk "Çağrılı Tematik Bölüm” oluşmuş  ve seçilen tema da Nargile olmuştur.  M. Emin Altan, Resul Baştuğ, İzzet Keribar, Arto Muhtaryan ve Hatice Tuncer'in "Nargile" konusunu işledikleri bölüm, yılın ilgi odağını oluşturmayı başarır.

"4. İstanbul Saydam Günleri'nden" bölümünde, 1999 yılında büyük beğeni toplayan iki saydam gösterisi bir kez daha izleyiciyle buluşur. Bu özel bölümlerin dışında, serbest katılımla programa dahil olan saydam gösterileri, "Öyküler", "Basın Fotoğrafları", "Fotoğraf ve Diğer Sanatlar", "İlk Gösteriler", "Kısa Gösteriler" ve "Kategori Dışı Gösteriler" başlıkları altında sunulur.

Ana sponsorluğunu, Park Denizcilik ve Hopa Liman İşletmeleri'nin yaptığı 5. İstanbul Saydam Günleri'ne, ayrıca Ajans Düet, Geniş Açı, Metropol Dağıtım, Simge Kağıtçılık, Küre Basım ve Ulaş Toplu Yemek Hizmetleri’de büyük destek verir.


6. İSTANBUL SAYDAM GÜNLERİ

“Ekonomik Krizle Yola Devam...”

2001 yılı ülkeyi derinden sarsan ekonomik krizin yılıdır. 2000’in sonlarına doğru kendini hissettiren gerilim bir anayasa tartışması ile bedene bürünmüş ve ülkedeki hassas dengeler köklü biçimde sarsılmıştır. 5. İstanbul Saydam Günleri için sponsorlarca yapılması gereken ödemeler yapılmayınca hem önceki yılın telifleri gösteri sahiplerine ödenememiş, hem de 6.İstanbul Saydam Günleri’nin akıbeti belirsizleşmiştir. Bu belirsizlikten organizasyon, komitesindeki değişiklikle çıkar. Yeni soluklar, yeni heyecanlarla festivalin altıncısına hazırlanmaya başlanır. Bu dönemde Fotografevi’nin birçok konudaki işbirliği, Fotografevi Gezi Kulübü’nün yoğun desteği son derece etkili olur. Refik Akyüz, Serdar Darendeliler, Ece Çetin, Birgül Göker, Nilüfer Gökeşmeoğlu, Sinan Turan ve Sevil Üzrek’in ayrıldığı komiteye, Gülnur Akgül, Siren Çerçi, Haluk Çobanoğlu, Belgin Çöleri, Yasemin Karaca, Alberto Modiano, İpek Tufan, Oya Tufan, Cem Yak ve Alp Esin dahil olur. Eren Aytuğ, Yüksel Fındık, İdil Gülbalkan, Özge Günerken, Fethi İzan, Gülhan Kırdı, Yücel Tunca ise organizasyon komitesinde görev almaya devam ederler.

Penajans D’arcy’nin, 2001 yılından başlayarak üç yıl boyunca kurumsal sponsor olarak tüm kampanya çalışmalarını ve tasarımları üstlenmesi festivalin tanınmasında yadsınamayacak katkılar sağlar. Birbirinden özgün fikirlerle ürettikleri kampanyalar, gerek tanıtım filmleri, gerek açılış davetiyeleri ve afiş, katalog çalışmalarıyla hem izleyicinin hem de basının ilgisini çeker.

6. İstanbul Saydam Günleri Açılış Kokteyli Mimar Sinan Üniversitesi Oditoryum’da 12 Ekim Cuma günü yapılır. Açılış Kokteyli’nden önce Ozan Sağdıç’ın, buharlı trenlerin tarihsel sürecini tamamlamasını anlatan “Demir Ejdere Ağıt” ve Kapadokya’yı anlatan “Doğanın Şiiri Kapadokya” isimli iki gösterisi sunulur. Saydam Gösterisi Bursu’nu alan M.Emin Ekşi’nin, şiddetten tecavüze kadar tüm negatif psikolojileri beynen yaşayan moron katagorisine dahi sokamayacağımız, hiçbir şeyin ve cevapsızlığın egemen olduğu zavallı bir beyin halini anlatan “Kendini Yumurta Zanneden Adam” isimli gösterisinin de sunulduğu açılışa 400’ü aşkın davetli katılır. Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği öğrencisi M. Emin Ekşi’nin projesi büyük ilgi toplar ve bu kavramsal çalışma Saydam Günleri boyunca ve sonrasında da birçok yönden değerlendirilir, tartışılır.

İstanbul Saydam Günleri’nde kategorilerin kaldırılması, yılın en belirgin özelliği olur. 2001 yılının organizasyonunda biçimlendirilen özel bölümlerin dışında bir de “Serbest Katılım Bölümü” oluşturulur. Önceki yıllarda programda yeralan, “Öyküler”, “Basın Fotoğrafları”, “Fotoğraf ve Diğer Sanatlar”, “Kısa Gösteriler”, İlk Gösteriler” ve “Kategori Dışı” gibi serbest katılımlı bölümlerin yerine uygulamaya konulan “Serbest Katılım Bölümü”ne, Katılım Formu’nu eksiksiz doldurup, katılım şartnamesini imzalayan herkes saydam gösterisiyle katılabilir hale gelir. Bu uygulama hala sürüyorsa da katılımcıların bir çoğu genel alışkanlıklar nedeniyle “kabul edilip-edilmeme” sıkıntısını atamamaktadır. Aynı yıl programdan çıkarılan iki bölüm daha vardır: Konferans ve Tartışma Toplantısı.

Gösterilerin kategorizasyonundan vazgeçilmesi, izleyicilerin seçim sorunları yaşamasına sebep olacak gibi görünse de, festival kataloglarındaki bilgilerle bu sorunun aşılabileceği öngörülür. Ancak izleyici kitlesi bu kataloglara rağbet etmeyince hedeflenene ulaşmak pek de mümkün olmaz.

İstanbul Saydam Günleri’nde hedefini tam olarak tutturamayan ikinci bir yapı da panel, tartışma toplantısı ve konferans bölümleridir. Fotoğrafın sorunlarına ya da çalışma alanlarından birine eğilen bu oturumlara izleyici ilgisinin beklenenin çok altında kalması nedeniyle kaldırılması kararlaştırılmıştır. Fotoğrafın sorunlarına ilişkin söylenecek sözlerin kendi zeminlerinde üretilmesinin, çok daha yapıcı olacağına dair düşünce de kararın alınmasında önemli bir etken olmuştur. Fotoğraf sempozyumlarının sürdürülmesi gerekliliğinin altı çizilerek alınan bu karar daha sonra değişecek, ilerleyen yıllarda yılın tematik yapısına uygun hale getirilip programa yeniden eklenecektir.

2001 Şubat’ında başlayan katılımlar, 15 Ağustos’a kadar sürer. 100’e yakın fotoğrafçının katılımıyla belirlenen dokuz günlük programa 6 bini biletli olma üzere 9 bin kişi izler.

Yeni bölümlerle dinamizmini koruyan İstanbul Saydam Günleri’ne Alberto Modiano’nun yönetiminde eklemlenen “Performans” bölümü, katılımcı ve izleyicilerin dikkatini çekmeyi başarır. Çağrılı yedi fotoğrafçının hazırladığı yedi gösterinin her biri en çok 25 fotoğraf karesinden oluşur. Performans “Sınırsız film; sınırlı anlatı” sloganı ile biçim alır. Fotoğrafçılar konu bakımından sınırsız, fotoğaf karesi ve süre ile de sınırlıdır. Performans bölümünde Akgün Akova, Alp Esin, Muammer Yanmaz, Murat Germen, Nevit Dilmaghanian, Ö. Serkan Bakir, Pemra Yüce kendi seçimleri olan temaların görsel dökümünü 25 kare sınırıyla izleyicilere sunarlar. Alp Esin’in ölüm oruçlarına gönderme yaptığı çalışması bölümün hedefe en yakın duran çalışması olur. Performans bölümünün saydam gösterilerine yeni anlayışlar getirmesi umulurken, güncel sanatın alanlarından  performans sanatı ile yakınlaşamaması ömrünü önemli ölçüde kısaltır.

2000 yılında ilk uygulaması yapılan ve büyük ilgi gören “Çağrılı Tematik Bölüm” 2001 yılında “Kriz” temasıyla devam eder. Yeni bin yıla binbir krizle giren Türkiye’nin –ve 11 Eylül süreci nedeniyle, dünyanın- portresini oluşturması, uyarıcı bir hatıra olması nedeniyle kararlaştırılan “Kriz” teması, sözcüğün çağrışımlarına tümüyle açık bir değerlendirmeyle işlenir. İzzet Keribar, M. Emin Altan, Arto Muhtaryan, Hatice Tuncer ve Resul Baştuğ’un yaklaşımlarıyla perdelere yansıyan “Nargile” temalı gösterilerin organizasyonda yarattığı hareketlilik, 2001 yılında da “Kriz” ile yaşanmıştır. 6. İstanbul Saydam Günleri’nde tek seans halinde izleyiciye sunulan tematik gösterilerin önceki yıldan farkı, müzik önerilerinin İstanbul Saydam Günleri Organizasyon Komitesi’nden gelmeyip, fotoğrafçıların kişisel seçimlerine bırakılmış olmasıdır. Bu çerçevede, Kadir Aktay, Mehtap Yücel, Özlem Doğan ve Sami Aksoğan’ın “Kriz” temalı dört gösterisi, yılın “Çağrılı Tematik Bölümü”nü oluşturur. Kadir Aktay’ın otuz fotoğraftan oluşan ve dört dakika sürecek olan ‘No Memory” adlı gösterisini, Mehtap Yücel’in yedi dakikada sunacağı seksen saydamdan oluşan ‘Kriz: Karar Anı’, Özlem Doğan’ın 18 saydamdan oluşan ve yaklaşık 150 saniye sürecek olan ‘İki El’ ve Sami Aksoğan’ın 150 fotoğraflık ve dört dakikalık “Ana Karnındaki Huzuru Ararız Hep!” adlı gösterileri takip eder. Fotoğrafçıların ‘Kriz’e özgün bakışlarını yansıtan saydam gösterileri, Turkcell salonu ile İfsak salonunda izleyiciyle buluşur.

Geçmiş yıllarda Yunanistan, İtalya, Hollanda ve Fransa’dan fotoğrafçıların konuk olarak katıldığı İstansul Saydam Günleri’nin 2001 yılındaki konuğu Rusya’dan Dmitry Ershov olur. Ershov’un portfolyosundan çeşitli temaları içeren 100 adet siyah-beyaz fotoğraf röprodüksiyonundan oluşan “Titreşim, Turkcell ve İfsak salonlarında izleyiciye sunulur.

Saygı Bölümü’nde, 17 Ağustos Marmara Depremi’nde hayatını kaybeden Mustafa Sabri Yalım’ın “Çeşitlemeler” adlı gösterisi sunularak, bir kez daha anılır. 

6. İstanbul Saydam Günleri'ne PenajansD'Arcy, kurumsal sponsor, Aday Grafik, Fotografevi, Akademi Production, GarantiBank Moskow, Antik Hotel, Gsf, Başak Sigorta, Pamukkale Şarapları, Berk Grafik, Transnet Kurye, diaturk.com, Yapı ve Kredi Sigorta ve Yay Grafik Hizmet Sponsoru olarak destek verirler. CNBC-e, Açık Radyo, Radikal Gazetesi, Focus Dergisi, Geniş Açı Dergisi, İstanbul Life Dergisi, Miliyet Sanat Dergisi ve Zip İstanbul Dergisi ile fotografya.net'in basın sponsorluğu desteğiyle tanıtımı yapılan festivalin "Serbest Katılım Bölümü"nde yer alan ve 100'e yakın fotoğrafçı tarafından hazırlanan 43 saydam gösterisi 6. İstanbul Saydam Günleri'nde yaklaşık 9 bin kişi tarafından izlenir.

2001 yılında Tarık Zafer Kültür Merkezi’nde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığı ile ortak bir saydam gösterisi programına başlanır. Belgin Çöleri tarafından yürütülen ve iki kış ve bahar sezonunda devam eden etkinliklerde yaklaşık 20 fotoğrafçının İstanbul merkezli çalışmaları izleyici ile buluşturulmuş olur.


7. İSTANBUL SAYDAM GÜNLERİ

“Kimliğin Peşinde...”

İstanbul Saydam Günleri 2002 yılında Fotoğraf Vakfı Girişimi çatısı altında düzenlenir. 6.İstanbul Saydam Günleri Organizasyon Komitesi tarafından tartışılmaya başlanan “Kimlik-Kurum” konusu organizasyonun bir çatı altına girme eğilimiyle sonuçlanmıştır. Ancak, uzun soluklu olması umulan buluşma, beklenenden çok daha kısa sürecek, festival 2004 yılında son kez bu çatı altında düzenlenip, 2005 yılından itibaren kendi örgütlenmesini gerçekleştirecektir.

12-27 Ekim 2002 tarihleri arasında gerçekleştirilen 7. İstanbul Saydam Günleri’nde Turkcell ve Tarık Zafer Tunaya salonlarında 8 ayrı bölümde 74 fotoğrafçının hazırlayıp sunduğu 68 saydam gösterisi, 2 Performans ve 1 paneli, 9 bini aşkın kişi izler.

11 Ekim 2002 tarihinde Kadir Has Üniversitesi’nde yapılan açılışa, Cemil Ağacıkoğlu kent insanı üzerine kurguladığı “Aralık” çalışmasıyla katılır.  Saydam Günleri bursunu alan Nesli Sarıkaya’nın “Görünenin Ötesinde” ve Dilek Şenuğuz’un “Bavul” adlı gösterileri de açılış programında yer alır.

9 Eylül Üniversitesi öğrencilerinden Dilek Şenuğuz’un 6. İstanbul Saydam Günleri Saydam Göstersi Burs projesi, başvurusunun bir hata nedeniyle değerlendirme dışı kalmasının telafisi
için Organizasyon Komitesi’nin kararıyla 2002 yılında verilecek olan Saydam Gösterisi Bursu kapsamına alınır. Yeni projelerin önünü kesmemek için ise 2002 yılında burs sayısının ikiye çıkartılması, iki burstan birinin Dilek Şenuğuz’a, diğerinin ise yeni başvurular arasında yapılacak değerlendirme sonucuna göre verilmesine karar verilir. Yeni projeler arasından öne çıkan ise Nesli Sarıkaya’nın “Görünenin Ötesinde” adlı tasarımıdır. Böylelikle 2002 yılında iki öğrenci çalışması izleyicilerle buluşturulmuş olur.

Saygı Bölümü’nde, yıl içerisinde hayatını kaybeden genç basın fotoğrafçılarından Ferhat Atalay, Hüseyin Alsancak’ın sunumuyla ve bir dizi fotoğrafıyla anılır.

Yılın konuk ülkesi Japonya’dan gelen iki fotoğrafçı Haruhiro Takada ve Harumi Hondo’nun ikişer gösterisi programa alınır. Birer gösterileri yılın teması “Yaşam ve Ölüm” kapsamında sunulan fotoğrafçıların farklı fotoğraf anlayışları, izleyici tarafından oldukça yadırganır. İmgelerle yüklü, kavramsal anlatım biçimi, yerel öğelerle birleşince fotoğraf izleyicisi bu gösterilerde salonu boş bırakmayı tercih eder. Öte yandan, altı fotoğrafçının katılımıyla gerçekleşen "Yaşam ve Ölüm" konulu ''Tematik Çağrılı'' bölümün Türkiyeli katılımcıları, Ali Öz, Arzu Şenyurt, Hakan Denker, Orhan Cem Çetin, Özgür Nizam ve Timurtaş Onan'ın gösterileri izleyicilerin beğenisini kazanır. Fotoğrafçılar, üretimde bulundukları alanların görsel ve kavramsal sınırlarını son derece başarılı biçimde çizip, farklılıklarını yansıtırlar.

Farklı disiplinlerden sanatçıların, "saydam" malzemesini kullanarak hazırladıkları çalışmalar ''Performans'' bölümünde izleyicinin karşısına çıkar. "Performans" bölümünde yer alan ressam Balkan Naci İslimyeli'nin rahatsızlığı nedeniyle performansını sunamadıysa da, fotoğrafçı Nilüfer Gökeşmeoğlu ve seramik sanatçısı Serkan Gönenç'in, Pozitif ptf ve Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde sundukları performanslar ilgiyle izlenir. Ayrıca fotoğrafın güncel sanattaki yerinin tartışıldığı "Güncel Sanatta Anlatım Öğesi Olarak Fotoğraf" başlıklı panelde Orhan Cem Çetin, Levent Öget, Hüseyin Altındere, Ali Akay ve Özgür Uçkan da konuşmacı olarak yer alırlar. Tartışmanın verimli bir eksene oturamadığı panelde, ülkemizdeki fotoğrafçıların önemli bir bölümüyle, güncel sanat temsilcileri arasındaki iletişim uçurumunun, ne denli dikkat çekici olduğu açıkça ortaya çıkar.

Toplu Gösteriler bölümünde  Orhan Cem Çetin’in, geçmiş yıllarda ürettiği eserleri bir kez daha izleyici ile buluşturulurken, serbest katılımın en yoğun olduğu yıl olarak kayıtlara geçer. 2002 yılı: 68 gösteri! İki salonda yapılan ve bu nedenle on beş güne yayılan festivali 9 binden fazla izleyici izler.

7. İstanbul Saydam Günleri Sponsorlarına gelince: Ana Sponsor: Yapı Kredi Bankası, Kurumsal Sponsor: PenajansD'Arcy, Hizmet Sponsorları: Yılmaz Ofset, Kavaklıdere, İltek, Gsf, Akademi Production, Diaturk.com, İstanbul Fotoğraf Kulübü, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Haber Ajansı(M İHA), Fida Film. Basın Sponsorları: Açık Radyo, Show Radyo, Milliyet Gazetesi, Radikal Gazetesi, Akşam-lık Dergisi, Focus Dergisi, Fotoğraf Dergisi, Geniş Açı Dergisi, İstanbul Life Dergisi, Milliyet Sanat Dergisi, Sea Life Dergisi.
Salon Sponsorları:İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığı, Turkcell, Kadir Has Üniversitesi ve Pozitif ptf.


8. İSTANBUL SAYDAM GÜNLERİ

“Çatı Altındaki Günler”

8. İstanbul Saydam Günleri, Fotografik Vizyon Ltd. Şti. ve Fotoğraf Vakfı Girişimi tarafından 11-19 Ekim 2003 tarihleri arasında İfsak ve Turkcell salonlarında gerçekleşir.

Mimar Sinan Üniversitesi Oditoryum'unda yapılan açılış programında Hüsnü Atasoy'un "Köpek Gözler" adlı gösterisinin yanı sıra 2003 yılı Saydam Gösterisi Bursu'nu kazanan Zeynep Esmez'in "Herkes Biraz Şizofrendir"in de ilk sunumu gerçekleştirilir.

150’ye yakın fotoğrafçının hazırladığı 96 saydam gösterisiyle izleyici karşısına çıkan 8. İstanbul Saydam Günleri’nde, üç İranlı fotoğrafçının çalışmaları, savaş öncesi ve sonrasına ilişkin Irak fotoğrafları, fotoğrafçı çocuklar tarafından üretilen fotoğrafların toplu gösterimleri, İzzet Keribar’ın son yıllarda hazırlayıp sunduğu dört saydam gösterisi, gençlerle ustaları yanyana getiren Tematik Bölüm’deki “Şehir” temalı beş çalışma, senenin dikkat çekici sunumları olarak akıllarda kalır. Ayrıca, Serbest Katılım Bölümü’nde de, fotoğraf ustalarımızdan Yusuf Tuvi’yi, Mehmet Arslan Güven’i izlemek, Hüsnü Atasoy ve Merih Akoğul’un son çalışmalarını görmek, Mehmet Kaçmaz, Mustafa Özünal, Zeynep Esmez gibi genç yeteneklerin parlayışlarına tanıklık etmek de yine bu yılın notları arasında önemli yer tutuyordu.

Yıl içerisinde hayatlarını yitiren fotoğrafçılar Emirhan Durmuş ve Uğur Uluocak ile ölümlerinin onuncu yılında, Gökhan-Evren Yalta'yı anmak için düzenlenen saydam gösterili anma toplantıları Saygı bölümünde yer alır.

Toplu Gösteriler bölümü, gezi fotoğrafının büyük ustalarından İzzet Keribar'ın dört gösterisine ayrılmıştır. Keribar, geçmiş dönemlerde sunduğu çalışmalarından Venedik Karnavalı-Maskeler, Lizbon-Lisboa ve Seul-Sarayda Bir Tören'in yanı sıra Ver Elini Anadolu adlı gösterisiyle de izleyicinin karşısına çıkar.

2003 yılına damgasını vuran Irak işgali ile Saydam Günleri de yüzünü, Türkiye'nin de içinde bulunduğu coğrafyaya çevirmeye karar verir ve iki bölümü komşu ülkelere ayırır. Bunlardan, biri her yıl gerçekleştirilen Konuk Ülke Bölümü’dür. İranlı fotoğrafçıların çalışmalarına yer verilen bu bölümde İran'ın günlük yaşamından, modasına, coğrafyasından, kültürel izlerine değin geniş bir yelpazede yapılmış çalışmalar İstanbullu fotoğrafseverlerle buluşur. Reza Hemmati Rad, “Tahran Sokakları” ve “İstanbul'a Doğu'dan Bakmak”; Saber Anvari, “Sahra” ve “İran'ın Tarihi Yapıları”; Nader Samavati ise “İran'dan Reklam Fotoğrafları” adlı çalışmalarıyla İstanbullu fotoğrafseverlerin İran fotoğrafıyla tanışmasını sağlar. Bu çerçevedeki ikinci bölüm ise işgal altındaki Irak'a adanmıştır. Savaş rüzgarlarının esmeye başladığı kış aylarından, savaşın yakıcılığındaki Irak'a, acının ve kaosun içine yuvarlanan ülkenin son bir yılına ilişkin fotoğrafik çalışmalar ülkemiz fotoğrafçılarının bakışıyla perdelere yansır. Bu bölümde, Ahmet Şık, “Irak'ın Kuzeyi”; Cevahir Buğu, Gençer Yurttaş,
Özcan Yurdalan, Şaban Dayanan ve Tolga Sezgin'in “Bağdat-Babil-Kerbela Şubat 2003”; Fatih Pınar, “Irak”; İlker Akgüngör, “Bir Savaşın Bilançosu: Acı, Hüzün, Nefret ve Dehşet”; Burak Kara, “Diktatörlüğün Karanlığından Savaşın Yıkımına”; Mehmet Demirci ve Selahattin Sevi, “Irak”; Yusuf Eroğlu ise “Fotoğraf Gerçektir” adlı gösterileriyle yerlerini alırlar.

Tematik Çağrılı Bölüm'ün konusu “Şehir” olarak belirlenmiştir. Kemal Cengizkan, Belgin Çöleri, Engin Gerçek, Murat Germen ve Fethi İzan, kendi derinlerindeki şehir izlerini açığa çıkararak farklı bakışları ve farklı çalışmalarıyla izleyicileri salonlara çekerler.

Yılın bir diğer özel bölümü de, Fotoğrafçı Çocuklar Atölyeleri Özel Bölümü'dür. Ülkemizde 17 Ağustos Depremi sonrasında rehabilitasyon çalışmalarının bir parçası olarak başlatılan ve her geçen gün yeni bir örneğiyle karşılaşmaya başladığımız çocuklarla yapılan fotoğraf çalışmalarının toplu sunumunu ve kamuoyu bilgilendirmesini hedefleyen bölümde 8 atölyenin çalışma sonuçları yer alır. Dayanışma Gönüllüleri Derneği tarafından başlatılıp Fotoğraf Vakfı Girişimi tarafından sürdürülen Hacı Süleymanbey, Aksu Köyleri Atölyesi ile İzmit-Şirintepe Fotoğrafçı Çocuklar Atölyesi'nde çocuklar tarafından üretilen fotoğrafların yanı sıra, İfsak'ın yürüttüğü Kasımpaşa Çocuk Yuvası Atölyesi, Afsad'ın Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı ile birlikte yürüttüğü Elmadağ Çocuk Tutukevi Fotoğraf Atölyesi, Diyarbakırlı Fotoğrafçı Çocuklar Atölyesi, Fotoğraf Vakfı, SKYGD ile Bilgi Üniversitesi'nin desteklediği Sokak Çocukları Atölyesi, Aziz Nesin Vakfı Çocuk Cenneti Fotoğraf Atölyesi, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı'nın desteklediği Eskişehir Atatürk Eğitim Parkı Fotoğraf Atölyesi'nde yapılan çalışmalardan örnekler de izleyici ile buluşur.

Amatör olsun, profesyonel olsun, saydam gösterisiyle izleyici karşısına çıkmak ve ürünlerini paylaşmak isteyen tüm fotoğrafçılara açık olan Serbest Bölüm'e ilgi de oldukça yoğun olur. 60 kadar gösterinin başvurduğu bölümde yer alan çalışmalar, fotoğrafseverleri salonlar arasında hararetli bir koşuşturmanın içine çeker. Tüm bölümlerde sunulan gösterileri yaklaşık yedi binden fazla kişi izler.

PenajansD’Arcy’nin Kurumsal Sponsor olarak desteğini sürdürdüğü festivale ayrıca, İltek, İnformatik ve Gsf, Hizmet Sponsoru; İstanbul Fotoğraf Kulübü, Saydam Gösterisi Bursu Sponsoru; İfsak ve Turkcell de Salon Sponsoru olarak destek sunarlar. Basın Sponsorları arasında yeralan Açık Radyo ve Radyo Kozmos, dikkat çekici sözcüklerin peşpeşe diziliminden oluşan, gösteri tarihlerini ve salonların adlarını duyuran 30 sn.’lik ses bandını 12 gün süreyle gün boyunca bir çok defa; Skyturk TV, 8. İstanbul Saydam Günleri tanıtım filmini 7 gün boyunca, kültür-sanat programlarında ve program aralarında, reklam kuşaklarında; Focus, Fotoğraf, Geniş Açı, Sealife ve Zipİstanbul dergileri de Ekim 2003 sayılarında renkli tam sayfa 8. İstanbul Saydam Günleri ilanını, yine Geniş Açı ve Fotoğraf dergileri ilanın yanı sıra ikişer sayfalık tanıtıcı metni yayımlarlar. CNN Türk, TRT-2, Skyturk TV’de 8. İstanbul Saydam Günleri tanıtım filmi, haber ve röportajları yayınlar. Hürriyet, Milliyet, Radikal, Sabah, Zaman ve Evrensel gazeteleri Saydam Günleri’nin haberlerine sanat ve toplum sayfalarında yer verir, dergiler cephesinde de Aktüel Dergisi ve Beyoğlu Gazetesi haber desteklerini sunarlar.

9. İSTANBUL SAYDAM GÜNLERİ

9. İstanbul Saydam Günleri, 1 Ekim 2004 Cuma günü saat 19.00'da İtalyan Kültür Merkezi'nde yapılan tören ile açılır. Ramazan ayının izleyici üzerindeki etkisini hafifletmek için ilk kez ekim ayının ilk günlerine çekilen programa ilgi önceki yıllara oranla belirgin biçimde düşüktür.

İtalyan Kültür Merkezi’ndeki açılış programında 2004 yılı Saydam Gösterisi Bursu'nu alan İsmail Gökçe'nin “Maronitler” ve fotoğraf sanatçısı Merih Akoğul'un “Şeyler” adlı saydam gösterileri izleyici ile buluşur. Büyük bir izleyici kitlesine ulaşan açılış gecesinin tersine sonraki günler aynı yoğunluk oluşmayacaktır.

Dokuz gün boyunca İfsak, İtalyan Kültür Merkezi ve Turkcell salonlarında sunulan gösteriler 22 Temmuz 2004' de kaybettiğimiz karikatür sanatçısı Necati Abacı anısına yapılır. Programda sanatçının ağırlıklı olarak fotoğraf dünyasına ilişkin yaptığı çalışmalarından örneklerin sunulduğu, Merih Akoğul ve Ali Selen tarafından sunulan, ailesinin de bulunduğu törende Necati Abacı’nın saygın kişiliğine duyulan özlem dile getirilir...

‘Toplu Gösteriler' bölümünün 2004 yılındaki konuğu Reha Bilir, son yıllarda gerçekleştirdiği üç önemli çalışma olan “Pazarlık”, “Sarı Sevda” ve “Umut Ağlarda” adlı gösterileriyle sanatseverlerle buluşur.

İstanbul Saydam Günleri dokuzuncu yılında, önceki yıllardan farklı olarak üç tema üzerine yoğunlaşır: Gece, Toplumsal Cinsiyet ve Şiddet.

Gece teması Emre İkizler, Mehmet Kaçmaz, Gökçe Pehlivanoğlu, Handegül Toker-Melda Kurt ve M. Yüksel Altun'un yorumlarıyla izleyiciye sunulur. Aynı tema çerçevesinde yurtdışından da iki fotoğrafçı çalışmalarını izleyiciyle paylaşır: İtalyan fotoğrafçı Helen Giovanello ve Makedonyalı fotoğarafçı Maya Janevska.

Yılın ikinci teması ise “Toplumsal Cinsiyet” olur. World Press Photo'nun 2001-2003 yılları boyunca dünyanın 7 ülkesinde genç basın fotoğrafçılarıyla sürdürdüğü eğitim faaliyetinin final teması olan Toplumsal Cinsiyet'e Türkiye'den Handan Coşkun, Coşkun Aşar, Şebnem Eraş ve Tolga Sezgin'in yanısıra Hint asıllı Amerikalı Srinivas Kuruganti ve Hintli Rana Chakraborty, Makedonyalı fotoğrafçılar Jasna Susha, Maja Janevska ve Tomislav Georgiev'in gözüyle bakılır. Srivinas Kuruganti'nin, Haydarabad'da geleneksel olarak cinsiyet değiştirerek itibar kazanan eşcinselleri ele alan çalışması, bölümün en ilgi çekici çalışmalarından biri olur.

9. İstanbul Saydam Günleri'nin üçüncü teması ‘Şiddet' olarak belirlenmiştir. Yaşadığımız dönemin en çok tartışılan kavramlarından biri olan şiddeti yorumlayan fotoğrafçılar arasında yılın sürprizi Jean-Marc Bouju da bulunur. World Press Photo'dan 2004 Yılın Fotoğrafı ödülünü alan Bouju, daha önce de iki kez Pulitzer ile ödüllendirilmiştir. Ünlü fotoğrafçının Afrika'da, Sudan, Liberya ve Somali'de yaşanan katliamlardan, savaşlardan biriktirdiği şiddet görüntüleri, izleyiciyi önce insanlık adına umutsuzluğa sürükler, ilerleyen bölümlerde herşeye rağmen bir umudun varolabileceğine işaret eder.

Şiddet teması çerçevesinde Avustralya’dan David Dare Parker “Endonezya Reformu” , ABD’den Sarah Hoskins de “Domuz Öldürmek” ile temaya farklı açılardan yaklaşırlar. Şiddet temasına Türkiye perspektifinden yaklaşan fotoğrafçılar da vardır: Murat Yaykın İmroz/Gökçeada'da yaşamını sürdüren Rumlar üzerinden azınlıklara yönelik şiddeti fotoğraflarıyla araştırırken, Özgür Nizam mülkiyet, ego, süperego ve meta kavramlarını sorgulayarak gündelik-ardaşık şiddeti fotoğrafa taşır. Nazım S. Fırat, “Şiir Zamanı”nda ellerindeki değerleri şiddet ve zorbalıkla ayaklar altına alınmış insanlığın direnişine dair samimi bir güzellemeyi fotoğraflarıyla paylaşır. Metin Avdaç ise doğanın şiddetine çevirdiği objektifiyle geçtiğimiz kış aylarının büyük zorluklarını depresif bir sunumla yeniden yaşatır izleyiciye.

İstanbul Saydam Günleri'nin alternatif özelliklerinden başlıcası olan ‘Serbest Bölüm'e ilgi bu yıl da son derece yoğun olur. Polonyalı fotoğrafçı Zbigniew Kosc'dan “İslamic Kahire”, Andy Kropa'dan “Hıristiyan Rock'n Roll Festivali”, Gilles Mingasson'dan “Nascar Babaları” ve “Los Angeles'de Latinler”, Cemil Ağacıkoğlu'ndan “I am Ivan”, Özer Kanburoğlu'ndan “Portreler”, Wilbert “Skip” Norman'dan “Berlin-Maybachufer: Görsel Bir Etnografi”, Michael Lofquist'ten “Hutong'da Hayat” ve Leslie Lyons'dan “Aids” izleyicinin ilgisini çeken saydam gösterilerinden yalnızca bir kaçıdır...

Yücel Tunca’nın tasarımlarını yaptığı 9. İstanbul Saydam Günleri kataloğu 2000 adet ve renkli, afişler ise 1000 adet ve renkli basılır. Ayrıca, 2000 yılı boyunca iki ayda bir, 500'ü çeşitli adreslere gönderilen 1000 adet İstanbul Saydam Günleri Bülteni basılır.

80'in üzerinde saydam gösterisiyle dokuz gün boyunca fotoğrafı gündemin üst sıralarına taşıyan İstanbul Saydam Günleri'nin 2004 yılı hizmet sponsorları, Eylül Prodüksiyon, GSF, Ptf, Galata Fotoğrafhanesi; basın sponsorları ise Açık Radyo, CNN Turk, Ekspres Dergisi, Fotoğraf Dergisi, Fotom.net, Geniş Açı Dergisi, Milliyet Sanat Dergisi ve Trendsetter Dergisi’dir. Turkcell, İtalyan Kültür Merkezi ve İfsak ise salon sponsorları olarak listede yerlerini alırlar.

10. İSTANBUL SAYDAM GÜNLERİ

“Yeni Ufuklar...”

10. İstanbul Saydam Günleri, festival tarihi içinde gerçek anlamda bir milat olarak kendini gösterir. Son birkaç yıldır organizasyon yapısı içinde yaşanan tartışmaların ulaştığı noktayı göstermesi bakımından da önemli olan yıl, bir anlamda son, bir anlamda da yeni bir başlangıca işaret eder. 2002 yılından itibaren izleyici sayısında yaşanan azalma eğilimi, organizasyon yapısı içerisindeki arayışların gün geçtikçe artması ve bunun yanı sıra yorgunlukların baş göstermesi ve belki de tümünden önemlisi yeni hedeflerin belirmeye başlaması 9. İstanbul Saydam Günleri’nin sürdüğü günlerde ve hemen ardından bir dizi fikir alışverişi başlatır. Görüşmeler iki yönlü sürer: Bir yandan Saydam Günleri’nin geleceği ve yeni bir fotoğraf festivali ihtiyacı konuşulurken, bir yandan da öncelikle, İstanbul’da faaliyette bulunan köklü fotoğraf kurumlarının bir araya gelmesiyle büyük bir hedefe kilitlenilmesi, yani ortak bir organizasyonla uluslararası fotoğraf festivali düzenlenmesi konuşulur. Gerçekleşmesi her ne kadar güç görünse de, gerçek gereksinimin bu noktada oluştuğunun kabulü üzerinden yapılan, bir takım kurumlararası görüşmeden olumlu sonuçlar alınamayınca, ilk fikrin üzerine eğilinir ve yeni bir dernek oluşumunun temelleri atılır.

İstanbul Saydam Günleri’nin 10.’sunun ardından, “Uluslararası İstanbul Fotoğraf Festivali”ni düzenleme hedefiyle kurulan “İstanbul Saydam Gösterileri ve Fotoğraf Derneği”, fiili çalışmalarına 2005 yılı Mayıs’ında başlar. 2007 yılından itibaren İstanbul Saydam Günleri’ni bir bölüm başlığı olarak festival yapısının içine alarak, şehrin farklı ilçelerine, bir ay boyunca fotoğraf rüzgarı taşımayı planlayan ve Haziran 2005’te resmen kurulan dernek, ilk faaliyet olarak 10. İstanbul Saydam Günleri’nin organizasyonunu gerçekleştirir.

10 yılın hikayesi yazılırken, hazırlıkları son aşamaya gelmiş olan programda yer alan bölümler şöyle sıralanır:
14 Ekim Cuma akşamı İTÜ Taşkışla, G Amfi’sinde yapılan açılışta, 10. yıl Saydam Gösterisi Bursu’nu alan Burak Olçaylı’nın “Gölgem... Her Yerde!” başlıklı gösterisinin yanı sıra, versiyonu ve ülkemizin önemli fotoğraf ustalarından Arif Aşçı’nın son çalışması olan İstanbul panoramalarının yer aldığı “İstanbul” adlı çalışması yer alır.

Festivalin ilk kez Anadolu yakasında bir salonu programa dahil etmesi, gelecek yıllardaki açılım isteğinin küçük bir göstergesi sayılır ve bu çerçevede Kadıköy’deki KargART salonu ile anlaşılır. Avrupa yakasındaki salonlar ise önceki yıl olduğu gibi yine, Turkcell ve İfsak salonlarıdır.

Tolunay Timuçin, Mehmet Gülbiz ve Merter Oral gibi çok değerli fotoğrafçıların yaşamlarını yitirdikleri 2005 yılında festivalin Saygı bölümü de bu fotoğrafçılara ayrılır. Tek seans halinde Turkcell’de yapılacak olan anma töreninde fotoğrafçıların çalışmalarından örnekler sunulur, hayat ve fotoğrafçılık öyküleri üzerine konuşmalar yapılır.

Yılın Toplu Gösteriler bölümü Fatih Pınar’a ayrılır. “Gençlik”, “Dört Atlı”, “İşgalden Önceki Irak” ve “Sanfransisko Sokakları” adlı gösterilerinin izlendiği bu bölümün dışında Pınar’ın “Tema: Filistin” çerçevesinde “Kararma Anı” ve Serbest Katılım bölümünde “Yürüyen Fotoğraflar” adlı gösterilerini de izlenme şansına sahip olunur.
                                                                                                      
2005 yılının katılımı en yoğun teması “Tema: Çingeneler”de, dünyanın farklı bölgelerinden fotoğrafçıların hazırladıkları gösteriler izlenir. Geçtiğimiz yıl da İstanbul Saydam Günleri’ne etkili bir çalışmayla Avustralya’dan katılan David Dare Parker, bu yıl Çingeneler üzerine yoğunlaştırdığı bakışlarının izdüşümlerini “Bahara Yolculuk” başlığı altında yansıtır perdeye... Parker’ın yanı sıra İspanya’dan Ima Garmendia ve Kike Del Olmo, Almanya’dan Rolf Buerdick, Bulgaristan’dan Nina Nikolava, Yunanistan’dan Stelios Efstathoupolus, yine geçen yılki gösterisiyle hatırlanan Makedonyalı Tomislav Georgiev ile Türkiye’den Timurtaş Onan, İsmail Gökçe ve Coşkun Aşar da fotoğraflarıyla Çingeneleri biraz daha yakından tanımaya yardımcı olurlar.

Yılın en önemli yeniliklerinden biri ise seçilen temalarla izleyicilerin ilişkisini derinleştirmeyi hedefleyen, belgesel film sunumları olur. Çingeneler teması dışında, Filistin ve Dans temalarıyla, 12 Eylül Özel Bölümü içinde de belgesel film sunumları yapılır. Ayrıca “Tema:Çingeneler” bölümü içerisinde konunun uzmanları ve doğrudan muhataplarının katılacağı bir panel de yerini alır.

Uzun yıllardır Orta Doğu’nun kanayan yarası olmaya devam eden İsrail’in Filistin topraklarını işgali ve Filistin halkı üzerine yönelttiği şiddet ile direnişin başvurduğu karşı şiddete bakmaya çalışılan “Tema: Filistin”de de iki belgesel film sunulur. Simon Bitton’un yönettiği “Wall” filmi dünyanın çeşitli ülkelerinde sinemalarda gösterime girerken, Türkiye’de de ilk kez İstanbul Saydam Günleri’nde sunulmuş olur. Bu bölüm içerisinde iki Filistinli fotoğrafçının, Alaa Badarneh ve Jaffar Eshtaye’nin 2. İntifada’ya ilişkin fotoğraflarını izlemek de mümkün olur. Açılış programında ilk gösterimi yapılacak olan Noorderlicht: Filistin İsrail Çatışmasında 9 Fotoğrafçı derlemesi de bu bölüm içerisinde tekrarlanır. Antoine d'Agata, Didier Ben Loulou, Dinu Mendrea, Harry Cock, Paolo Pellegrin, David Sauveur, Henrik Saxgren, Bruno Stevens ve Larry Towell gibi dünyaca ünlü fotoğrafçıların 100’den fazla ürünlerini izleme şansını yaratan gösterinin yanı sıra Clemente Bernad, Murat Sezer ve Fatih Pınar’ın Filistin görüntülerini izleyerek sorunu bir kez daha düşünme fırsatı yakalanır.

Yılın üçüncü teması olan “Dans”ta, Gürşat Özdamar’ın “Dans Olmadan Edemeyiz” adlı belgeseli ile açılır. Fotoğraf dünyasının iki büyük isminin de yeraldığı bölümde Susan Meiselas, Daniel Machado, Kosc Zbigniew, Timurtaş Onan’ın çalışmaları sunulur.

2005 yılının, 12 Eylül Darbesi’nin 25. yılı olması nedeniyle programa alınan “12 Eylül Özel Bölümü”nde yine bir Gürşat Özdamar belgeseli izlenir. Bölümün ikinci belgeseli ise Ankara Üniversitesi’nden bir grup öğrencinin hazırladığı “12 Eylül Ne? Kenan Evren Kim?” adını taşır. Bölüm içerisinde, Hüsnü Atasoy ile Tanju Akleman çok özel iki saydam gösterisi ile yer alırlar.

83 Serbest Bölüm gösterisinin bulunduğu program, bu anlamıyla on yılın doruğuna ulaşır. Ami Vitale, Shadi Ghadirian, Sarah Hoskins, Stephany Imelda gibi usta yabancı, Faruk Ertunç, Adnan Polat, Bikem Ekberzade, Kemal Cengizkan, Özcan Yurdalan, Laleper Aytek, Merih Akoğul, Oral Gönenç, Sefa Ulukan, Timurtaş Onan gibi Türkiye’nin usta fotoğrafçı isimleriyle örülü program ramazan ayının zorluklarına karşın izleyiciyi salonlara bağlamayı vaat eder.

Belgin Çöleri, Berna Kuleli, Ebru Bilir, Emre Ergun, Fethi İzan, Gençer Yurttaş, Hüsnü Atasoy, İdil Gülbalkan, M. Emin Altan, Melodi Simay Acar, Metin Avdaç, Murat Yaykın, Özlem Atasoy, Saygın Serdaroğlu, Şahabettin Pamuk, Şamil Hazır, Tanju Akleman, Taylan Bağcı, Vedat Ozan, Yücel Tunca’nın gerek dernek kurucu üyesi olarak, gerek çalışmalara fiilen katılarak, gerekse önceki yıllardaki birikimleri bugüne taşıyarak hazırladıkları 10. İstanbul Saydam Günleri’nin tasarım çalışmaları Best Images tarafından yürütülür. 10. yılda, tanıtım filmine ve afişlere yansıyan tema, ışığın etrafında toplanmak üzere kanat çırpan dia çerçeveleri olarak seçilir. İlk kez reel görüntülerle beraber animasyonun da kullanılacağı tanıtım filmi TV’lerde ilgi çeker.

Dörtnokta Matbaacılık, Doluca, Fotoğraf Adası, Galata Fotoğrafhanesi, Gsf, İtüfk ve Net copy’nin hizmet sponsoru; Açık Radyo, Bant Dergisi, Express Dergisi, Focus Dergisi, Fotoğraf Dergisi, Fotom.net, Geniş Açı Dergisi, İstanbul Life Dergisi, Milliyet Sanat Dergisi, T3 Dergisi, Trendstter Dergisi, Yaşam Radyo ve Zip İstanbul Dergisi basın sponsoru; İfsak, İTÜ, KargART ve Turkcell de salon sponsoru olarak festivale katkıda bulunurlar.

Yorumlar

Çok Okunanlar